BIST 10.030
DOLAR 35,23
EURO 36,73
ALTIN 2.974,10
HABER /  GÜNCEL

Depreme hazırlanmak önemli

Üşümezsoy, depremin şiddetinden daha önemli olanın hazırlıklar olduğuna dikkat çekti.

Abone ol

Beyoğlu Deprem Semineri, Kentim İstanbul projesi kapsamında gerçekleştirilen İstanbul Kültür Sanat Fuarı’nın son gününde Erguvan Salonu’nda düzenlendi. Deprem seminerine konuşmacı olarak Prof. Dr. Şener Üşümezsoy katıldı. AKUT’dan Erdinç Sarımusaoğlu, Özgür Korkmaz ve Zeynep Fulya Koç’un da hazır bulunduğu seminerde AKUT, K-9 köpeğiyle bir de kurtarma gösterisi yaptı. Seminer AKUT görevlisi Zeynep Fulya Koç’un konuşmasıyla başladı. Deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili blgi veren Koç, “İlk sarsıntıyı hissettiğinizde sakin olun, paniğe kapılmayın. Deprem anında 10 –15 saniye içinde bulunduğunuz binayı terk edebiliyorsanız derhal kaçın. Yoksa güvenli yer bulun. Eğer binayı terk edemiyorsanız, daha önce belirlediğiniz yaşam üçgeni alanına gidin ve yan yatarak cenin pozisyonunu alın. Herhangi bir şekilde enkaz altında ezilme durumu olduğunda vücudunuz bu şekilde azami korunma olanağına sahiptir. Bu iç organlarınızın büyük bir bölümünü ve böbreklerinizden birini çalışır durumda tutabilmek için en ideal şekildir. Balkona çıkmaktan, merdivenden inmekten, asansöre binmekten kaçının. Kolon ve kirişlerden uzak durun.” dedi. Enkaz altında kalınmışsa yapılması gerekenleri anlatan AKUT görevlisi Zeynep Fulya Koç, “Kıpırdayacak durumunuz varsa ve kesin bir çıkış yolu görebiliyorsanız hareketlenin. Aksi takdirde pozisyonunuzu koruyun ve sakin olun. Fazladan her çaba size gelecekte gerekli olacak enerjiyi ve suyu tüketecektir. Kurtarma ekipleri, olay yerine ulaştıklarında bakacakları ilk yer enkaz üzerinde kabarmış bölgelerdir. Kabarmış bu bölgeler muhtemel yaşam üçgenlerinin olduğu noktalardır. (Buzdolabı, bulaşık ve çamaşır makinesi, çelik para kasası, demir dolap v.b.) Böyle bir yerdeyseniz, ilk ulaşılacak kurtarma bölgesindesiniz demektir.” dedi. Seminere katılan Şener Üşümezsoy ise şöyle konuştu: “Hatırlayacağınız gibi 17 Ağustos depreminden sonra üç ay içerisinde büyük bir depremin olacağı söyleniyordu. Bunlar provakatif birer söylem olarak kaldı. Bugün Marmara üzerindeki fayların ve fayların kırılma noktaları üzerine çok şey konuşuldu. Biri İzmit ile Gaziköy arasındaki fayın kırılacağı konusuydu. Bir defada kırılacak ve 8.5 şiddetinde olacak deniyordu. Ama böyle bir fay yok. Bu söylem İstanbul için rahatlatıcı bir sonuç iken, Batı Marmara dediğimiz Tekirdağ bölgesi risklidir. Kuzey Anadolu Fay Hattı yılda 2,5 santim batıya kayıyor. Bir görüşe göre 70 km’lik fayın İstanbul’un 20 km güneyinde kırılacağı söyleniyor. İstanbul’da her 250 senede bir 8 şiddetinde deprem olacağı söylenir. Ama Ayasofya gibi Adalar’daki manastırlar gibi yapılara baktığımızda tarihi depremlerin o kadar yıkıcı olmadığı görülüyor. Gaziköy’ün orada 50 km’lik bir fay var. Sonra 10 km’lik boşluk var. Silivri’den B.Çekmece’ye doğru 30 km’lik fay var. Bir de benim kabul etmediğim 10 km’lik Yeşilköy’de bir fay var. 110 km’lik alanda demekki boşluklar bulunuyor. Demekki bir defa da kırılması mümkün değil. Son yapılan tetkiklerden sonra 6,5 şiddetinde deprem bekliyoruz. Ama Bingöl’deki depremin 6,5 şiddetinde olduğunu düşünürsek, depremin şiddetinden çok depreme olan hazırlığımız önemli.