1999 depreminde Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın durduğu tahmin edilen bölgelerde inceleme başlatıldı.
Abone olİstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Yrd.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, olası bir Marmara depremi için çekincelerini dile getirerek, "İstanbul'da rahat olamıyorum. 17 Ağustos'tan önce de böyleydim. Rahat olabilmek için yapıların güvenli olması gerekir. İşi o tarafa getirip çözüm arasak daha iyi" dedi.
Bolu'da 12 Kasım 1999 depreminde Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın son bulduğu noktalarda deprem uzmanları fayın devamını bulmaya çalışıyor. Anadolu Üniversitesi Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü'nden bir grup ile Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Berkan Ecevitoğlu ve Yrd.Doç.Dr.Oğuz Gündoğdu, 12 Kasım 1999 depreminde Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın durduğu tahmin edilen bölgelerde inceleme çalışması başlattı.
İlk etapta 15 gün sürmesi beklenen çalışmaya Civril Köyü civarında başlayan ekipler daha sonra Gölköy mevkiine geçtiler. 400 metrelik bir alana yer radarı döşeyen ekipler fişekle zemine 94 tonluk bir kuvvet uyguluyor. Alan içerisinde toprağa döşeli algıyıcılarla basınç değerlerini ölçen ekipler fayın kollarını tespit etmeye çalışıyor.
Bolu'yu tehdit eden bir fayın olup olmadığını tespit etmeye çalıştıklarını belirten Yrd.Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, "Tehlike var mı yok mu bunun cevabını arıyoruz. Anadolu Üniversitesi'nden bir grup arkadaşımız var. Bolu'yu tehdit eden bir fay varsa bunun riski nedir, bunu araştırıyoruz. 12 Kasım depreminde fay, Bolu'nun Yumrukaya civarında sonlanmıştı. Fayın devam etme olasılığı yüksek. 2002 yılında yaptığımız araştırmada bu fayı bulmuştuk ama bu fayın devamı var mı sorusunu aramak için buradayız" dedi.
Aydın ve Nazilli civarlarında deprem riskinin olduğunu açıklayan Yrd.Doç. Dr. Gündoğdu, şunları söyledi:
"Türkiye her tarafı kırıklarla dolu bir ülke. Nazilli civarları, Menderes ile Aydın arasındaki boşluk. Doğu Anadolu ise her zaman riskli. Buralar her zaman tehlike yaratacak zonlar. Marmara bölgesinde 2010 yılında bir aktivite artımı olmuştu. Şu an anormal bir durum görünmüyor"
Yrd.Doç.Dr. Gündoğdu, "Marmara ve İstanbul civarında yaşayan vatandaşlar rahat olabilirler mi?" şeklindeki soruyu "Ben rahat olamıyorum. 17 Ağustos'tan önce de böyleydim. Çünkü oradaki tehlikeleri biliyorduk. Rahat olabilmek için yapıların güvenli olması gerekir. İşi o tarafa getirip çözüm arasak daha iyi. Depremi önceden belirleme konusunda önemli adımlar attık ama henüz tehlikeyi tam tahmin edecek noktada değiliz. Mesele yapıları güçlendirmek, doğru dürüst inşaat yapmak" diye yanıtladı.
TOKİ'nin yapı denetimine tabi olması gerektiğini vurgulayan Yrd.Doç. Dr. Gündoğdu, "17 Ağustos'tan sonra yapılan binalar daha başka ama, yeterli denetim var mı derseniz cevabı genel anlamda yok. Yetersiz demek lazım. Çünkü yapı denetim firmalarının yarısına yakını kapandı. Mesela TOKİ yapı denetimine tabi değil. Bunların düzeltilmesi lazım. Herkes yapı denetimine tabi olmalı. Çünkü bağımsız bir denetim mekanizması olduğu için böyle bir yapı denetim mekanizmasının olması gerekir. TOKİ'de teknik olarak neler yapılıyor bilmiyoruz. Bildiğim kadarıyla denetimleri yok, bir çok yerden daha sıkı ama ilke olarak yanlış. Herşeyin denetime tabi olması lazım" diye konuştu.
Projenin teknik detaylarından sorumlu olan Prof.Dr. Berkan Ecevitoğlu ise Bolu'yu tehdit eden fayları ortaya çıkarmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Jeofizik yöntemlerden sismik yansıma yöntemini kullanıyoruz. 36 namlulu bildiğimiz bir silah aslında, fişek atan. Magnum tipi 50 gram saçması olan fişekler. Bunlarla bir atış yaptığımız zaman yere yaklaşık 94 tonluk bir kuvvet veriyoruz. Bu kuvvetle de yerin yaklaşık bin metre altına kadar nüfus edebiliyoruz. Bolu'da Kuzey Batı'dan ovaya girdiğini tahmin ettiğimiz fayların devamını izlemeye çalışıyoruz. Bunlardan şehirin içine giren var mı, dallanıyorlar mı, bu tehdidi öğrenmeye çalışıyoruz" dedi.