BIST 9.980
DOLAR 35,02
EURO 36,79
ALTIN 2.981,72
HABER /  GÜNCEL

DEVA Partili isimden Fahrettin Altun'a çağrı: Hatadan dönmek erdemdir, kıymayın

İnternet medyasının ilan almasını zorlaştıran yönetmelik bugün Basın İlan Kurumu’ndaki (BİK) olağanüstü toplantıda görüşülecek. Kritik toplantı öncesinde açıklama yapan DEVA Partili Sanem Oktar, BİK’in bağlı olduğu İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a “Hatadan dönmek erdemdir. Yerel basına kıymayın” sözleriyle seslendi.

Abone ol

Kamuoyunda “sansür yasası” olarak nitelendirilen yasanın yürürlüğe girmesinin ardından internet haber sitelerinin Basın İlan Kurumu’ndan (BİK) resmi ilan almasının önü açıldı.

Bunun üzerine yönetmelik hazırlayan BİK, internet haber sitelerinin ilan alabilmesini belirli şartlara bağlayan bir yönetmelik hazırladı.

Bugün (13 Ocak) BİK Genel Kurulu’nda görüşülecek tasarıya DEVA Partisi Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar tepki gösterdi. Tasarı hakkında bilgiler veren Oktar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a “Hatanızdan dönün” çağrısı yaptı.

"Kanunla verilen hak yönetmelikle alınıyor"

Oktar şu ifadeleri kullandı: “Sansür yasasının Meclis’ten geçmesi özünde büyük hataydı. Yasanın nispeten olumlu değerlendirilecek bir yönü de vardı. İnternet haber sitelerinin resmî ilan ve reklam alabileceğine dair düzenlemeler yer alıyordu.

Fakat BİK’in önümüze koyduğu yönetmelik, kanunla tanınan hakkın fiilen kullanılamaması anlamına geliyor. İnternet haber sitelerine tanınan resmî ilan ve reklam hakkının içi boş çıktı. Kanunla verilen hakkın yönetmelikle geri alındığını görüyoruz. Sayın Altun’a hatırlatıyorum: Hatadan dönmek erdemdir.”

"Bütün yetkinin Basın İlan Kurumu’na verilmesi hukuka aykırıdır"

"Gazetelere verilen resmî ilan ve reklamlara ilişkin müdahaleler basın özgürlüğüne de müdahaledir. Bunu ben söylemiyorum, Anayasa Mahkemesi söylüyor. Basın özgürlüğü ise temel bir haktır. Yani temel bir hakka müdahale anlamına gelen bir düzenlemenin çerçevesinin de en azından kanunla çizilmesini beklerdik. Tüm yetkinin BİK’e bırakılması, basın özgürlüğünün ihlalidir.”

"Halkın haber alma hakkı zayıflayacak"

"Taslağa göre internet haber siteleri şehirlere göre farklı kategorilere ayrılıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki internet haber sitelerinin resmî ilan ve reklam alabilmesi için en az 4 ila 8 kadrolu çalışan bulundurması, günlük 30 ila 50 haber yayınlaması, günlük 3 bin ila 20 bin tekil ziyaretçiye sahip olması, günlük 9 bin ila 60 bin görüntülenme sayısına ulaşmaları gerekiyor. Bu kriterlerle karşılaşan internet haber sitelerinin önünde iki seçenek kalıyor. Ya halkı yanıltacaklar ya da iktidarın propaganda aracı olacaklar. Zaten ikisi de aynı şey. Sonuçta halkın doğru haber alma hakkı zayıflayacak.”

"Yerel basını bitirme yasası"

Açıklamasında yerel basına da değinen Oktar şöyle devam etti:

“İnternet haber sitelerine resmî ilan ve reklam alabilmesi için belirlenen kriterleri 24 ay boyunca sağlama şartı getiriliyor. Yani internet haber siteleri, kriterleri sağlasa bile resmî ilan ve reklam hakkından en erken 1 Nisan 2025’ten sonra yararlanabilecek. Peki, arkasında büyük sermaye gücü olmayan yerel internet haber siteleri bunu 24 ay boyunca nasıl karşılayacak? Haksız rekabet oluşmayacak mı? Yerel basın iki yıl boyunca 4 ila 8 kadrolu çalışanı nasıl bulunduracak? Bu gerçekçi mi? Mümkün değil. Bu tasarı, sansür yasasının yerel basını bitirme yasası olduğunu ispatlıyor. Yerel basına kıymayın.”

"Yüzlerce gazeteci işsiz kalabilir"

Yönetmeliğin yerel basın temsilcilerinin görüşleri dikkate alınmadan hazırlandığını savunan Oktar “İktidar, seçimlere kısa bir süre kala internet haber sitelerine de müdahale etmenin yolunu buldu. Taslak bu şekliyle yürürlüğe girerse belki onlarca, belki yüzlerce yerel gazeteci işsiz kalabilir” dedi.

"Vergi indirimi veya teşvik gibi çözümler göz önünde bulundurulmalı"
Oktar açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Yönetmelikte belirlenen oran ve miktarlar ile bekleme süresi gibi kriterler mutlaka gözden geçirilmeli. Bu yönetmelikten etkilenecek insanların görüşleri dikkate alınmalı. Bize göre, belirli şartlarda vergi indirimi veya teşvik imkanları ile ilanların dağıtımında kademeli bir geçiş sürecinin öngörülmesi gibi alternatif çözümler de göz önünde bulundurulmalıdır.”