BIST 9.420
DOLAR 34,43
EURO 36,36
ALTIN 2.831,94
HABER /  GÜNCEL

Dersim'in tarihini değiştirecek belge

Başbakanlık arşivinde yer alan belge, Dersim olayları konusunda tarihi bir yanlışı ortaya çıkardı.

Abone ol

Belgeye göre, Dersim olayları 1938 yılında değil, 1939'da sona erdi. Belgede, askerin operasyon düzenlediği grupta çocukların da bulunduğu bilgisi yer aldı.

Başbakanlık arşivinde yer alan belgelere göre; Dersim olayları 1938 yılında değil, 1939'da sona erdi. Sözkonusu belgeler, açılan bir dava nedeniyle arşivden çıktı.83 yaşındaki Ali Doğan, 1938 yılında annesi ve iki kardeşinin de bulunduğu 20 yakınının Dersim olayları sırasında öldürüldüğü gerekçesiyle Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Doğan, kendilerinden özür dilemesini de istedi.

11 milyon 695 bin liralık manevi tazminat davası, devleti temsilen Cumhurbaşkanlığı'na açıldı.

Ayrıca Başbakanlık'a, İçişleri Bakanlığı'na, Milli Savunma Bakanlığı'na ve ilgili kurumlara konuya ilişkin belgelerin gönderilmesi için yazı yazıldı.Başbakanlık, bu talebin ardından konuyla ilgili belgeleri mahkemeye gönderdi.

Cumhuriyet arşivindeki belgelerin birinde, Tunceli'de 1938'de sonlandırıldığı bilinen askeri harekatın 1939 yılında da devam ettiği ortaya çıktı.

Avukat Barış Yıldırım, "Bugüne kadar Dersim askeri harekatının 1937 yılında 4 Mayıs'ta alınan Bakanlar Kurulu kararıyla başladığı, 1938'de devam ettiği ve sonlandığı biliniyordu. Fakat gizliliği kaldırılan Başbakanlık Cumhuriyet arşivindeki 2 Ağustos 1939 tarihli bir belgeye göre, askeri harekat 1939 yılında da devam etmiş" diye konuştu.

'ÇOCUKLARI BİLE PUSUYA DÜŞÜRDÜLER'

Avukat Barış Yıldırım'a göre belgeler harekatta kadıların ve çocukların da öldürüldüğünü gösteriyor.

Avukat Yıldırım, şöyle konuştu:

"Belgede 'Yılan Dağı'ndan kaçmak isteyen 40 kadar silahlı, 30 kadar çoluk-çocuktan oluşan haydutlar 38. Alay'ın pususuna uğradı' deniliyor. Buradan çıkan şu; Dersim'de yaşayan her canlının askeri harekatın hedefi olduğudur. Çocukların bile pusuya düşürüldüğü askeri harekattan bahsetmekteyiz."

Cumhurbaşkanlığı'nın mahkemeye gönderdiği belgede, savunma için ek süre istendi.