BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Dershanelerde çocuklara bunlar anlatılıyor

Özal'dan beri bu taktiği uyguladılar ve hep başarılı oldular. Çiller'i, Erbakan'ı ve Ecevit'i de böyle yok ettiler.

Dershanelerin kapatılması tartışmalarının daha en başında, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar sürecek büyük savaş daha yeni başlıyor. Yaşanacaklar Gezi'yi gölgede bırakacak. Türkiye ya batacak, ya çıkacak!" demiştim.

O günlerde bir başka şey daha söylemiş, "Önümüzdeki günlerde bir bıktırma, bezdirme ve parçalama taktiği uygulayacaklar" demiştim.

Bildiğiniz Amerikan taktiği: "Böl, parçala ve yönet"

Özal'dan beri bu taktiği uyguladılar ve hep başarılı oldular. Çiller'i, Erbakan'ı ve Ecevit'i de böyle yok ettiler.

Neydi o taktik?

Önce parti içine nifak sokulacak. Ardı ardına gelen milletvekili ve bakan istifaları sağlanacak. Ardından medya devreye girecek ve gerilim günden güne yükseltilecek. Muhalefet liderlerine koltuk vaadinde bulunarak onlar da satın alınacak.

Gerilimin dozu günden güne yükseltilecek ve milletin "Galiba bizimki giderse bu gerilim bitecek" diyerek partisinden vazgeçmesi sağlanacak.

Çok geriye gitmeye gerek yok! Hatırlasanıza merhum Necmettin Erbakan dönemini...

"Pezevenk" dediler, "rejim düşmanı" dediler, "irticacı" dediler. Hatta bir teğmene televizyonların önünde tokatlatmayı bile düşündüler. O zamanların şantajı ve montajı başkaydı. Rahmetliye fotomontaj tekniğiyle rakı bile içirdiler!

Verilen mesaj açık ve netti! "Siz Erbakan'ın arkasında durduğunuz sürece bu gerilim devam edecek" diyorlardı.

Büyük gerilimden sonra Erbakan siyaset sahnesinden çekildiğinde kavga gürültü bir anda bitti. Bitti çünkü bu kavga, gürültü ve gerilim arasında devletin kasasından 360 katrilyon TL gitti.

Erbakan bu dünyadan göçtüğünde, kendisine küfür ve hakaret edenler, 28 Şubat darbesiyle koltuktan indirenler, cenaze namazında en ön saflardaydı. Hepsi anlaşmışçasına aynı şeyleri söylüyordu: "Büyük devlet adamıydı. Bu ülkeye büyük hizmetleri oldu."

Ecevit dönemini hatırlayın!

Aynı şekilde devirmediler mi? Önce gereksiz bir Anayasa kitapçığı kavgası. Ardından zemberekten boşalırcasına gelen milletvekili ve bakan istifaları. Sonra muhalefet liderlerine verilen iktidar sözleri.

Halkın sokaklara dökülmesi, medyanın gerilimi köpürtmesi ve ekonomik kriz. "Artık ülkeyi yönetemez. Yatağına çiş ediyor. Altını başkalarının temizlediği bir adam mı bu ülkeyi yönetecek" diye yayılan haberler.

Bu kavga ve gerilim arasında devletin bankaları boşaltıldı. IMF'den gelen paralar birilerinin cebine aktı. Hazine ve Merkez bankası iflas etti. 28 Şubat döneminden daha ağır bir vurgun yapıldı.

Ecevit'in cenaze namazında kimler vardı? Yine kendisini koltuktan indirenler vardı ve yine aynı sözleri utanmadan söylüyorlardı: "Büyük devlet adamıydı. Bu ülkeye büyük katkılar sağladı. Yeri asla doldurulamaz!.."

Şimdi sırada Erdoğan var!

AK Parti seçmeni, "Erdoğan gitsin de bu gerilim ve kavga bitsin" kıvamına gelinceye, halkın büyük kesiminde, "Yolsuzluk yapılmış" diye inancı yerleşinceye kadar bu kavga ve gerilimi tırmandıracaklar.  Geçmişte bu işi Doğan Grubu yapıyordu, şimdi ise Gülen Grubu. Taktik aynı, aktörler farklı anlayacağınız.

Şu ana kadar devletin kasasından giden para 200 katrilyon! AK Parti düşüp Erdoğan teslim bayrağını çektiği an, bu rakam muhtemeldir ki 500-600 katrilyonu bulacak!

Yarın bir gün Erdoğan öldüğünde cenaze namazında en önde saf tutacak olan yine bunlar olacak.  "Türkiye adına yeni bir çağ başlattı. Görülmemiş hizmetleri oldu" diyecekler, buna emin olun!

Etrafınıza bir bakın!

CHP, İsrail, ABD, İngiltere, komünist, terörist, Yahudi, Hristiyan, kim varsa bu kavganın içinde. Ve kavganın tetikçiliğini yapan ise adına cemaat dediğimiz bir yapı.

Cumhurbaşkanı'nın yatak odası, Başbakan'ın devlet sırlarını konuştuğu kriptolu telefonlar, makamı ve yatak odası dahi dinlenmiş. Bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, gazeteciler, işadamları dinlenmiş veya zaaf durumlarına göre seks kasetleri yayına alınmış!

Her şeyi bir kenara bırakın!

Mavi Marmara şehitlerinin yakınları bile dinlenmiş! Vicdanınız neredeyse elinizi oraya koyun ve söyleyin. Mavi Marmara şehitlerinin yakınlarını kim, kimlerin çıkarları için dinler, söyleyin!

"Hükümet tarafından 2004 yılından beri fişlenmişiz" diyenler meğer tam da 2004 yılından beri herkesi fişlemiş ve dinlemiş! Böylesi korkunç bir paralel yapının kötü niyetini ve vatana ihanetini anlamak için çok akıllı olmaya gerek yok. Sadece aptal ve hain olmamak yeterli olanı biteni görmek için.

Şimdilik görünen o ki, aptal sandıkları, "Bıktırma" politikasıyla tekrar kandıracaklarını umdukları halk oynanan oyunu yemiyor. Miting meydanları geçmiş yıllara oranla tıklım tıklım doluyor.

Öfke nöbeti geçirmelerinin, her gün bir başka çirkinliğe imza atmalarının nedeni bu. Dershanelerde ve öğrenci evlerinde gencecik beyinleri zehirlemeye çalışmalarının nedeni de bu.

Bakın iyi izleyin!

Bu aralar cemaate bağlı yayın organlarında iki haber sıkça dönmeye başladı. Birincisi Muhsin Yazıcıoğlu suikastı, ikincisi ise Muta Nikahı... Çünkü bu haberler üzerinden Erdoğan'ı vurmanın temelleri atılıyor. Aynı şeyler dershanelerde ve hizmet evlerinde kalan öğrencilere de anlatılıyor.

"Yakında Erdoğan'ın gencecik kızlarla Muta nikahı kıyarak nasıl birlikte olduğunun video görüntüleri yayınlanacak. Yakında Erdoğan'ın falan sanatçı kadınla yaşadığı seks görüntüleri ortalığa saçılacak. Yakında Sümeyye Erdoğan'ın ABD'de eğitim görürken bazı adamlarla yaşadığı şeylerin görüntüleri servis edilecek. Yakında Erdoğan'ın Muhsin Yazıcıoğlu'nu nasıl öldürttüğü ortaya çıkarılacak. Yakında Erdoğan'ın Uludere'nin talimatını nasıl verdiği ortaya çıkacak" gibi korkunç hikayeler oradaki çocuklara ballandıra ballandıra anlatılıyor.

Anlayacağınız oynanan oyun, AK Parti seçmeninin partisinden ve liderinden vazgeçmesi üzerine kurgulanıyor.

Her şey size bağlı...

Eski darbeci ordunun temellerini yeniden atabilmek için, MİT'in yeniden başka ellere geçmesi için,  yapılan devasa yatırımların durması için, PKK ile sürdürülen çözüm sürecinin sekteye uğraması ve şehit cenazelerinin gelmesi için, inanç hürriyetinin yeniden kısıtlanabilmesi için, bankaların ve devletin kasalarının birkez daha boşaltılabilmesi için çabalayanlarla karşı karşıyasınız.

"Bitsin bu gerilim. Bitsin bu kavga" diyerek pesettiğiniz gün, cehennemin kapılarını aralamış olacaksınız!

Kararınızı ona göre verin!