BIST 10.852
DOLAR 32,66
EURO 35,44
ALTIN 2.511,53

Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu, Dersim’in intikamını mı alıyor?

Kemal Kılıçdaroğlu doğmadan 12 yıl evvel Dersim, Tunceli oldu. 1950 yılında akrabalarıyla aynı soyadını kullanmak istemeyen bir Babanın evladı Kemal Karabulut, bugün Kemal Kılıçdaroğlu hem de "Dersimli" Kemal... Bugün Atatürk’ün Partisini “Atatürkçüler” yok ediyor. Atatürk’e ihanet ediliyor. Düne kadar “altında ırmaklar akan bir cennet” gibi gösterilen, birçok insanın ümidini “sahte vaatlerle” diri tutan CHP, meğerse fokur fokur kaynayan ateş membaı bir cehennemmiş!

Kemal Karabulut nam-ı diğer Kemal Kılıçdaroğlu...

17 Aralık 1948 Ballıca /Nazımiye, Tunceli doğumlu ama kendini "Dersimli" olarak tanımlıyor.

Nasıl olur? Dersim'deki Cumhuriyet'e karşı ayaklanma Atatürk tarafından bastırılmış, 25 Aralık 1935 tarihinde, 2884 sayılı Tunceli Vilayeti'nin İdaresi Hakkında Kanun çıkarılarak, 4 Ocak 1936 tarihinde Dersim Vilayeti'nin adı Tunceli Vilayeti olmamış mıydı?

Yani Kemal Kılıçdaroğlu doğmadan 12 yıl evvel Dersim Tunceli oldu. 1950 yılında akrabalarıyla aynı soyadını kullanmak istemeyen bir Babanın evladı Kemal Karabulut bugün Kemal Kılıçdaroğlu hem de "Dersimli" Kemal...

Varın siz düşünün...

Bugün Atatürk’ün Partisini “Atatürkçüler” yok ediyor.

Atatürk’e ihanet ediliyor.  Düne kadar “altında ırmaklar akan bir cennet” gibi gösterilen, birçok insanın ümidini “sahte vaatlerle” diri tutan CHP, meğerse fokur fokur kaynayan ateş membaı bir cehennemmiş!

Hayaller küle dönünce anlaşıldı bu gerçek. Bilenler sustular, bilmeyenler inandılar, gerçeği duymak istemedi hiç kimse, gerçeği bilenler de söylemeye cesaret edemediler. Söyleyenlereyse itibar eden olmadı.

Ne zaman ki Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı liderlik koltuğuna oturamadı, işte o zaman CHP iç yüzünü cümle aleme gösterdi ve kendi Cehenneminin kapılarını açtı.

Cennet ümidi içinde olanlar neye uğradıklarını şaşırdılar tabi. İşin garip tarafı o cenneti vadedenler de bugün hayasızlıkla saf değiştiriyorlar, kandıranlar ekibinden kendini soyutlayan soyutlayana...

Herkeste bir kandırılmışlık hissi...

Bir kalp işaretine inananlar bile olmuş, akıllara zarar!

"Atatürk'ün partisini yıkan Atatürkçüler" dememin sebebi "Ben Dersimli Kemal!" Diyen Kılıçdaroğlu'nun Atatürk'ten intikam alırcasına hareket etmesi, diğer kesiminse, Atatürk lafzının arkasına sığınıyor oluşu... CHP'de Atatürk ilke ve inkılaplarından eser kalmamış olması...

100 yıllık Cumhuriyetin Halk Partisi, 100 yıllık tarihin yakın şahidi, Atatürk'ün kurduğu parti esasında; memleket ve millet her türlü dayanaktan mahrum bırakılarak felakete atıldığı uğursuz zamanda bütün milleti kadrosu içine alarak kuvvet ve kudret yapan, harici düşmanları kovan, dahili düşmanları imha eden, halka hürriyet ve hakimiyet temin eden mukaddes bir cemiyetti.

Cumhuriyet Halk Partisi, hiçbir safsataya iltifat etmeyerek, Türk Cumhuriyeti'ni kuran inkılapçı bir ruhun bütün millette kendisini gösteren örgütlenişiydi.

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'yi medeni aleme sokan ve orada yükseltmeyi taahhüt eden azimkar bir partiydi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin esas düşünce ve dileği, vatandaşları her türlü ayrılıktan korumak, onları kendileri ve büyük Türk ulusu için faydalı kılmaktı.

Programlarında, iş bölümlerinin her birinde bulunan, yurttaşların özel ve genel asığları (faydaları) ve genlikleri, ayrasız, göz önünde tutulmuştu. Bu hakikatin bütün yurttaşlarca, yalın olarak, bilinmesi çok önemliydi. Bunu yurttaşlara anlatmak ve bu suretle onların sevgilerini ve güvenlerini kazanmak, parti üyelerinin kutsal ödeviydi.

Atatürk, "Türk ulusu kendisine hizmet edenleri, sürel bir surette, değerlemiş ve onlara Ün vermiştir." Diyerek parti mensuplarını organize edebilen bir deha idi.

Ulusa hizmet yolunda bütün varlığıyla çalışmak, parti üyelerinin bozulmaz andıydı.

Ta ki Atatürk ölene kadar...

CHP'de büyük yıkım devrimine şahitlik ediyoruz!

Sonrasında iç tüzükler, ilkeler, değiştirildi antlar bozuldu, sözler unutuldu... İftira, kaset, kumpas, darbe ve yalan ilkeli siyasete halel getirdi.

2010 yılından sonra yükselişe geçen yıkım ekipleri "laiklik elden gidiyor" diye bağırdılar. Bu avaz avaz naralar CHP'deki buldozer seslerini bastırmak içindi.

Çünkü asıl yıkım ve kıyım içerdendi.

Her fırsatta yüklendikleri iktidar ve mensuplarına karşı iftira siyaseti ile kendi depolarını doldurdular.

Yıkımı sağ kanattan uman ve hedef şaşırtan muhalifler sosyal hayat içinde düşman kesildiler, halkı böldüler o da yetmedi bölücü terör örgütleriyle ortaklık ettiler.

Din, diyanet ve ahlak konusunda tahammülsüzleştiler.

Korkutuldular...

Korkuttular...

Dolduruşa geldiler...

Doldurdular...

İşaret ettikleri, hedef gösterdikleri taraf aslında iyimser, geçim ehliydi. Ne dışlayıcı ne zorba ne de özgürlük düşmanıydılar...

Oysa birçok darbenin müsebbibi haline dönüşen Ana muhalefet ve mensupları, hani o "Laiklik elden gidiyor!" diye yakınanlar faili meçhullerin ta kendileriydi.

CHP'nin iktidar olduğu dönemlerde herkes büyük zulümler gördü.

Yüzlerce alim, aydın, siyasetçi ya idama mahkûm edildi ya da zindanlarda çürütüldü.

Aleviler katliamdan geçirildi.

Kürtler, CHP zihniyetinin yönetimi ele geçirmesinden sonra büyük ihanetlere uğratıldı.

CHP, Kürt halkına karşı büyük katliamlara imza attı.

Bütün dindarlar ülkenin her yerinde korkunç zulümlere uğradılar.

Solun sağa ant içmiş düşmanlığı, kinci, ırkçı, fesatçı ve din düşmanlarının,

Vatanı peşkeş çeken bedbahtların,

Uyuşturucu baronlarıyla ticaret yapanların,

FETÖ ile iltisaklı teröristlerle iş tutanların,

PKK sevicilerin, doğru karşıtlarının,

Nankörlük platformlarında ülke eğirenlerin,

Dosta kılıç kuşanan, düşmana kol kanat gerenlerin,

Mazlumu dışlayan, masumu suçlayanların partisi haline dönüşen CHP'de büyük yıkım devrimine şahitlik ediyoruz.

 Ekrem İmamoğlu yeni parti kurma üzerine çalışma mı yapıyor?

4 Temmuz’da “CHP’de değişim, Türkiye’de değişim, İktidar için değişim” konusunda vatandaşların görüş ve önerilerini almak için "iktidaricindegisim.org" adıyla bir web sitesi oluşturan Ekrem İmamoğlu, Siyaset bilimi, sosyoloji ve iletişim uzmanlarından oluşan bir heyetle kısacası Akademisyenlerle bir çalışma yürütmeye başladı. Son belirlenen gereksinimleri bir bir sıralayan İmamoğlu sözde ilkesel bir metod çiziyor.

 -Toplum, CHP’de lider ve yönetiminin değişmesini, bu değişimin hem kuşak hem vizyon ekseninde olmasını istiyor. Toplumun ihtiyaçlarına uygun net bir vizyon ve politikalar belirlenmesini, kapsayıcı bir demokrasi ve laiklik anlayışının üretilmesini bekliyor.

-Tabanla bağlantıların güçlenmesi, demokratik, hizmet odaklı bir muhalefet yapısının, dilinin ve üslubunun oluşturulmasını bekliyor.

-Değişim ve yeniliği kucaklayan, yeni bir parti yapısı görmek istiyor.

-Gençlerin ilgisini çekecek yapıların teşvik edilmesini, gençlerin güçlendirilmesini, talep ediyor.

-İletişimi güçlendirmemizi, değişim vizyonumuzu duymak istiyor.

-Ayakları yere basan bir siyaset benimsememizi, Atatürk ilkelerine bağlı bir tutumu öne çıkarmamızı bekliyor.

Diyen Ekrem İmamoğlu o vakit muhtemelen elindeki peçeteyle kızaran yüzünü örtmeye ve burun akarıyla, terini bir arada silmeye çalışıyordur da neyse mide bulandırmayalım. Konuştuğu lafa değil icraata bakar insanlar ve konuşan adam mı diye sorgularlar?

Ekrem İmamoğlu, güya İBB Başkanı... İstanbul, İstanbul olalı böyle rezillik görmemiş... Kendine verilen görevi yerine getirmekten aciz bir de kalkıp partisini yönetmeye azmediyor, arkadan A takımını organize etmeye çalışıyor. Adeta İstanbul’un kalbine düşürdüğü ateşi CHP’ye de sıçratıyor.

CHP’li eski Milletvekili Barış Yarkadaş:

 "Ekrem İmamoğlu yeni parti kurma üzerine çalışmalar yapıyor." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı isyan bayrağını açan Ekrem İmamoğlu'nun yeni bir parti kurmak için çalışma yaptığını söyleyen Yarkadaş:

"Bu İmamoğlu açısından felaket olur. İmamoğlu önümüzdeki günlerde nasıl bir yol alacağına karar verecek."

Ya arkadaş kendi cesareti olmayıp da karısına zafer işareti yaptıran, kendisi ise korkak ve sinik kalplerle seçmeni avutan İmamoğlu, felaketin membaı zaten. CHP cehennemine odun toplayan olmaksa ne büyük bir bedbahtlık. Asıl felaket o ateşi büyüten seçmene uğrayacak. Kurunun yanında yaş da yanacak.

Cumhuriyeti ilelebet payidar kılacak, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, çağdaş bir Türkiye için soluksuz çalışan iktidar ise Türkiye Yüzyılı’nda kendi muhalefetini kendi yapıyor. Felaketlerin üstesinden gelmek için hem içerde hem dışarıda amansız bir çalışma yürütüyor.

Görene...

Yanan Cudi değil CHP, savrulansa PKK'nın külleri...

Eski görsellerle manipülasyon yapan PKK'lılar ve HDP''liler var. Cudi Dağı'nda dün gece çıkan yangına müdahale edilmesine izin verilmediği iddiası yalanlandı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bölgedeki küçük çaplı örtü yangınının 2 saatte söndürüldüğünü duyurdu...

Cudi'de çıkan iki saatlik yangınla Kürtlerin ayaklanmasından medet umanlar için ağaç bahane, manipülasyon şahane!

Günlerdir Türkiye'nin farklı farklı kentlerinde çıkan orman yangınlarına suskun kalanlar, Cudi'yi yakıyormuş meğer. Tiyatroya bakın. Güya Kürt halkına düşman bir iktidar var. PKK'dan arındırılan Cudi intikam ateşine kurban veriliyor. Yanan Cudi değil CHP, savrulansa PKK'nın külleri...

 

Aldırmayın!