BIST 9.673
DOLAR 35,23
EURO 36,74
ALTIN 2.962,64
HABER /  GÜNCEL

DERGİ - Uzayda nasıl çocuk yetiştirilir?

Olur da bir gün diğer gezegenlerde yaşamaya başlarsak yüzyıllar boyunca yolculuk yapmak ve yolda çocuk sahibi olmak gündeme gelebilir. Peki uzayda çocuk yetiştirilebilir mi?

Abone ol

Rocket Man adlı şarkısında Elton John, “Mars çocuk yetiştirilecek yer değil” diyordu.

Fakat insanlar önümüzdeki 50 yıl içinde Mars’ta koloniler kurmayı hedefliyor. Belki de daha sonra nükleer yakıtla çalışan uzay gemilerine binip kuşaklar boyu sürecek yolculuklarla daha uzak gezegenlere de gideceğiz.

Bu seferlerin başarılı olması için bu uzun yolculuklarda çocuk sahibi olmak gerekecek.

Gebelik sorunu

Oregon’daki Portland Üniversitesi’nden antropolog Cameron Smith, dünyadaki koloni kurma deneyimlerini inceleyerek insanlığın uzak gezegenlere yapacağı yolculuk ve kolonileşme girişimlerinin fiziksel ve kültürel olarak insanda ne tür etkilerde bulunacağını araştırdı. Smith, Mars’a gidecek uzay gemileri üzerinde plan yapmadan önce dünya dışında çocuk sahibi olma fikri üzerinde kafa yormak gerektiğine inanıyor.

Belki de uzayda gebelik mümkün bile değildir. Uzayda cinsel ilişkiye girmek mekanik olarak mümkün olabilir ama bunun gebelikle sonuçlanacağı kesin değil. Uzay uçuşlarının insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu bir gerçek; ama üreme konusundaki etkileri henüz bilinmiyor. Yapılan sınırlı çalışmalar yerçekimsiz ortamın hormonları etkileyeceğini ve kozmik radyasyonun da gelişmekte olan embriyoya zarar vereceğine işaret ediyor.

Riske rıza göstermek

Japonya, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) Uzay Yavrusu adıyla bir deney üzerinde çalışıyor. Dondurulmuş fare spermleri birkaç ay boyunca uzayda taşınarak uzayın memelilerin doğurganlığı üzerindeki etkileri araştırılıyor.

Bu konuda herhangi bir fiziksel sorun olmayacağını varsaysak bile, Mars’taki bir kolonide ya da uzayın derinliklerinde giden bir uzay gemisinde çocuk dünyaya getirmenin ahlaki ve felsefi bakımdan doğru olup olmadığı sorunu gündeme geliyor. “Filozoflar bunu riske rıza gösterme olarak adlandırıyor. Kendi rızaları olmadan bir başkasını riske sokmak ahlaken kabul edilebilir bir şey midir? Yani o koşullarda çocuk sahibi olmak?” sorusunu soruyor Smith.

Smith’in buna yanıtı “evet” oluyor ve 3000 yıl önce Papua Yeni Gine’den ayrılarak Güney Pasifik’te onlarca adaya yayılıp koloniler kuran Polinezyalıları örnek gösteriyor. “Onlar da bilinmeze yolculuk yapıyorlardı. Çocuklarının yaşayacağı yeni bir yer bulmak istedikleri için riski göze almışlardı” diyor.

“Zaten istikrarsız bir dünyada çocuk doğurarak da onları riske atıyoruz. Uzay gemilerinin sınırlı koşullarında çocukları yetiştirirken dünyadakinden daha dikkatli olacağımız kesindir.”

Bildik ama yabancı

Uzaydaki kolonide doğan ilk kuşağın ebeveynlerinin dünya ile sıkı bağları olacaktır. Asıl onların çocukları ve torunlarının uzayda yaşama uyumunu incelemek ilginç olacaktır. Onların yuvası dünya değil uzay olacak çünkü.

Güneş Sistemi dışındaki en yakın gezegene ışık hızında gitmeye çalışsak 500 yılda ulaşırız. Bu sürede dünyada nasıl bir değişim yaşanacağını bir düşünün.

“Yüzyıllar sonra başka bir gezegene ulaşan insanlar bize Shakespeare dönemindeki insanlar kadar yakın ve bir o kadar yabancı olacaktır” diyor Smith. “Aksanları farklı, evren anlayışları farklı olacaktır.”

Belki de bu yeni kolonilerdeki ebeveynlerin en büyük sorunu çocuklarına iyi ve ilginç bir yaşam sürmeleri için fırsatlar yaratmak olacaktır. Yani sadece insanlığın geleceğini sürdürmek ve kendilerine tahsis edilen işleri yapmak için değil, eşit bir toplumda kendi ilgi alanlarını bulmalarını ve ona uygun işlerde çalışmalarını sağlamak.

“50 bin insanı uzay aracına doldurup yola çıkarmak tam bir felaket daveti gibi olur” diyor Smith ve yaşam seviyesini tahammül edilir kılmak, ayrıca kısa süre içinde kültürel ve biyolojik değişikliklere adapte olma beklentisine girmemek gerektiğini belirtiyor.

Mutlu bir çocukluk

Smith, gelecekte uzay kolonilerinin başarılı olmasını istiyorsak bu sorunlara şimdiden kafa yormamız gerektiğini söylüyor. “Bu sorunları düşünüp aşmak uzun zaman alacaktır. Bu iş için 50 yıl iyi bir zaman dilimidir.”

2025’te Mars’ta yerleşim olanaklarını yaratmayı hedefleyen Mars One adlı organizasyon, bu gezegende yaşamak için başvuru yapanlara, en azından ilk yerleşimcilere orasının çocuk yetiştirmek için uygun bir yer olmadığı tavsiyesinde bulunuyor. Ama yerleşimcilerin çocuk yapmasına engel olunamayabilir de.

Belki de yakın bir gelecekte bu gezegende doğan çocuklar için Dünya, gece gökyüzünde gördükleri mavili beyazlı bir yıldız olacak. İnsanlar Dünya’dan ayrılmadan önce bu sorunları ele almak, uzak gezegenlerde doğacak insanların mutlu bir çocukluk geçirmelerini sağlayacaktır.

Bu makalenin aslını ’da okuyabilirsiniz.

Dergideki diğer makalelere .