Hayvanlar birbiriyle, bazen de bizimle iletişim halindedir. Ama insanla hayvan arasındaki bütün benzerlik bundan ibarettir.
Abone olHayvanlar birbiriyle, bazen de bizimle iletişim halindedir. Ama insanla hayvan arasındaki bütün benzerlik bundan ibarettir.
Alex 31 yaşında beklenmedik bir şekilde ölmeden önce son sözleri şu olmuştu: “Kendine iyi bak. Yarın görüşürüz. Seni seviyorum.” Bunların duygusal cümleler olduğu kesin; ama onları daha etkili kılan şey Afrika’dan gelen bir gri papağanın ağzından çıkmış olması.
Psikolog Irene Papperberg, Alex ile 30 yıllık çalışmasının ardından ona 150 kelime öğretmeyi başarmıştı. Alex 50 farklı nesneyi tanıyabiliyor, 6’ya kadar sayabiliyor, yedi rengi ve beş farklı şekli ayırt edebiliyordu. Ayrıca “daha büyük” ve “daha küçük”, “aynı” ve “farklı” gibi kavramları da anlıyordu.
İnsan olmayıp da bu yetenekleri sergileyen başka hayvanlar da vardı. Iowa’da küçük bir maymun grubuyla birlikte yaşayan 31 yaşındaki erkek bonobo maymunu Kanzi de primatologların yakın çalışması sonucu birkaç bin kelimeyi anlar hale geldi. Kanzi, bir klavyedeki 400 görsel sembolü kullanarak iletişim kurabiliyor.
Lessie türü İskoç çoban köpeği Rico ise 200 nesnenin etiketini tanıyabiliyor. Rico daha önce hiç görmediği bir nesnenin adını bir kez işittikten sonra ona ait etiketi bulabiliyor. Hatta önüne 20 nesne konsa ve Rico bunlardan 19’unu önceden biliyor olsa ve bilmediği nesne sorulsa o nesne ile ona ait etiket arasında bağlantı kurup ona işaret edebiliyor. Üstelik bu bağlantıyı haftalar sonra bile hatırlayabiliyor. Bu kelime öğrenme biçimi küçük çocukların yeni kelime öğrenme süreci ile benzerlik gösteriyor.
Honolulu’daki Deniz Memelileri Laboratuvarı’nda yaşayan iki şişe burunlu yunus balığının hem görsel hem de akustik yapay dilden cümleleri anladığı biliniyor. Bu yunuslar ayrıca kullanılan fiili farklı nüanslar içerecek şekilde yorumlayabiliyor.
Dil engeli
Primatlar, kuşlar, memeli deniz hayvanları, köpekler ve diğer bazı canlıların, yoğun çalışma sonucu bazı kelimeleri ve cümleleri anladığı görüldü. Kanzi ve Alex örneklerinde olduğu gibi bazıları insanlarla iki yönlü iletişime bile girebiliyordu.
Fakat dil sadece kelimelere ve kısa cümlelere anlam iliştirilen bir süreç değildir. Dil, belli kuralları kullanarak (gramer ve sözdizimi) sınırlı sayıda unsurları (kelimeler gibi) sınırsız kombinasyonlarla anlaşılır kılma becerisi olarak tanımlanabilir.
Cümleler gibi insan eylemleri de sınırsızdır. Cümleler nasıl ki isim, fiil, sıfat gibi unsurlara ayrılabiliyorsa, örneğin çekiçle çivi çakma eylemi gibi karmaşık eylemler de çekice uzanma, tutma, vurma gibi farklı eylemleri içerir.
Bilişsel psikolog Karl Lashley 1951’de dil ile eylem arasında bağlantı kurmuştu. Konuşma sırasında nasıl ki kelimeler arasında duraklamak gerekmiyorsa çivi çakma gibi ardıllık içeren eylemlerin bileşen unsurları arasında da duraksama olmadığını söylüyordu Lashley.
Hesap yöntemi
Peki, hem eylemleri uygulama biçimini hem de kelimeleri kullanma şeklini ifade ediyorsa dil nedir? Bu bakış açısına göre dil tek başına bir iletişim yöntemi değil, hesap yöntemidir.
Diğer hayvanlar birbiriyle iletişim kurar, bazen oldukça gelişkin biçimdedir bu: balinaların şarkı söylemesi, maymunların uluması, kuşların cıvıldaması gibi. Kertenkeleler başlarını indirip kaldırarak iletişim kurar, mürekkep balıkları ise derilerinin rengiyle oynayarak. Fakat bunların hiçbiri dil ile açıklanacak şeyler değildir.
İnsan dilini ayrı kılan şey birbirimizle iletişim kurmamızı sağlaması değil, bunu sayısız şekilde yapabilmemizi sağlamasıdır.
Bir maymun, grubun diğer üyelerini yaklaşan tehlike konusunda uyarmak için çığlık atabilir, ya da en iyi meyvelerin yerini bir şekilde tarif edebilir. Fakat “şu şahine bakın, gagası ne kadar komik” ya da “bu incir biraz tuzla ne iyi olurdu” gibi bir yorumda bulunamaz.
Bu makalenin aslını ’da okuyabilirsiniz.
Dergideki diğer makalelere .