TBMM Deprem Araştırma Komisyonu, hazırladıkları raporu TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e sundu.
Abone olTBMM Deprem Araştırma Komisyonu, İstanbul Milletvekili İdris Güllüce başkanlığında hazırlanan çalışma raporunu TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e sundu.
Komisyon Başkanı Güllüce, 4 aylık bir çalışma sürecini tamamladıklarını ve bu sürecin sonunda depremle ilgili bir yol haritası oluşturacağını düşündükleri raporlarını hazırladıklarını belirterek çalışmalarını Şahin'e sundu.
TBMM Başkanı Şahin, Türkiye'nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olmasından dolayı yakın ve uzak geçmişte kayıplar yaşadığını belirtti. Depremle ilgili "depremden korkmayın hazırlıksız yakalanmaktan korkun" felsefesiyle hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Şahin, "Deprem nedeniyle en çok sarsılan ülkelerin başında Japonya gelmektedir ancak yaşadıkları onlara tedbir almayı öğretmiştir. Depremi engellemek mümkün olmadığına göre tedbirler konusunda yol göstermek gerekmektedir. Komisyon çalışmalarınızın hedefinin bu olduğunu biliyorum ve bu raporun da yol gösterici bir rehber olacağına inanıyorum. Türkiye'de, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere diğer belediyeler, depreme hazırlık çalışmaları yürütüyor. Büyük kentlerde depreme dayanıklı görülmeyen yerleşim yerlerinin yerine yenilerinin yapıldığını biliyorum. Ancak tedbirler açısından arzu edilen noktada olmadığımızı söylemek zorundayım." şeklinde konuştu.Şahin, hazırlan raporun kitap olarak bastırılarak, ilgili kurum ve kuruluşlarla kütüphanelere verilmesinde yarar gördüğünü söyledi.
TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı ve İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, tamamlanan komisyon çalışmaları kapsamında hazırladıkları rapora ilişkin basına bilgi verdi. 4 ay süren bir süreci kapsayan komisyon çalışmalarını bugün itibariyle tamamladıklarını belirtirken, komisyonun Düzce, Sakarya, Kastamonu, Bursa illerine gidip incelemeler yapıldığını söyledi. Güllüce, "Komisyonumuz deprem araştırmalarının yanı sıra yaşanan diğer afetlerle ilgili de araştırmalarda bulunmuştur. Bu açıdan hazırladığımız rapor sadece deprem konusunda değil, diğer doğal afetler konusunda da rehber niteliği görebilecek şekilde oluşturulmuştur. Rapor hazırlanırken akademisyenlerden, sivil toplum kuruluşlarından, ilgili kurumlardan görüşler alınmış, ortak fikirler doğrultusunda öneriler hazırlanmıştır. Olabildiğince objektif ve eleştirel hazırlanan raporumuzda sorunlara yüzeysel yaklaşılmamış, sorunların köküne inilmiştir." diye konuştu.
Türkiye'nin can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karşı karşıya kaldığını hatırlatan Güllüce, ''Ülke topraklarımızın yüzde 96'sı deprem kuşağındadır ve bunun da yüzde 66'lık bölümü 1. ve 2. derece deprem bölgesidir. Dolayısıyla deprem tehlikesi sadece nüfusu 1 milyonun üzerinde olan 11 büyük ilimizi tehdit etmekle kalmıyor, bu bölgeler aynı zamanda ülke nüfusumuzun yüzde 70'ini ve kurulu büyük sanayi tesis potansiyelimizin de yüzde 75'ini barındırdığı için çok büyük önem arz ediyor.'' dedi.