BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Devlet Bahçeli sert çıktı: Alnını karışlarız

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sinan Ateş cinayeti üzerinden MHP'nin hedef alınmasına tepki göstererek "Fason bir 12 Eylül iklimi oluşturup davamızı ve partimizi sanık olarak afişe etmeye kalkanların da alınların karışlar, külahlarını ters giydiririm" dedi.

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Grup Başkanvekilliği kürsünden oturarak hitap eden Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

"1 Temmuz 2024 tarihinden sonra Meclis tatile girene kadar değerli milletvekillerimiz komisyon ve genel kurul çalışmalarını icra edecekler. Geri kalan vakitlerini de seçim bölgelerinde geçirecekler. Milletimizin fikrine önem veriyoruz. Yorulmadık, yenilmeyeceğiz, durmayacağız. Önce ülkem ve milletim diyeceğiz.

Diyarbakır ve Mardin'deki anız yangını

Anız yangınını bahane ederek potansiyel nefretlerini dışa vuran, kinlerini deşifre eden her kim ya da kimler varsa tescilli Türkiye muhalifi ve milli birlik muarızıdır.

Diyarbakır Barosu’nun 22 Haziran’da yaptığı açıklamada, sosyal medya aracılığıyla Kürt kökenli kardeşlerimize hakaret ve nefret içerikli paylaşımlarda bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade edilmiştir.

Hiçbir Türk vatandaşı böylesi bir fahiş ve feci yanlışın içinde olamaz.

Hiçbir sağduyu ve vicdan sahibi Türk vatandaşı bu tip ayırıcı ve bölücü bir komplonun kıyısında köşesinde, yanında yöresinde yer alamaz.

Sosyal medyada tedavüle sokulan kara kampanyanın, müfteri ve müfsit ifadelerin failleri bu milletin zaten evladı olarak görülemez.

Ancak Diyarbakır Barosu’nun sivri ve sipariş açıklamasıyla hangi emel ve hedefleri canlı tutmak istediği de gözden uzak tutulamaz.

Anız yangınını fırsat bilip bin yıllık kardeşliğimizi ateş altına almak isteyen provokatörler az çok bellidir, fakat onların şirret oyunlarını bozmak ise hepimize düşen milli bir ödevdir.

Kaldı ki bugüne kadar ağaçların, orman canlılarının, doğal güzelliklerin nasıl yakıldığını, nefes borumuz olan yeşil alanların nasıl küle dönüştürüldüğünü ve bunların müsebbiplerinin kimler olduğunu sanıyorum bilmeyen, duymayan ve tanımayan yoktur.

Puslu havalarda girdikleri deliklerden birer ikişer ortaya çıkarak rant devşirmenin, yalan ve dedikodu sahasını genişletmenin bayağı hevesine kapılanların yakasından tutmak milli ahlak ve adaletin var oluş gayesidir.

Dünya savaşı riski

Dünya savaşı riski telaffuz ediliyor. Jeopolitik hesaplaşmalar arttı. Türkiye milli güç unsurlarını teyakkuzda tutmak durumundadır. Türkiye'nin orta yerinde bulunduğu geniş coğrafyalarda fırtınalar kopmaktadır. Irak ve Suriye üzerinde kumar oynanmaktadır.

Irak'ın Süleymaniye kenti PKK üstüne dönüştürülmek istenmektedir. İran'ın PKK'ya drone yardımı yapması kaygı vericidir. Doğu Avrupa ülkeleri huzursuz ve sancılıdır. Putin bu kez Kuzey Kore'ye gitmiş ve iki ülke arasında silah anlaşmalarını onaylamıştır.

Patrikhaneye tepki

İsviçre’nin evsahipliğinde 15-16 Haziran 2024 tarihlerinde gerçekleşen Ukrayna Barış Zirvesi’nde deyim yerindeyse dağ fare doğurmuş, şapkadan tavşan yerine skandallar çıkmıştır.

Rusya’nın davet edilmediği bir barış zirvesini tertip etmek hangi akla hizmettir?

Dostlar bizi alışverişte görsün mealinde ve danışıklı dövüş manasında bir zirvenin bağlayıcılığına, kanayan yaralara merhem olacağına inanmak hayal ötesi bir beklenti değil midir?

Hem barış zirvesi planlayıp hem de savaşın tarafı olan Rusya’yı dışlayarak diplomatik baskı altına almaya çalışmak mantık ihlali, makuliyet inkarı, hayatın gerçeklerine sırt dönmek şeklinde yorumlanmayacak mıdır?

Savaşı kışkırtanların barış masalı anlatmasının izahı, böyle bir yanlışın tamir ve telafisi nasıl yapılacaktır?

Bir diğer kabul edilemez husus da Fener Rum Patriği’nin sözde “Konstantinopolis Ekümenik Patriği” sıfatıyla zirveye davet edilmesi ve hazırlanmış sonuç bildirgesine imza attırılmasıdır.

Ukrayna Barış Zirvesi’nde Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hukuku, Lozan Antlaşması’nın ilgili hükümleri kasten yok sayılmıştır.

Fener Rum Patrikhanesi’nin statüsü bellidir.

Patrikhane, sadece Ortodoks Rum azınlığın dini ihtiyaçlarını yerine getirmesi için Türkiye topraklarında kalmasına izin verilen ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına bağlı olan bir kurumdur.

İdari açıdan Fatih Kaymakamlığına bağlı olmakla birlikte seçilmiş Patrik de Türk vatandaşıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinde Konstantinopolis diye bir şehir yoktur, Ekümenik unvanının hukukiliği ve meşruluğu yoktur, tam tersi iddiada bulunanların alayı Bizans sevdalısı, Müslüman Türk milletinin azgınlaşmış hasımlarıdır.

İstanbul’u ikinci Vatikan’a dönüştürmeye hiç kimsenin gücü yetmez.

Fethimizin emaneti İstanbul, aynı zamanda milli ve manevi namusumuzun timsalidir.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in aslına rücu etmesi ve Müslümanların ibadetine açılması pek çok çevreyi ürkütmüş, o günden bugüne de hepsini birden deliye çevirmiştir.

Ekümenik kartını devreye sokanlara zikreden dilimizle, şükreden kalbimizle, sabreden bedenimizle mukabele ve mukavemet göstereceğiz.

"Cumhur İttifakı yoluna devam edecektir"

Kriz sever siyasetçiler, karanlık odaklar, dış bağlantılı maşalar partimizin, ittifakımızın ve ülkemizin aleyhine psikolojik harp tekniklerine başvuran kansızlar, çözülmeyi ‘normalleştirme gibi teşmil eden münafık simalar geceli gündüzlü operasyon yürütmektedir. Tekraren ve inançla söylüyorum, Cumhur İttifakı Türk milletinin ruh köküdür ve kararlılıkla yoluna devam edecektir.

İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın'a destek çıktı

Kiralık gazeteler, iç işgal cephesine ekranlık yapan başta Halk TV olmak üzere bazı tv kanalları yarım pansiyon aydınlar, satılmış köşe yazarları, şerefini üç kuruşa devretmiş bir kısım sivil toplum kuruluşu yöneticileri MHP ile kalkıp MHP ile kalkıyorlar. Bunlara siyaseten her türlü desteği verip sözcülüğüne talip olan CHP’nin başkanı da iki de bir kale duvarlarımızı taşa tutuyor. Bu şahsın o iki kişi diyerek sistematik ve plan dahilinde suçlayıp saldırdığı değerleri, değerli arkadaşlarımdır.

Özgür Özel'in Türkiye ittifakı davetine yanıt

Özgür Özel’e verilmiş ev ödevi ve talimat listesinde bilhassa Milliyetçi Hareket Partisi’yle uğraşma, nala vururken mıhı da çakma görevi önüne koyulmuştur.

Çürük tahta üzerinde siyasi tiyatro sahnesi açan bu zatın her meselede partimizi zan altında bırakma gayreti, dava arkadaşlarımızı doğrudan hedef alma densizliği siyasi ahlakla zaten bağdaşmamaktadır.

CHP’nin normalleşme maskeli sahtekar politik tasarımı esasen anormalliğin artan dozajlarla yedirilme sinsiliğinden başka bir şey değildir.

Bizi, Türkiye ittifakı adıyla kurulduğu söylenen, dahası çatısı akan ve üzerine baykuşların konduğu harabeye davet etmesi tam bir akıl tutulmasıdır.

Kurnaza bakar mısınız, Cumhur İttifakı’na karşı başlattığı yarma harekâtını tahkim etmek niyetiyle olmadık metotları devreye sokuyor.

Sinan ateş cinayeti davası

Kayseri Pınarbaşı’nda meydana gelen bir adli vakadan dolayı Milliyetçi Hareket Partisi’ni karalamaya namertçe tevessül ederler.

1 Temmuz 2024 Pazartesi günü başlayacak mahut cinayet davasıyla partimizi ve Ülkü Ocaklarını ilişkilendirmek için tek ayak üzerinde kırk yalan söylerler.

Uydurulmuş ve üretilmiş tezviratlarla oyalanırlar.

Şu hususu özellikle ifadeye mecburum ki, kimin kimlerle iş tuttuğunu, sağda solda nelerin konuşulduğunu, hangi iftira düzeneklerinin hazırlandığını çok iyi biliyor ve bunların hepsini takip ediyoruz.

Davamızı üç beş çapulcunun keyfine göre yargılatmayız.

Ortalıkta gezen kuklaların, cenaze üzerinde tepinen nebbaşların, onlara gaz veren onursuzların tariz, tazyik ve tahrikiyle Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve Ülkü Ocakları’nı sorgulatmayız.

Bizi sindirmeye çalıştıklarını görmediğimiz mi sanılıyor?

Bizden taviz istenildiğini bilmediğimiz mi zannediliyor?

Yazılan hain senaryonun üst aklını, büyük resmini, ağaçların ardındaki ormanı fark etmediğimiz mi düşünülüyor?

Eğer böyleyse zeka özürlü muhataplarının aklına şaşarım, hattızatında hepsine de acırım.

Milliyetçi Hareket Partisi’yle aşık atılamaz, boy ölçüşmeye hiç kimse cüret edemez.

Fason bir 12 Eylül iklimi oluşturup davamızı ve partimizi sanık olarak afişe etmeye kalkanların da alınların karışlar, külahlarını ters giydiririm.

1 Temmuz’da başlayacak söz konusu davaya sadece avukatlarımız katılacak, bunun dışında hiç kimse orada bulunmayacaktır.

Herkes eteğindeki taşı döksün de şahit olalım.

Kim ne biliyorsa, hangi belge, bilgi ve bulguya sahipse, mahkemeye sunsun da hepsinin ense tıraşını görelim.

Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkü Ocakları’nı en küçük bağ ve bağlantısı olmayan bir cinayetle irtibatlandırıp suçlayanlara, bu can bu bedende olduğu müddetçe hakkımı helal etmeyeceğim, ya bu dünyada ya da mahşerde hepsiyle tek tek hesaplaşacağım.

Arda Güler açıklaması

Portekiz maçından sonra özellikle sosyal medyada yapılan dedikoduları, genelde futbolcularımızla ve özelde de Arda Güler evladımızla ilgili yapılan tartışmaları takip ettim.

Arda’nın paylaştığı gibi, Türk’e durmak yaraşmaz.

Teknik kadronun ve oyuncularımızın morallerini bozacak her türlü açıklama ve söylentiden özenle imtina edilmesi kanaatindeyim.

Netice itibariyle futbolda yenmek de vardır, yenilmek de.

Ümit ediyorum ki, aslanlarımız Çekya müsabakasından galibiyetle ayrılacaklar, bunun yanında Avrupa Şampiyonluğunu aziz milletimize hediye edeceklerdir.

Yarın akşam ekran başında Türk Milli Futbol takımımızın muhteşem oyununa inşallah şahitlik edip dualarımla evlatlarımızın manen yanında olacağım.

"Şayet emekli maaşı alıyorsa derhal kesilmeli"

Ancak Portekiz müsabakasından sonra TBMM’de görev alan eski ve sabıkalı DEM’li milletvekilinin yaşasın Portekiz mesajını sosyal medya hesabından paylaşmasını tam bir namussuzluk olarak yorumluyorum.

Meğer ihanet nasıl da gönülleri kapatıp gözleri kör ediyormuş.

Bu hain ve sözde milletvekili eskisi şayet emekli maaşı alıyorsa derhal kesilmesi, vatandaşlıktan çıkarılması, sevincine ortak olduğu ülkeye gidip yerleşmesi tek seçenek olarak karşımızdadır.

Bayraksızlar, bayraksızlar,

Yere düşse bayrak sızlar,

Nereden bilsin kıymetini

Soysuz sopsuz bayraksızlar.

Yaşasın Türk milleti.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.

Yaşasın ve başarılı olsun Türk Milli Futbol takımı.

Milli futbolcularımıza başarılar diliyor, Allah yar ve yardımcıları olsun diyorum.