Depremde 40 bin ölü, 160 bin de yaralı olacağı ileri sürülürken, maddi kaybın 40 milyar dolar olması bekleniyor.
Abone olİstanbul`da olası bir depremde en büyük can kaybının eski İstanbul`u oluşturan bölgelerde görüleceği ileri sürülürken olası depremin yol yol açacağı facia ise izleyenleri korkuttu. Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul`da bir depremde en büyük can kaybının eski İstanbul`u oluşturan bölgelerde görüleceğinin tahmin edildiğini bildirdi. İnşaat Mühendisleri Odası`nca Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Oditoryumu`nda düzenlenen ``Türkiye İnşaat Mühendisliği 17. Teknik Kongre ve Sergisi``nde öğleden sonra ``Kentsel Deprem Güvenliği Sağlanması`` başlığı altında, ODTÜ, BÜ, YTÜ ve İstanbul Teknik Üniversitesi`nce oluşturulan İstanbul Deprem Master Planı ele alındı. Oturumda konuşan Prof. Dr. Erdik, Marmara Denizi`ndeki araştırmalara göre 4 segmentin yırtılmasının söz konusu olduğunu, bunlar yırtıldığında ne olacağı konusunda uluslararası kuruluşların da desteğiyle ``deprem senaryosu`` raporlarının hazırlandığını hatırlattı. 4 segmentin art arda kırılması durumunda yaklaşık 7.5 büyüklüğündebir depremin meydana geleceğini vurgulayan Erdik, ``Tahminlere göre, İstanbul`da meydana gelecek bir depremde en çok can kaybı eski İstanbul`u oluşturan bölgelerde olacak. Hangi açıdan bakarsanız bakın, İstanbul yakasının güney kısımlarının, eski İstanbul`un çok daha riskli olduğunu görüyoruz`` dedi. Erdik, böyle bir depremde ağır hasarlı ve tamir edilemez bina sayısının yaklaşık 50 bin civarında, yani kentteki 20 binadan biri olacağı, bunlardan 5 bininin ise katları üst üste gelecek şekilde yıkılacağı ve acil barınma ihtiyacı duyan 200 bin aile için aynı sayıda çadır gerekeceğinin öngörüldüğünü söyledi. ``Depremde 40 bin kişinin can vereceğini, 160 bin kişinin de hastanede tıbbi yardıma ihtiyaç duyacağını`` anlatan Erdik, ``toplam 40 milyar dolar da maddi kaybın meydana geleceğini`` bildirdi. İstanbul`da hastane bazında çalışmalar yapıldığını da anlatan Erdik, 56 hastanede 644 binanın incelendiğini, bunlardan 504`ünün güçlendirilmesi gerektiğinin ortaya çıktığını ve yüzde 80`inin de güçlendirilmesi için proje hazırlandığını söyledi. Erdik, eğitim alanında kullanılan binalar ile aralarında Mihrimah Sultan Camii, Arkeoloji Müzesi binası gibi tarihi eserlerin de güçlendirilmesi, ayrıca İstanbul çevresinde Tuzla, Ambarlı, Marmara Ereğlisi gibi riskli iş bölgeleri için de önlem alınması gerektiğini sözlerine ekledi. -ZEYTİNBURNU PİLOT PROJESİ- ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu da İstanbul Deprem Master Planı çerçevesinde Zeytinburnu`nda yürütülen pilot projeyle ilgili bilgi verdi. Önceliğin can kaybının önlenmesi olduğunu vurgulayan Sucuoğlu, yönetmeliklerin öngördüğü güvenlik seviyesi göz önüne alındığında eskibinaların yüzde 90`ının uygun olmadığının ortaya çıkacağını söyledi. Ancak bir depremde bu kadar çok sayıda binanın yıkılmadığına işaret eden Sucuoğlu, İstanbul`da büyük bir depremde binaların yüzde 10`unun ağır hasar göreceğinin tahmin edildiğini, bu binaların tespitinin önemkazandığını kaydetti. Zeytinburnu`nda yürütülen projede şu anda ``sokakta`` değerlendirme yapıldığını ve riskli görülen binaların yapısal özelliklerinin, binanın bulunduğu noktanın özellikleriyle ilişkilendirilerek değerlendirildiğini anlatan Sucuoğlu, Zeytinburnu ve benzeri bölgelerdeki yapı kalitesinden dolayı güçlendirmeyi ekonomik ve doğru görmediklerini, sadece kültür varlıkları ile hastane gibi kullanımına devam edilmesi gereken binalarda onarıma gidilmesi gerektiğini bildirdi. ODTÜ İnşaat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Ersoy da Türkiye`nin onarım ve güçlendirme konusunda öncü ülkelerden biri haline geldiğini ve son derece başarılı uygulamalar yapıldığını belirterek, ``Ancak bu kadar bilgi birikimine rağmen yapıların bir kısmında çok yanlış ve bilinçsiz onarım ve güçlendirmeler yapıldığını görüyoruz`` dedi. Binaların onarımdan önce iyi değerlendirilmesinin önemini vurgulayan Ersoy, bu yapılmadan gerçekleştirilen onarımların, hiçbir şey yapılmasa depremde yıkılmayacak binaların hasar görme riskini artırabileceğini söyledi. Ersoy, binaların kolon, kiriş gibi elemanları bazında ya da sistem bazında güçlendirilebileceğini sözlerine ekledi. Kaynak:Haber7