BIST 10.005
DOLAR 35,27
EURO 36,75
ALTIN 2.978,31
HABER /  POLİTİKA

Devlet Bahçeli yine 'HDP kapatılsın' dedi Kılıçdaroğlu'na 'sözde cumhurbaşkanı' tepkisi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 'sözde Cumhurbaşkanı' demesiyle ilgili olarak ''CHP Genel Başkanı’nın hukuka ve milli iradeye savaş açması kendisini bekleyen makus sondan da asla kurtaramayacaktır." dedi. Bahçeli, ayrıca HDP'nin kapatılması gerektiğini söyledi.

Abone ol

MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP'yi hedef alarak, "6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmanın bedelini kanun, millet ve tarih önünde ödemelidir" ifadelerini kullandı. Yargıtay'a kapatma çağrısında bulunan Bahçeli, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir" dedi.

Yargıtay Başsavcısı dava açmazsa MHP suç duyurusu yapacak

"Şayet kapatma davasının açılması tavını kaybedip tavsamaya havale edilirse Milliyetçi Hareket Partisi Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesine müzahir olarak gereğini zamanı geldiğinde inanmışlıkla yapacaktır" diyen Bahçeli sözlerinin devamında da, "CHP’nin, İYİ Parti’nin itirazları suç ve suçluyu koruma mahiyetindedir. Bunun yanında teröre yardım ve yataklık olarak da ayrıca ele alınmalıdır" ifadelerini kullandı.

CHP ve İYİ Parti'ye 'teröre yardım ve yataklık' suçlaması

Bahçeli, HDP'nin kapatılmasına karşı çıkan CHP ve İYİ Parti'yi ise 'teröre yataklık yapmak'la suçladı. Bahçeli, "CHP’nin, İYİ Parti’nin itirazları suç ve suçluyu koruma mahiyetindedir. Bunun yanında teröre yardım ve yataklık olarak da ayrıca ele alınmalıdır" dedi.

Kılıçdaroğlu'na 'sözde' tepkisi

Öte yandan Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'sözde cumhurbaşkanı' açıklamasına sert bir dille tepki gösterdi. Bahçeli, "Sayın Cumhurbaşkanı'na 'sözde' demek Türk milletine, demokrasi kültürüne, milli egemenlik ilkelerine hakarettir, hıyanettir, hürmetsizliktir" dedi.

Devlet Bahçeli'nin açıklamasının satır başları şöyle:

- Türkiye’nin, terörün hunhar eylemlerine boyun eğmesini dayatan, asıl manasından koparılmış demokrasi ve özgürlük ezberleri karşısında taviz vermesini amaçlayan habis çevreler yıllardır faal haldedir. Yozlaşmış ve soysuzlaşmış demokrasi arzusu taşıyanların, 6 Ocak günü ABD Kongresi’ne yapılan boynuzlu baskından ilham aldıkları bir başka altı çizilmesi gereken husustur.

- 2013 yılı Haziranı ayında tırmanan Gezi Parkı şiddeti, 2014 yılında gerçekleşen 6-8 Ekim olayları, 2015 yılının ikinci yarısından itibaren yeşeren hendek terörü, 15 Temmuz 2016’da vuku bulan FETÖ işgal denemesi ülkemizin mahvı için kurgulanan iç ve dış düşman saldırılarıdır.

- Terör örgütleri efendilerinden aldıkları talimatlarla Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhine tesis edilen yıkım koalisyonunda eşzamanlı buluşmuşlardır.

Zilet İttifakı çatısı altında yuvalandılar

- PKK ile FETÖ, DEHAŞ ile DHKP-C, MLKP ile THKP-C aynı kaynaktan beslenen, aynı emellerle teçhiz edilmiş, aynı yöntemlerle teşkili sağlanmış kanlı terör örgütleri olarak milletimize ve ülkemize musallat olmuşlardır.

- Bunların siyasi ayakları da zillet ittifakı çatısı altında yuvalanmıştır. 6-8 Ekim olaylarının hukuki muhtevası titizlikle yorumlandığında, Türkiye’nin önüne nasıl feci ve şiddetli bir tuzağın kurulduğu açık-seçik olarak görülecektir.

HDP'ye acilen kapatma davası açılmalıdır

- Serhildan olarak isimlendirilen bu ihanetle yüzleşmeden, halkı sokağa davet eden hainlerle mücadele edilmeden maşeri vicdan huzur ve feraha tam anlamıyla kavuşamayacaktır. 

- 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırlamış olduğu kapsamlı iddianamenin Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi bölücülükle ve terörizmle hesaplaşmak adına tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

- 14 Nisan 2009 tarihinde yapılan KCK operasyonlarıyla tutuklanan bölücülerin 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçim sürecinde kuşkulu şekilde tahliye edilmeleri, bu tahliye edilenlerin 6-8 Ekim olaylarının sevk ve idare merkezinde konuşlanmaları tesadüfün ötesinde FETÖ-PKK işbirliğinin ortaklaşa kumpasıdır.

PKK/KCK silahlı terör örgütünün önce özyönetim-özerklik, ardından sözde büyük Kürdistan’ı kurma gayesiyle 37 kişinin ölümüne neden olan ve 32 ilde gerçekleşen şiddet ve terör eylemleri kesinlikle şerefsiz bir başkaldırıdır.

- Sözde Rojava devrimini son yurdumuza taşıma planı Türkiye’yi bölme ve bitirme senaryosunun bir parçasıdır.

- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 6-8 Ekim olaylarının çıkmasında doğrudan payı bulunan 108 kişi hakkında 30 farklı suçtan dava açmıştır.

CHP ve İYİ Parti'nin destekleyip sempati beslediği Demirtaş...

- Bunların en azılılarından birisi de CHP’nin ve İYİ Parti’nin destekleyip sempati beslediği terörist Selahattin Demirtaş’tır.

- Şurası kesindir ki, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen neyse terörist Demirtaş odur. 6-8 Ekim olaylarıyla 15 Temmuz kalkışması, Gezi Parkı hadiseleriyle Hendek terörünün istikameti öz itibariyle bir ve aynıdır. Terörist Demirtaş’ın 30 Eylül 2014 tarihinde yaptığı direniş çağrısı, 6 Ekim 2014 tarihinde KCK’nın sözde Türkiye sorumlusu bir teröristin de katıldığı HDP MYK toplantısında halkın sokağa daveti suçu ve suçluları tevsik etmektedir. HDP, DTK, DBP, HDK, PKK, YPG ittifak halinde Türkiye’ye meydan okumuş, ateşli silahlarla, bombalı suikastlarla, nefret söylemleriyle ve organize şekilde milli varlığımıza saldırmışlardır. Bunların ikmali, tahkimi ve takviyesi de FETÖ tarafından yapılmıştır.

- Hiç kimse demokrasi ve özgürlük kisvesiyle 6-8 Ekim şiddet olaylarının faillerini aklamaya, haklı çıkarmaya kalkışmamalıdır. Buna yeltenen kim varsa suça iştirak etmiş sayılacaktır. PKK/KCK’nın kuklası olan HDP ve diğer marjinal terör partileri Anayasa’nın 68’inci maddesinin 4’üncü fıkrasını açıkça çiğnemişler ve suç işlemişlerdir.

"Bedelini kanun, millet ve tarih önünde kesinlikle ödemeli"

- Bunun yanı sıra Anayasa’nın 69’uncu maddesine göre, bölücülüğün ve terörün odağı haline gelmiş partilerin kapatılması inkar edilemez bir amir hükümdür. HDP, 6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmasının bedelini kanun, millet ve tarih önünde kesinlikle ödemelidir.

Yargıtay Başsavcısı dava açmazsa MHP suç duyurusu yapacak

- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir. Şayet kapatma davasının açılması tavını kaybedip tavsamaya havale edilirse Milliyetçi Hareket Partisi Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesine müzahir olarak gereğini zamanı geldiğinde inanmışlıkla yapacaktır.

CHP ve İYİ Parti, suçluyu koruyup teröre yardım ediyor

- CHP’nin, İYİ Parti’nin itirazları suç ve suçluyu koruma mahiyetindedir. Bunun yanında teröre yardım ve yataklık olarak da ayrıca ele alınmalıdır.

- Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasına itiraz edenlerin, sırtlarını dönerek şovmenlik yapanların, terör örgütleriyle aynı kümeye girenlerin 6-8 Ekim olaylarından ders almaları, sivil itaatsizlik çarpıklığına özenmemeleri samimi tavsiyemdir.

Terör örgütlerinin tazyik ve tahrikleriyle “Üniversitelere kayyum istemiyoruz” temalı protestolarla ABD’deki Kongre işgalinin aynı döneme denk gelmiş olması dikkat çekici ve tek kaynaktan beslenen bir eylem türüne işaret etmektedir.

Ayrıca 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nin ardından CHP adayı etrafında şekillenen ve sokak tartışmalarıyla temellenen tehlikeli söylemler, 3 Kasım 2020 ABD Başkan Seçimi’nden sonra tetiklenen kavga ve kutuplaşma ortamıyla amaç-araç itibariyle farklı görülmemelidir.

Türkiye Cumhuriyeti sokakta kurulmamış, sokak sokak eylem yapan görevli ajanlara rehin bırakılmayacaktır.

ABD’nin seçilmiş Başkanı’na ve seçim sonuçlarına saygı duyan, ama Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na sözde diyen CHP Genel Başkanı’nın hukuka ve milli iradeye savaş açması kendisini bekleyen makus sondan da asla kurtaramayacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanı’na sözde demek öz itibariyle Türk milletine, demokrasi kültürüne, milli egemenlik ilkelerine hakarettir, hıyanettir, hürmetsizliktir.

Zalimlerin ve Türkiye düşmanlarının yeminli sözcüsü olan Kılıçdaroğlu, FETÖ’ye, PKK’ya, MLKP’ye, DHKP-C’ye tutunmaktan, bu hain örgütlerle yol yürümekten derhal vazgeçmeli, teröristlerle bağını kesmelidir.

Yoksa suç ve terör örgütleriyle irtibat ve iltisakının vebali kendisinin siyasi sonunu süratle hazırlayacak, milletimiz bu namertliği affetmeyecektir.

İYİ Parti Başkanı’nın da heyecanla rezervini yaptığı terörist Demirtaş ile kahvaltı programını meçhul bir tarihe erteleyip masa edebiyatına son vermesi eve dönüş yolunda kendisini bihakkın rahatlatacaktır.

Ne idüğü belirsiz İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için masa kurulsun diyen bu şahıs bilmelidir ki, çift taraflı davranan ve ikiyüzlü olan bizatihi kendisidir.

Bilinmelidir ki, Türkiye bölücülükle hesaplaşmadan, terörün kökünü kazımadan istiklal haklarını, istikbal haysiyetini güvenceye alamayacaktır.

Çok şükür şafak sökmüş, bölücü terörün sonu görünmüştür.

Huzurun, dirliğin, birliğin, refahın ve güvenliğin 2023 hedefleriyle gerçekleşmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır.

Cumhur İttifakı bunu sağlamaya mahir ve muktedirdir.

Türk milleti yeni bir destan yazacak, yeni bir diriliş mucizesine imza atacak; bu destanda, bu Türk mucizesinde katillere, köhnelere, kötülere, karanlık projelere asla yer olmayacaktır.