MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi...
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in Türkiye ziyaretini eleştirdi ve AK Parti-ABD ilişkileri ile Büyük Ortadoğu Projesi arasındaki bağlantıyı şu çarpıcı cümlelerle eleştirdi:
"Türklük, BOP'un son durağıdır, bu durak tasfiye olmadan bu şeytani proje amacına ulaşamayacaktır. Bunun için Dersim konusu tesadüfen ortaya çıkmış değildir."
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Şike Yasası olarak bilinen yasayı Meclis'e geri göndermesini de "Gül'ün tavır ikircikli ve çifte standartlıdır. Kanun değişikliği tekrar Meclis gündemine aynı haliyle gelirse biz sözümüzün ve kararlılığımızın arkasında olacağız'" sözleriyle eleştirdi!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin bu haftaki grup toplantısında milletvekillerine seslendi. Bahçeli'nin grup toplantısındaki konuşmasının konu başlıkları ise "Kadınlara Seçme ve Seçilme hakkı veren düzenlenenin 77. yıldönümü", "Şike Yasası" ve "ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in Türikye ziyaretinin perde arkası" oldu.
İşte Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları...
SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ VERİLMESİNİN YILDÖNÜMÜ
Katılımın oy ve seçilme hakkının sınırlı ve belirli kesimlere verilmesi demokrasi olmayacaktır. 1930'lu yıllarda yeni kurulan devletin yöneticileri bunun farkına varmışlar ve iftihar edilecek bir hamleyle bu konudaki eşitsizlikleri gidermişlerdir.
1926 tarihinde kabul edilen Medeni Kanun, kadınların haklarına kavuşmalarını sağlayan mihenk taşlarından biridir. Mahalli idarelerde katılım ve temsil alanında daha sonra da haklara sahip olmuş, 5 Aralık'ta çıkan seçme seçilme kanunu ise milat olmuştur.
CUMHURİYETLE HESAPLAŞANLAR İHANET DOLU GEÇMİŞLERİNİ HATIRLASIN
Bu vesile ile son günlerde savaş baltalarını ele alarak dünle hesaplaşmaya girenlere, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarını katliamla özdeşleştirenlere bu duruşu heyecanla hatırlatmak isterim. Önce kendi mazilerinin ihanetle iç içe geçmiş yanlarını hatırlatmak isterim. Dönem itibari ile birçok ülkede kadınlara bu hak verilmemişken, Türk kadınına verilmiştir.
İleri demokrasi korosonunun kadınlar konusunda dile getirdiği hususlar samimiyetten uzak ve taktik mahiyetindedir. Bir tarafta ileri demokrasi çağrısı vardır, bir tarafta kadınlara karşı ağırlaşan şiddet sarmalı vardır. Bir tarafta pozitif ayrımcılık vardır, diğer tarafta taciz ve tecavüze uğrayan kadınların sayısı hızla artmaktadır. Üzülerek söylemeliyim ki, bugün toplumsal yapı tam bir cinnet halini yaşamaktadır. Şiddet hiçbir dönem bu kadar görünür olmamıştır.
Kadınlarımız hak ihlallerine maruz kaldıkça kimse medeni bir hayattan bahsetmemelidir. Kadın olmaktan kaynaklanan insanlık gururu incitilmektedir. Kadınlarımız mücadele ile elde ettikleri siyasi konumlarını inkar etmiyorum. bu vesile ile 77 yıl önce alınan seçme ve seçilme haklarını alışlarını kutluyorum. Bu hak bir lütuf ya da bağış değildir."
ŞİKE SORUŞTURMASI
Son günlerin en çok tartışılan konulardan biri sporda şike ve teşvik primi iddiaları olmuştur. Biz bu konuyu yakından takip ettik ve görüşlerimizi açıkladık. 21 Temmuz tarihli açıklamamız bunun en bariz ispatıdır. Suçlamaların son günlerde iyice içinden çıkılmaz hale geldiği açıktır. Öncelikle şu tespiti yapmak son derece yerinde olacaktır. Centilmenliğin ve ahlakın hakim olması gereken Türk sporunun bu hale gelmesi vahimdir. Türk futbolu kuşkulu bir alana hapsolmuş, içinden çıkılmaz bir duruma gelmiştir.
KULÜPLERE SAHİP ÇIKTI
Asırlık kulüplerimiz suçlamaların odağına yerleştirilmiştir. Köklü kulüplerin hırpalanmasını kabul etmiyoruz ve şiddetle reddediyoruz. Kulüplerimizin zan ve töhmet altında bırakılarak güvenilirliklerinin zedelenmesini doğru bulmuyoruz. Masumiyet karinesine titizlikle uyacak tarafsızca bir bakış açısının şart olduğunu düşünüyoruz. Şike ve teşvik pirimiyle ilgili gelişmelerin ortaya çıkması, hepimizin şahit olduğu olaylar dizisinden bazılarıdır. Gizli yürütülmesi gereken soruşturmaların sızdırılması bize başka amaçlar olduğu izlenimi vermiştir.
Anayasa'da ve Ceza Kanunu'nda suçu kesinleşmemiş kimseye suçlu denilemeyeceği belirtilmiştir. Suçu kesinleşmemiş birçok yönetici dört duvar arasında tutulmaktadır. Bu durumun hakkaniyete hizmet etmediğine inanıyoruz. AK Parti hükümetinin bu konuda sorumlu bulma çabası, başka faktörleri de içinde barındırmaktadır. 31 şahısın üzerinde toplanmıştır suçlamalar. Türk futbolunun tükenişi bu 31 kişinin sorumluluğunda mıdır? Hali hazırda tutuklu bulunan kişilerle ilgili başka tehlikeli iddialar ısıtılıp ısıtılıp kamuoyuna servis edilmektedir.
ŞİKE YASASINA GÜL VETOSU
Çete oluşturmaya kadar geniş bir liste ortaya çıkmıştır. Yalnızca şüphe ve bazı karanlık isimlerin ifadelerine dayanarak, tanınan isimleri yıpratmak ve meseleyi başka mecralara çekmek ahlaki olarak doğru değildir. Türk futbolunun içine girdiği duruma müdahale için TBMM yasal bir düzenleme yapmıştır. Sporda şiddet ve düzensizliğin giderilmesi için hazırlanan kanun Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulmuştur. Ancak Cumhurbaşkanı kanunu geri göndermiştir. Geçmişte yapılan bazı düzenlemelere itiraz da bulunmayan Cumhurbaşkanı, şimdi ise kanunu geriye göndermiştir.
Bundan sonraki aşamada sırayı mahkemenin iddianameyi kabul edip etmemesi olacaktır. Ancak partimiz bu kanun değişikliğne destek verirken, ne adalet duygusunun zedelenmesini, ne de kişisel bir düzenleme yapılmasını aklından geçirmemiştir. Cumhurbaşkanının, çıkması için büyük çaba verdiği bu yasayı veto etmesine anlam verilememiştir. Partimiz şike ya da teşvik primi konusunda fazlasıyla hassas ve duyarlıdır.
TÜRKLÜĞE HAKARET
Yasa aynen TBMM'ye gelirse sözümünü arkasında durağacız. Gül'ün yaklaşımı ikircikli ve çifte standartlı. Cumhurbaşkanı, suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunması gerektiğine atıf yapmaktadır, o halde Türklüğe hakareti konu alan 301. maddenin düzeltilmesinde aynı feraseti göstermemiştir. Sözkonusu yasa değişirken, Türklüğü alenen aşağılayan kişilerin cezalandırılmasını öngören yasa, 7 Mayıs'taki onayıyla bu yasının içi boşaltılmıştır. Dileriz ki Cumhurbaşkanı Gül, her meselede itinayla önüne geleni objektif olarak değerlendirsin.
"AK PARTİ MÜSLÜMANLARI ARKADAN VURDU"
AK Parti'nin iktidara gelmesi için gösterilen sabır ve destek, sömürgeciliğin sadık bir bekçisi olmuş müslüman alemini arkadan hançerlemiştir. Hükümetin BOP'un sancaktarlığını kimseye kaptırmaya niyeti yoktur. Ecdad topraklarıykan gizli anlaşmalarla kaybedilen topraklar bugün yine pazarlık konusudur. Mezhep düşmanlıklarının kimlerden ve ne şekilde yayıldığı bilinmektedir. Suriye'de demokrasi olmayışını eleştirenlerin utanma ve sıkılmaları varsa önce kendi sicillerini gözden geçirmelidir. Suriye'deki kanlı saldırıları her fırsatta yerden yere vuran AK Parti, bölgede olan kanlı olayları bir türlü hatırlamamıştır. Demokrasi maalesef dengesiz ve samimiyetsiz ağızlarda gerçek anlamından hızla uzaklaşmaktadır. Osmanlı'yı yıkan anlayış bugün de değişik bir yöntemle üzerimize gelmektedir. Unutmayın ki Türklük, BOP'un son durağıdır, bu durak tasfiye olmadan bu şeytani proje amacına ulaşamayacaktır. Bunun için DERsim konusun tesadüfen ortaya çıkmış değildir. Şehitliklerin de temsili olduğunu utanmadan ortaya koyulabilmektedir.
ABD BAŞKAN YARDIMCISININ TÜRKİYE ZİYARETİ
Cumhuriyet ve Atatürk meselesi aşılırsa, yeni Anayasa sürecinde psikolojik üstünlük elde edeceğine inanlar BOP'un ekmeğine yağ sürülmektedir. Böyle bir ortamda ABD Başkan Yardımcısı ülkemize gelmiştir. Sözkonusu şahsiyetin ziyaret halkasındaki duraklarıdır. Irak'ın kuzeyindeki peşmerge reisiyle ve Irak Cumhurbaşkanı ile biraraya gelmiştir. Bu başkan yardımcısının sadece hükümeti pohpohlamak için binlerce kilometre uzaklıktan geldiğini söylemek saflık olacaktır. Türkiye muhalifliği bilinmektedir. Bu Türkiye hasmının eski fikirlerinden bir anda vazgeçmesi düşündürücü bir tutumdur. AKP hükümetinin fitne ektiği yerden hüsran biçeceğini unutmamalıdır.