Bilimadamları deodorantlarla meme kanseri vakalarındaki artış arasında ilişki bulunmasından kuşkulanıyor..
Abone olDeodorantların içeriğindeki maddelerle tümör gelişimi arasında bazı bağlantıların ortaya çıkartıldığını öne süren The Sunday Times, 1970'lerden bu yana yıllık yeni kanser vaka sayısında 2 kata yakın artış olduğuna işaret etti. Yeni meme kanseri vaka sayısının 1970'lerde yılda 20 bin iken, bu sayının şimdi 40 bine yükseldiğini belirten gazete, İngiltere'nin de bu yeni vakalar içinde en büyük paya sahip ülkeler arasında yer aldığını yazdı. Her yıl 13 bin İngiliz kadının meme kanserinden öldüğünü hatırlatan Times, ''İngiltere'nin, en çok deodorant kullanılan ülkeler arasında bulunduğunun unutulmaması gerektiğini'' belirtti. Reading Üniversitesi'nin konuyla ilgili geniş bir araştırma yürütmekte olduğunu ve araştırmaya kanser araştırmacısı Philippa Darbre'nin başkanlık ettiğini duyuran Times, araştırmaların ilk sonuçlarının, meme kanserleriyle deodorantlar arasında bir bağlantıya işaret ettiğini öne sürdü. Times, Darbre'nin ''Bu kozmetiklerdeki kimyasal maddeler ve bunların kullanım sıklığı konusunda üreticinin hiçbir tavsiyede bulunmaması endişe yaratan unsurlar'' dediğine de dikkat çekti. Kanserli tümörlerin gelişiminin vücudun hormon seviyesiyle ilişkili olduğunu hatırlatan Times, deodorantların içeriğinde bulunan zirkonyum ve alüminyumun hormonların faaliyetlerini engelliyor olabileceğine dair duyulan kuşkulara işaret etti. Bilim adamlarının deodorantlarda bulunan kimyasalların DNA'lar üzerinde de tahrip edici etki yaratıyor olabileceğine dair görüşlerine dikkat çeken Times, bilim adamlarının her iki cinste de tümörlerin daha ziyade sol memenin üst dış çeperinde ortaya çıktığına dair saptamalarına da yer verdi. Bu bölgede tümör oluşması ihtimalinin 1926 yılında yüzde 31 iken, 1994'te yüzde 61'e yükseldiğini belirten Times, bilim adamlarının bunu da insanların çoğunun sağ ellerini kullanmaları ve sol koltuk altlarına daha çok deodorant sürüyor olabileceğiyle izah ettiğini bildirdi. Kozmetik ve Parfümeri Üreticileri Birliği tarafından yapılan açıklamada ise araştırmacıların ilk bulgularının gerçeği yansıtmadığı öne sürüldü ve ''Bizim ürünlerimizin yüzde 100 güvenli olduğuna inancımız tam'' denildi.