BIST 8.619
DOLAR 34,29
EURO 37,44
ALTIN 3.025,02
HABER /  GÜNCEL

Depresyon riski kadınlarda fazla

Uzmanlar, ekonomik sebeplerden ve genetik yatkınlıktan kaynaklanan depresyon hastalığında kadınların büyük bir risk altında olduğunu söylüyor.

Abone ol

Amerikan Gıda ve İlaç Derneği'nin (FDI) geçtiğimiz yıllarda yaptığı, depresyon tedavisinde kullanılan anti-depresan ilaçların intihara yönelttiği açıklaması ise kafaları karıştırmaya devam ediyor. Konu hakkında görüşlerini belirten Ege Üniversitesi (EÜ) Spor, Sağlık ve Kültür Daire Başkanlığı Psikiyatri Uzmanı Dr. Defne Erarslan, anti-depresanların doğru kullanıldığı takdirde herhangi bir intihar olayına sebep olmayacağını belirtiyor. Anti-depresan ilaçlarının kullanılmaya başlandığından 3 hafta sonra etkisini gösterdiğini belirten Uzman Dr. Erarslan, "Hastanın depresyonu tam olarak geçmeden halsizlik durumu geçerse, var olan intihar düşüncesi fazlalaşabilir. Anti-depresanların doğru kullanılması gerekir. Depresyon esnasında intiharı düşünen hastalar, anti-depresanları doğru kullanmadıklarında intiharı gerçekleştiriyor. Onun dışında anti-depresanlar, intihara sebep olmaz" şeklinde konuştu. Kadınların depresyona yakalanma riskinin erkeklerden fazla olduğuna değinen Uzman Dr. Erarslan, "Erkeklerde depresyona yakalanma oranı %10 iken, kadınlarda bu oran %20'yi buluyor. Kadınların, depresyona yakalanmamaları için stresten uzak kalmaları gerekiyor" dedi. Sosyo-ekonomik açıdan kötü koşullarda yaşayan, çocukluklarında olumsuz olaylarla karşılaşan kişilerin de depresyona yakalanabileceğini ifade eden Uzman Dr. Erarslan, "Genetik yatkınlık depresyona sebep olabiliyor. Daha önce kortizon tedavisi görmüş kişiler ve memleketlerinden göç eden kişiler de depresyona yakalanma riski taşımaktadır." şeklinde konuştu. Depresyonun pek çok belirtisi olduğunu ve kişilerin bu belirtileri gördüğü takdirde hemen bir uzmana başvurmaları gerektiğini söyleyen Uzman Dr. Erarslan, "Bazı hastalar, belirtileri görünce kendi kendilerini tedavi etmeye çalışıyor. Bu çok yanlış" dedi. Uzman Dr. Erarslan, depresyonun belirtilerini şöyle sıraladı: "Sürekli üzgün ve boşlukta hissetme, kolay sinirlenme, düşünceleri yoğunlaştıramama, dikkat dağınıklığı, karar vermede güçlük, açıklanamayan ağlama nöbetleri, yorgunluk ve enerji kaybı, uyumada güçlük veya aşırı uyuma, iştahta belirgin değişiklikler, 1 ay içinde belirgin kilo kaybı veya kilo alımı, zihinsel ya da fiziksel huzursuzluk, korku, suçluluk veya değersiz hissetme, ölüm ya da intihar düşünceleri." Depresyon ile yaşamanın artık kolay olduğuna değinen Uzman Dr. Erarslan, "Bazen sadece anti-depresan ilaçlar kullanmak yeterli olmayabiliyor. Böyle durumlarda psikoterapi uygulanabiliyor. Hem anti-depresan hem de psikoterapi birlikte uygulanınca depresyon kolayca atlatılabilir." ifadesini kullandı. Depresyon teşhisi koyan doktor ile konuşmanın hastayı rahatlatabileceğini söyleyen Uzman Dr. Erarslan, "Kişi, psikoterapi ile gelecekteki sorunlarının üstesinden gelebilir ve benlik saygısını arttırır." şeklinde konuştu.