MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi konusunda önemli açıklamalar yaptı.
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi konusunda, "Sayın Fethullah Gülen Bey'in Türkiye'ye gelmesi ve bugünkü siyasi iktidarla 10 yıllık beraberliğini, yüzleşmesini yapmasında yarar vardır" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin "2011 seçimleri öncesinde partinize yönelik dinleme, izleme ve şantaj konularına ilişkin yargı süreci ne durumda, yeni bir girişiminiz olacak mı?" şeklindeki sorusu üzerine Bahçeli, "Bugüne kadar müracaatlarımıza hiçbir cevap verilmemiştir. Son günlerde malum bir yandaş gazetede konu gündeme getirilmiştir. MHP her tarafa açık olandır. Dinlemekte zorluk çeken varsa bize başvursun, biz gereken cevabı veririz" karşılığını verdi.
Bahçeli, paralel yapı konusundaki bir soruya ise, "İnine kadar ineceklerini söylüyorlar. Eğer bu ine kadar inerken kendilerini bulmazlar, bize de rast gelirlerse haberimiz olsun" yanıtını verdi.
Öğretmen atamalarının acil olduğuna yönelik açıklamalarının hatırlatılarak, "Torba Kanuna ciddi bir muhalefetiniz de var. Bu açıklamalar buna destek olacağınız anlamına mı geliyor?" şeklindeki soru üzerine Bahçeli, "Evet. Bu konuda daha önce Meclis tatile girmeden evvel verilmiş sözümüz de vardır. Şayet Soma ve öğretmen konusu geldiğinde biz gerekli yardımı yapacağımızı ifade ettik" dedi.
Bahçeli, Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi konusundaki bir soruya ise, "Ben bu konuyu çok daha önceden ifade ettim. Sayın Fethullah Gülen Bey'in Türkiye'ye gelmesi ve bugünkü siyasi iktidarla 10 yıllık beraberliğini, yüzleşmesini yapmasında yarar vardır. Eğer Fethullah Gülen gelme kararını alır, Esenboğa'ya indiği gün yeni uçakla Cumhurbaşkanının nereye gideceğini merak ediyorum" cevabını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, "Başbakan Davutoğlu, yeni Türkiye'ye öyle anlamlar yüklemiş, öyle değerler atfetmiştir ki, bu konuda sahibini bile solda sıfır bırakmıştır. Davutoğlu diyor ki; yeni Türkiye, büyümüş, kalkınmış ve güçlü bir Türkiye'dir. Biz diyoruz ki; yeni Türkiye küçülmüş, sinmiş, silinmiş, sömürülmüş, zayıf bir ülkedir" diye konuştu.
"DİRLİĞİMİZ SON NEFESİNİ VERMEK ÜZEREDİR"
Bahçeli, "Ne üzücüdür ki, Türkiye hayatın her alanında gerilemekte ve tökezlemektedir. Sürekli ertelenen, ertelendikçe büyüyen, büyüdükçe içinden çıkılmaz hal alan derin ve köklü sorunlar ülkemizi ciddi şekilde tehdit etmektedir. İstikrar ve güvenliğimiz hükümet kaynaklı ihmalkârlığın, vizyonsuzluğun, hedefsizliğin kurbanıdır. Ülkemiz vahim, vahim olduğu kadar da ölçüsüz, ilkesiz, yönsüz, yolsuz ve kontrolsüz bir sürecin tüm ağırlığını yaşamaktadır. AKP'nin yönetim ve boyunduruğu altında geçen uzun yıllar kayıp, hüsran, israf, acı, afet, yenilgi ve acziyet olarak hafızalardadır. Türkiye alarm vermektedir. Aradığımız, arzuladığımız ve umut ettiğimiz huzurlu ve güzel günlerden en ufak iz ve eser yoktur. Dirliğimiz son nefesini vermek üzeredir. Kardeşliğimiz ağır yaralıdır. Ekonomik refah, sosyal adalet, siyasi denge hiç olmadığı kadar karmaşık ve karanlıktır. Türkiye'nin içine sürüklendiği bunalım ve buhran döngüsü ufkumuzu kapatmakta, istikbalimizi riske sokmaktadır. Düzenlediğimiz bugünkü basın toplantısında işte böylesi kaygı verici ve kırılgan bir ülke tablosunu ana hatlarıyla değerlendirip görüş ve yorumlarımı sizlerle paylaşmayı düşünüyorum" dedi.
"YENİ İMAJIYLA YEDİRİLMEYE ÇALIŞILAN HER ŞEYİN YEĞNİ VE YENİLGİ OLDUĞUNU İBRETLE GÖRÜYORUZ"
Bahçeli, "Parti olarak, milletimizin sıkıntı ve sorunlarının tahammül ve dayanma eşiğini çoktan geçtiğini düşünüyoruz. Yeni diye sunulan, yeni diye yutturulmaya, yeni imajıyla yedirilmeye çalışılan her şeyin yeğni ve yenilgi olduğunu ibretle görüyoruz. Anlaşılan odur ki, ihanetin yeni bir dalgası, çözülmenin yeni bir fazı, bölücülüğün yepyeni bir furyası düne eklemlenerek, düne iliştirilerek ilerletilecektir. Bildiğiniz gibi, 10 Ağustos Cumhurbaşkanı Seçimi'nin toz bulutu altında halef-selef Cumhurbaşkanları arasında devir-teslim işlemi tamamlanmıştır. Seçilmiş 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan hukuki nitelikli haklı eleştiri ve tartışmaların gölgesinde koltuğuna oturmuş, görevine başlamıştır. Müteakiben AKP'nin 5'inci, Türkiye Cumhuriyeti'nin 62'inci Hükümeti Konya Milletvekili ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Başkanlığında 29 Ağustos 2014 günü kurulmuştur. Başbakan Davutoğlu, Hükümet Programı'nı 1 Eylül 2014 günü TBMM'nde okumuştur. Hükümetin tam manasıyla göreve başlayabilmesi için gerekli olan güven oylaması bugün yapılmış ve 62'inci Hükümet TBMM'nden vizeyi almıştır. Normal tarihi 7 Haziran 2015 olan 25.Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi'ne kadar Türkiye'nin siyasi sorumluluğu bu Hükümet'in omuzlarında olacaktır" diye konuştu.
"62.HÜKÜMET GELİP GEÇİCİ OLDUĞU KADAR BAĞIMLI, TUTSAK, HAVASI İNİK, BAŞI EĞİKTİR"
"Yeni AKP Hükümeti'nin niyet, mizaç ve maksadı baştan sorunlu, baştan hasarlıdır" diyen Bahçeli, şunları söyledi; "Çünkü bu Hükümet'in ipleri hala Erdoğan'ın elindedir. Çünkü bu Hükümet Erdoğan'a zimmetlenmiştir. 62.Hükümet gelip geçici olduğu kadar bağımlı, tutsak, havası inik, başı eğiktir. 62.Hükümet icazetle tesis, pazarlıklarla tezahür, karşılıklı menfaatlerle tecelli etmiş siyasi bir kukladır. Bu Hükümeti, özellikle bir önceki Erdoğan Hükümeti'nden ayıran, farklılaştıran, özel kılan hiçbir yan yoktur. Yaygın kanı ve kabule göre; 62'inci Hükümet'in program, söylem, eylem ve hedefleri Çankaya'da belirlenmiş, Çankaya'dan dikte edilmiştir. Bizim de düşüncemiz bu yöndedir. Yeni Hükümet Programı'nın ana yörüngesi 61'inci Hükümetinkine sabitlenmiş ve çivilenmiştir. Ahmet Davutoğlu Çankaya'nın Başmabeyincisi olmaya peşinen rıza göstermiş, komutla ve kumandayla hareket eden Başçuhadarlık vazifesini gönüllüce kabullenmiştir. Bu, Türk milleti adına üzüntü duyduğumuz bir durumdur. Elbette 62'inci Hükümet'in ne getirip ne götüreceğini zaman içinde görmek mümkün olacaktır. Biz önyargısız, iyi niyetle, içtenlikle ve samimiyetle Hükümet'in başarılı olmasını ister ve bunu dileriz. Fakat ilk düğmesi yanlış iliklenen, ilk adımı yanlış atılan, baştan aşağıya Erdoğan'ın siyasi dürtülerine teslim olan, Türkiye'nin asıl ve gerçek sorunlarına yabancı duran bir Hükümet'ten çok şey beklemenin de zaman kaybı olacağına yürekten inanırız."
"ÇİÇEĞİ BURNUNDA BAŞBAKAN SELEFİNDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENMİŞTİR"
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü; "62'inci Hükümet Programı'nda öne çıkan ve göze çarpan dört ana vurgu olduğu şüphesizdir. Bunlar; yeni Türkiye, yeni Anayasa, paralel yapıyla mücadele ve sözde çözüm sürecidir. Çankaya'da hazırlanıp Davutoğlu'nun önüne koyulan Program'ın özü ve ana omurgası bu dört hedefle çizilmiş ve şekillenmiştir. Başbakan Davutoğlu, Erdoğan tarafından kulağına fısıldanan ve hatta talimatlandırılan ne varsa benimsemiş, daha doğru bir deyimle benimsemek zorunda kalmıştır. AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık koltuğunun şarta tabi olarak Davutoğlu'na tevdi edilmesi boşuna değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 62'inci Hükümet'in ruhunu haczetmiş, iradesini gasp etmiştir. Davutoğlu siyasi velayet altına girmiş, Erdoğan vasiliğine ve vesayetine boyun eğmiştir. Ayakları üzerinde duramayan, ilkeleri ve ahlaki sınırları bulanık bir iktidarın iç ve dış problem sahalarının genişlediği bir dönemde siyasi sorumluluk üstlenmesi milletimiz adına bahtsızlıktır. 62'inci Hükümet'in terzisi Erdoğan, kumaşı BOP, hastalıklı bedeni yeni Türkiye, gıdası bölücülük, vitamini paralel yapıyla mücadele, ezberi yeni anayasa, kirli mayası ise rüşvet ve yolsuzluk dosyalarıdır. Bu yüzden 62'inci Hükümet'ten doğruluk beklemek, bütüncül politikalar izleyeceğini sanmak, Türkiye'nin ve Türk milletinin hayrına faaliyet göstereceğini ummak saflık ve akılsızlıktır. Başbakan Davutoğlu '10 Ağustos ile birlikte yeni Türkiye'nin inşa süreci başladı' diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan manen ve ahlaken ağır kusurlu mirası devraldığını açıkça beyan etmiştir.
"DAVUTOĞLU ERDOĞAN'I GÖZÜNE GİRMEK İÇİN.."
Başbakan, Hükümet Programı'nda yeni Türkiye ucubesine methiyeler düzmüş, övgüler yağdırmıştır. Başbakan'a göre, yeni Türkiye'nin kapıları 10 Ağustos'ta ardına kadar açılmıştır. Yine Davutoğlu'na göre, son 12 yılda yapılanları yeni bir atılım dönemi ile taçlandırmak Hükümet'in temel misyonu olarak belirlenmiştir. Davutoğlu kitabi ve beylik sözlerle binbir gece masallarını aratmayacak hayaller peşinde koşmuş, suya yazı yazmanın yanında hayal tacirliğiyle avunmuştur. Belli ki, çiçeği burnunda Başbakan selefinden çok şey öğrenmiştir. Ancak öğrendikleri hep yanlış, hep yüz karasıdır. Yeni bir medeniyet ihyasından bahseden Başbakan'ın, örtülü şekilde Türk-İslam medeniyetini küçümsemesi, kafasına göre, keyfi olarak kötülemesi müktesebatıyla haddinden fazla çelişmektedir. Davutoğlu siyasi varlığını, siyasi vazifesini Erdoğan'ın gözüne girmeye, verdiği ev ödevlerini yapmaya adamıştır. Yeni Hükümet'in gündeminde millet yoktur, Türkiye yoktur, Cumhuriyet yoktur, millilik yoktur, heyecan yoktur, insan yoktur, sosyal ve ekonomik kesimlere umut da yoktur. Yeni Hükümet'in tek hedefi Recep Tayyip Erdoğan'ın ikbal ve çıkarlarına hizmettir. Sırf bu yüzden 62'inci Hükümet bir Erdoğan kumpası, bir Erdoğan komplosudur ve tepeden tırnağa zincirli, A'dan Z'ye prangalıdır.
Eskinin bir türevi, eskinin bir yansıması, son 12 yıllık başarısızlığın mirasçısı olan 62'inci Hükümet ve başındaki zat aslında yeniye, yenilenmeye ve yeni olan her şeye tümden uzaktır. Ağzından restorasyon kelimesi düşmeyen, saçma sapan nakillerle, özenti ve kopya kavramlarla Türkiye'nin gerçeklerini örten, yeni Türkiye tetikçiliği yapan Başbakan ve hükümeti 12 yıllık bozgunun miadı dolmuş ürünüdür. Türkiye'yi bölücülüğün kör testeresiyle restore etmeye, rejim ve sisteme yeni kılıflı zehirli hançer saplamaya azmeden bugünkü güruhun önce kendisini yenilemesi ve kirli emellerini gözden geçirmesi en halisane temennimizdir."
"BURADAKİ MAKSAT REJİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURUCU DEĞERLERİN EROZYONUDUR"
Bahçeli, "Başbakan Davutoğlu'na göre, yeni Türkiye kendine güvenen donanımlı, erdemli vatandaşlarıyla dünyada öncü ülke olacaktır. Bu güdük tez, AKP'nin 12 yıllık söylemiyle taban tabana zıttır. Daha düne kadar Türk vatandaşlarının özgüvene kavuştuğunu, Türkiye'nin ilklere imza attığını bıktıran tekrarlarla ileri süren AKP'li yöneticiler değil midir? Daha düne kadar, Türkiye'nin bölgesinde ve küresel zeminde öncü ve sözü dinlenen ülke olduğunu sık sık iddia eden AKP'li yöneticiler değil midir? Recep Tayyip Erdoğan sanki dünya devi olduğumuzu, beşeriyete adeta yön verdiğimizi her ağzını açtığında söylemiyor muydu? Şu çalkantılı zihne bakınız ki, Cumhurbaşkanı, KKTC dönüşü sırasında, 'Ortadoğu'da liderlik hevesimiz' yok derken dünüyle açıkça tenakuza düşmekten kurtulamamıştır. AKP yeni dedikçe bocalamakta, yeni çığırtkanlığı, yeni çağrışımı yaptıkça batmakta, mahcup olmaktadır. Şunu bir defa önemle söylemek istiyorum ki, 10 Ağustos yeni Türkiye'nin doğumu demekse, 9 Ağustos'tan önceki tüm AKP'li yıllar eskidir, eskimişliğin tescil ve ilanıdır. Sözgelimi, eski Türkiye doğumlu sonradan görme zümrenin, yeni bir çığır açma iddiasıyla yeni Türkiye yolculuğuna çıkması da yalnızca siyasi ve sinsi bir keşif harekâtıdır. Yeni Türkiye ezberi, AKP'nin tutulduğu iflah olmaz bir hastalıktır. Buradaki maksat rejim değişikliği ve kurucu değerlerin erozyonudur" dedi.
"YENİ TÜRKİYE KÜÇÜLMÜŞ, SİNMİŞ, SİLİNMİŞ, SÖMÜRÜLMÜŞ, ZAYIF BİR ÜLKEDİR"
Bahçeli, "Başbakan Davutoğlu, yeni Türkiye'ye öyle anlamlar yüklemiş, öyle değerler atfetmiştir ki, bu konuda sahibini bile solda sıfır bırakmıştır. Davutoğlu diyor ki; yeni Türkiye, büyümüş, kalkınmış ve güçlü bir Türkiye'dir. Biz diyoruz ki; yeni Türkiye küçülmüş, sinmiş, silinmiş, sömürülmüş, zayıf bir ülkedir. AKP'nin yenisinden; yutulmuş, emperyal yamyamlara yem olmuş ve eğer adına Türkiye denirse, özünden sapmış bir ülke çıkacaktır. Davutoğlu diyor ki; yeni Türkiye, tüm farklılıkları ve renkleriyle, toplumun bütü¬nünü kucaklayacaktır. Biz diyoruz ki, yeni Türkiye; insanlarımızın AKP'ye oy veren-vermeyen, Alevi-Sünni, Doğulu-Batılı, inanan-inanmayan diye kamplaştırıldığı, milli bünyenin 36 etnik parçaya bölündüğü ve medeniyet liginden küme düşmüş bir ülkedir. Davutoğlu diyor ki; yeni Türkiye, toplumsal refah, büyük ekonomi, siyasi istikrar ve ileri demokrasi üzerinde yükselecektir. Biz diyoruz ki, yeni Türkiye; yoksulluğun kemikleşeceği, refahın söneceği, küçülen ve sadece bir avuç imtiyazlı azınlığın hesabına çalışan ekonomik yapının sökün edeceği, istikrarsızlığın yaygınlaşıp demokrasinin mumla aranacağı kaybetmiş bir ülkedir. Davutoğlu diyor ki; yeni Türkiye; her insanının vatandaşı olmakla gurur duyacağı bir dünya devleti olacaktır. Biz diyoruz ki; yeni Türkiye; tarihinden kopmuş, kimliğine yüz çevirmiş, milli kültürüne yabancılaşmış, Türk'e hayat hakkı tanımayan edilgen, pasif ve onun bunun eline bakan teslim olmuş bir ülkesidir.
"TÜRKİYE ÇÖZÜM DİYEREK PKK'YA TESLİM OLMUŞ...."
Davutoğlu diyor ki; Yeni Türkiye; bütün farklılıkları ile birbirini seven, birbirine kenetlenmiş, kendine güvenen, özgür, sorumlu ve erdemli insanlarıyla yeniden dünyanın medeniyet merkezi olan bir Tür¬kiye olacaktır. Biz de diyoruz ki; yeni Türkiye mahcup olmuş, ortak inançları kaybolmuş, süngüsü düşük, itibarı ve saygınlığı darbelenmiş ezik ve köhnemiş bir ülkedir. Yeni Türkiye; İmralı canisinin özgür kalacağı, PKK'nın siyasete taşınacağı, vatan hainliğinin, bayrak düşmanlığının ödüllendirileceği tükenmiş bir ülke gerçeğidir. Yeni Türkiye; Türk milletine düşmanlık sırasına girmiş ne kadar mihrak varsa terfi ve rütbe alacağı, para ve servete boğulacağı, milliyetçiliğin kuruyacağı çözülmüş ve çürümüş bir ülke tanzimidir. Yeni Türkiye; çözüm diyerek PKK'ya teslim olmuş, barış diyerek dağılmaya çanak tutmuş, yeni anayasa diyerek parçalanmaya ve Başkanlık sistemine göz kırpmış odakların eşine az rastlanan bir tuzağıdır. Yeni Türkiye; yeni bir Mondros, yeniden masaya konulmuş Sevr, yepyeni bir işgal ve özerklikten Kürdistan'a uzanan isyankârlıktır" dedi.