BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Deprem davaları düştü

17 Ağustos 1999 depremi sebebiyle açılan davalar zamanaşımına uğradı. Dosyalar işlemden kaldırıldı.

Abone ol

Düzce Depremzedeler Dernek Başkanı (DEPDER) Avukat Ayşegül Şenol Can,deprem davalarının zaman aşımından işlemden kaldırılması sebebiyle yaptığı açıklamada, "Bu işin mağdurları açısından baktığımızda,bu işte adaletin yerini bulmadığı sonucu ortaya çıkıyor" dedi.

17 Ağustos 1999'da yaşanan depremin üzerinden bugün itibarıyla 7.5 yıl geçmesi sebebiyle deprem davaları zaman aşımına uğrayarak dosyalar işlemden kaldırıldı.Düzce DEPDER Başkanı Avukat Ayşegül Şenol Can, delillerin toplanması,bilirkişilerin incelemeleri,yargıtaya gitmesi,sorumlu kişilerin bulunamaması,Türk Ceza Kanunu'nun değişmesi gibi sebeplerden dolayı sürenin geçtiğini belirtti.Can, "Deprem davalarından yargılanan mühendis,mimar gibi binaların teknik sorumluları ve müteahhitler aleyhinde açılan davalar 7.5 yılın sonuna geldiğimiz için zaman aşımını uğrayarak dosyalar işlemden kaldırılıyor ve ceza almamış oluyorlar.Davaların zaman aşımına uğramasının nedenleri o kadar büyük ki çok sayıda bina yıkıldı,her bina için bölge adliyelerinde dava açıldı.Düzce,Sakarya,Kocaeli,Yalova hatta İstanbul'da bu çok sayıda davayı kaldırabilecek mevcut mahkemeler mevcut işlerini görmekle mükellefler o işlerini gören mahkemelere çok sayıda dava yükü geldi.Bir kere delillerin toplanması aşaması zaman aldı.Her bir binadan beton örneği demir örneği alındı yeterli yetersiz bilirkişi incelemeleri yapıldı. Arkasından ağır ceza mahkemesindeki davalar süreci başladı.Üstüne üstlük bölge idare mahkemelerinin binaları da hasar görmüştü.Bu durumdaki adliyelerin bu davaların altından kalkması zaten çok zordu" dedi.Delillerin yeteri kadar iyi toplanamadığını ve çok sayıda bilirkişi incelemesinin yapıldığını belirten Avukat Can, "Bilirkişi incelemeleri yeterli gelmedi tekrar tekrar bilirkişi incelemeleri yapıldı.Bir kısım davalar bu esnada suç tarihinin deprem değil binanın yapıldığı tarih esas alınmak suretiyle zaman aşımı nedeniyle bir kez ortadan kaldırıldı.Bunlar yargıtaya gitti bozuldu.Yargıtay, suç tarihi deprem tarihidir gibi bir karar verdi.Bunun üzerine tekrar yargılamaya devam edildi.Türk Ceza Kanunu değişerek 2005 yılında yürürlüğü girdi. 'Sanığın lehine maddeler var mıdır' diye yeniden dosyalar incelendi.Bütün bunlar yargıtaya gidip gelmeler bulunamayan sanıklar,bunların aranması çok sayıda bilirkişi incelemeleri derken çokta ihtisas isteyen bir konuydu bu yargılama aşaması açısından böyle 7.5 senelik zaman kendiliğinden geçti.Burada her halükarda ceza davalarının bitirilmesi gerekirdi.Bu bitirilmediği zaman kamuoyunda bu işin mağdurları açısından baktığınızda adaletin yerini bulunmadığı sonucu ortaya çıkar.Şimdide bu sonuç ortaya çıktı.Mağdurların bu konudaki yapabileceği şeyler tabii ki var, uluslararası yargı yollarına müracaat edebilirler" diye konuştu.

Avukat Can, kesinleşmiş ve bitmiş davalara baktığında çok az sayıda mimar, mühendis veya müteahhit ceza almış gibi gözüktüğünü ve verilen cezaların kamuoyu vicdanı açısından bakıldığında çok küçük kaldığını sözlerine ekledi.