BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,75
ALTIN 2.972,61
HABER /  GÜNCEL

Depremle ilgili korkutucu açıklama

Pakistan’da yaşanan depremin, Güneş tutulmasından 5 gün sonra meydana gelmesi akıllarda soru işareti bıraktı. İşte deprem otoritelerin yüreğini hoplatan tarih ve ay...

Abone ol

TEMPO dergisinin bugün piyasaya çıkan sayısında yeralan bir araştırmaya göre, özellikle ülkemiz bu konuda çok hassas, çünkü 1999 depreminden 9 gün önce de Güneş tutulması yaşanmıştı ve Türkiye’de 29 Mart 2006’da da Güneş tutulacak... Bu tutulma Türkiye'nin; Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yer alan 13 ilde tam, dışında kalan bölgelerde ise parçalı halde izlenebilecek. Hatırlanacağı üzere, 8 Ekim Pazar günü Pakistan’da meydana gelen ve binlerce insanın ölmesine neden olan 7.6 şiddetindeki deprem, 3 Ekim Pazartesi günü meydana gelen Güneş tutulmasının akabinde meydana gelmişti. Yani Güneş tutulmasından 5 gün sonra. Elbette yaşanan bu doğa olaylarından sonra birçok kesim, “Güneş tutulmaları depremi tetikliyor mu'' sorusunu tartışmaya başladı. Çünkü bu, ilk örnek değildi. Tempo dergisi bu tartışmaya ayna tutabilmek amacıyla bilim adamlarına sordu. Prof. Dr. Ahmet Ercan, Güneş tutulmalarının depremler üzerindeki etkisinin ciddi olarak tartışma konusu haline geldiğini belirterek: “10 Temmuz 1894 İstanbul depreminden 11 gün önce, 1999 depreminden 9 gün önce ve en son 8 Ekim 2005’te Pakistan’daki depremden 5 gün önce Güneş tutulmaları meydana geldi. Bu tür örnekleri arttırmak mümkün. Azerbaycanlı bilim adamlarının çalışmalarına göre, Güneş tutulmasının tam olarak izlenebildiği kuşak boyunca depremlerin olduğunu belirlenmiş. Güneş tutulmalarını izleyen günlerde Dünya üzerindeki deprem sayılarında da artış var. Sonuçta, uzay deprem yaratmıyor, depremi oluşturan yerin içindeki olaylar ama uzayla etkileşim bunu tetikleyebiliyor'' dedi. İTÜ Öğretim Üyesi Berk Üstündağ ise Türkiye’deki sığ depremlerle, Güneş tutulmaları arasında ilişkiler olduğunu ama tüm depremlerde bu ilişkinin kurulamadığını belirtti. Üstündağ, “Hiç ilişkisi yok da denemez. Normal gelgit etkisiyle bile kıtalar hareket ediyor. Hal böyleyken, yerküreyi bu kadar güçlü bir kuvvet altında bırakan olayı, gölge oyunu olarak yansıtmak toplumu yanıltmak olur'' dedi. Üstündağ, “Ancak bu, her Güneş tutulması sonrası deprem olacağı anlamına gelmiyor'' görüşünü savunuyor. BÜ Kandilli Rasathanesi Sismoloji Laboratuvar Şefi Jeofizik Mühendisi Dr. Doğan Kalafat, 1999 depreminden sonra inceledikleri 20’ye yakın büyük deprem ve Güneş tutulması arasında ciddi anlamda korelasyon göremediklerini belirterek, “Bu, tamamen karşı çıkmak da değil. Güneş tutulmaları, gelgitler aslında bardağı dolduran su kütlesini oluşturmuyor, aksine bardak tamamen ağzına kadar doluyken son damla atılmış kadar etkisi oluyor ve bardağı taşırıyor. Örneğin bardak doluysa, Güneş tutulması tetikleyici olabiliyor. Ve bu tartışmaların dışında önemli bir nokta daha var. 2003’te yaşanan, Bingöl ve Pülümür depremi dışında, o yıldan bu yana Türkiye’de büyüklüğü 6’nın üzeride bir deprem olmadı. Yani bu ne demek? Türkiye’de 6’nın üzerinde deprem riski bu yılın sonuna kadar yüksek. Çünkü istatistiksel olarak bakınca, ‘Her 15 ayda bir bu ülkede 6'lık bir deprem olur’ diyoruz, demek ki bunu artık bekliyoruz. Tesadüfen 6’lık bir deprem olmazsa, önümüzdeki yılın ilk ayında risk iyice artmış olacak'' diye görüş belirtti.