Uluslar arası yatırım bankaların Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerinde iki unsurun risk olarak kalmaya devam edeceği bildirildi.
Abone olUluslar arası dev bankaların Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerinde, Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan enflasyon ve cari açığın risk unsuru olarak kalmaya devam edeceği vurgulandı.
ABD’li Yatırım Bankası Goldman Sachs’ın Türkiye değerlendirmesinde, Merkez Bankası’nın yeni para politikası çatısının yatırımcıların kafalarını karıştırdığı ve orta dönem para politikasını görünümünün ölçülmesini zorlaştırdığına değinildi.
Değerlendirmede, Merkez Bankası’nın kısa dönemde TL’yi dengede tutmak amacıyla aralıklı olarak sıkılaştırmaya devam edeceği bildirildi. Aynı zamanda, finansal sistemi desteklemek ve kayıpları minimize etmek amacıyla makro-ihtiyati politika araçlarını uyumlu götüreceği ve faiz oranlarının oynak seyretmeye devam edeceği belirtildi.
Faiz bandının üst koridorunda yapılacak değişiklik beklentisine yer verilen raporda, söz konusu değişikliğin enflasyon görünümü tarafında iyileşmeyi daha hızlı getirebileceğine yer verildi. Bu durumun 2013 3.çeyrekten önce mümkün görülmediği, Merkez Bankası’ndan koridoru daraltma yönündeki adımın, 2012’nin 2.çeyreğinden önce gelebileceği bildirildi. Merkez Bankası’nın, 2012 yılı ortasında, borç verme oranını 150 baz puan düşürerek yüzde 10’a çekebilmesinin muhtemel olduğu kaydedildi.
TÜRKİYE, DIŞ ŞOKLARA KARŞI DUYARLI KALMAYA DEVAM EDECEK
Merkez Bankası’nın uyguladığı esnek politikasından memnuniyet duyduğu ve öngörülebilir gelecekte politika duruşunda değişikliğe gitmesinin muhtemel olmadığına yer verildi.
Türkiye ekonomisinin kısa-dönemli görünümünde, dış dengeler ile cari açığın risk oluşturmaya devam edeceği kaydedildi. Son yıllarda borçluluk seviyelerinin sıkıntı yarattığına değinilerek,Türkiye’nin ödemeler dengesi yapısının zayıfladığına dikkat çekildi.
Negatif net uluslar arası yatırım pozisyonu, yüksek cari açığı ve fazla değerlenen para birimiyle, Türkiye’nin dış şoklara duyarlı olarak kalmaya devam edeceği kaydedildi.
ANALİSTLERİN KAFASI KARIŞTI
Morgan Stanley analistlerinin Türkiye'ye gerçekleştirdikleri ziyarete ve gerek İstanbul, gerekse Ankara'daki temaslarından elde ettikleri izlenimlerine dayandırdıkları raporlarına göre Avrupa'da yaşanan fonlama sıkıntılarının Türk Bankaları üzerinde ciddi bir olumsuz etkisi olmadı bildirildi.
Bankanın yaptığı görüşmelerde, hangi faizin önemli olduğu sorusuna yanıt ararken iki farklı cevapla karşılaştığına yer verildi. Bir kısmın efektif reel faizin önemli olduğunu vurgularken, bir diğer kısmın faiz koridorunun üst sınırının önemli olduğuna dikkat çekildiği bildirildi.
CARİ AÇIK AÇISINDAN TEK RİSK PETROL
TÜFE'deki zirve seviyesinin ardından düşüş sürecinin başlayabileceğini kaydeden Morgan Stanley, cari açığın, enflasyonda yavaş düşüşün ana endişe başlıkları olmaya devam ettiğini ifade etti. Cari açık açısından tek riskin petrol fiyatlarındaki yükselişin sürmesi olduğunu dile getiren banka, mali cepheye yönelik bir endişelerinin olmadığını bildirdi. Morgan Stanley, petrol fiyatlarının sürekli olarak artmaya devam etmesi halinde Türkiye'nin finansmanının negatif şekilde etkileneceğinin açık olduğunu kaydetti. Morgan Stanley, İran ve Suriye'deki gelişmeler ile petrol fiyatları gibi konuların piyasa oyuncuları tarafından yakından takip edilen başlıklar olduklarını vurguladı.
2012 için yüzde 2 olan büyüme tahminini değiştirmediğini ancak risklerin yukarı yönlü olduğu kaydedildi. Ayrıca, bankaların sorunlu kredi oranının uluslararası kıyaslamalara göre düşük kaldığı ancak artış gösterdiği ve izlenmesi gerektiği belirtildi.
S&P’DEN NOT ARTIŞI FORMÜLÜ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye analizi raporunda, Türkiye’nin kaynaklarını hızla ihracat odaklı büyümeye yönlendirebilecek esneklik sergilemesi halinde kredi notunu yükseltilebileceği kaydedildi. Mali hesapları önemli oranda zayıflatmaksızın ya da finansal sektörü istikrarsız hale getirmeksizin dış dengesizlikleri azaltacağı vurgulandı.
Türkiye'yi dış şoklara karşı kırılgan kılan makroekonomik dengesizliklerin 2012 yılında düzeltilmemesi durumunda kredi notunda artış olmayacağı vurgulanan raporda, ertelenmiş düzeltmenin dış fonlardan yararlanmanın azalması riskini artıracağına ve ayrıca Türkiye'nin mali hesaplarının beklentilerin ötesinde zayıflayabileceğine dikkat çekildi.