Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, dünya üzerindeki depremle ilgili yanlış inanışları ele alan ilginç bir kitap çıkarmaya hazırlanıyor.
Abone olOkurken hem düşündüren hem de güldüren Ersoy’un araştırmasına göre, Sibiryalılar depremin dünyayı kızakta taşıyan köpeklerin kaşınmasıyla meydana geldiğine, Yeni Zelandalılarsa depremine Dünya adlı kadının karnındaki çocuğun tekmelemesiyle oluştuğuna inanıyor. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, martta çıkacak kitabında, ülkelerin depremin oluşumuyla ilgili ilginç inanışlarının yanı sıra, küresel iklim değişiklikleri, popüler bilim ve Türkiye’deki jeotermal kaynakların turizme kazandırılması gibi birçok alanda yazdığı makaleler ile tsunami felaketine sahne olan Güney Asya’daki bilimsel araştırmalarına yer verecek. Prof. Dr. Ersoy’un kitabındaki ilginç deprem inanışlarından örneklerin bir kısmı şu şekilde: Romanya: Dünya üç direk üzerinde durmaktadır. Yardımseverlik, umut ve inanç. İnsanoğlu bu öğelerden birini zayıflatırsa o direğin taşıma gücü azalır ve dünşa sallanırmış. Hindistan: Dünya, bir kaplumbağanın üzerinde duran dört fil tarafından tutulmaktadır. Kaplumbağa da bir kobranın üzerinde dengede durmaktadır. Bu hayvanlardan herhangi biri hareket edince dünya sallanmaktadır. Meksika: El Diablo adlı bir canavar, dünya üzerinde dev yarıklar açmaktaymış. O ve şeytanî arkadaşları, yeryüzünü karıştırmak istedikleri zaman bu dev yarıkları kullanmakta ve deprem olmaktaymış. Mozambik: Dünya, yaşayan bir yaratıktır ve problemleri insanlarınki ile aynıdır. Yaratık ateşlenir, üşür, titrer. İnsanlar da titrediğini hisseder. Doğu Afrika: Büyük bir balık, üzerinde taş taşımaktadır. Bir inek de onun üzerine oturmuştur ve Dünya da ineğin bir boynuzu üzerinde dengelenmiştir. İneğin boynu ağrıdığı zaman dünyayı boynuzu ile fırlatıp diğer boynuzu ile tutarmış. Böylelikle de yer sallanırmış. Japonya: Japon adalarını sırtında taşıyan büyük bir kedi balığı (Namazu), denizin altında kıvrılmış halde durmaktadır. Diğer taraftan tanrı Naimyojin kafasının üzerinde çok ağır bir taş olduğundan hareket edememektedir. Bir ara Namazu hareket ederek Naimyojin’in dikkatini dağıtır ve yer sarsılırmış. Haber: Mustafa Gün Kaynak: Zaman