Denktaş, Kıbrıs meselesinin partiler üstü bir mesele olduğundan dolayı içinin rahat olduğunu söyledi.
Abone olDenktaş Annan planını yorumladı. Türk tarafının elinin kolunun bağlandığını egemenlik hakkının elinden alındığını belirten Denktaş şöyle konuştu... Eşitlik çerçevesinde ortadan kaldırıyorsa müşterek barış ve hakları hakkaniyet şeklinde tevdi ediyorsak herkes memnun olur. Yabancılar ortaya çeşitli planlar koymuşlardır. Yıllardır Kıbrıs meselesini halletmek için yabancıların ortaya koyduğu laflar bir fayda vermemiştir. Acaba neden sorusunu soran yok. Önümüze konan belgelerin planların sayfalarını çevirerek, Fikir beyan etmek suretiyle 40 yıl geçti. 40 yıldır KKTC halkı ne olacak diye bekletilmekte ve anavatandaki insanlarımız da zaman zaman oldu bitti denilmekte ve ya onlar da bizimle üzülmektedirler. Kıbrıs meselesi nedir. Teşhis konmadan bir meseleyi halletmek mümkünmü? Gerçekleri bulmadan davayı halletmek mümkün mü? Buna bir cevap vermeden meseleyi halletmek mümkün mü? Rum tarafı ne diyor 1974'te işgal nedeniyle başlayan bir meselenin şu kadar Rum göçmen olmuştur. Dolayısı ile meseleyi halletmek istiyorsanız, Türk askerini adadan çıkartınız. Rumları eski yerlerine döndürünüz. Eski mal ve mülküne sahip çıksınlar. Annan planına baktığımızda Mesele sanki bu imiş gibi hallediliyor. Türk askerinin büyük bir kısmı aradan çıkarılıyor. 2010 yılına kadar 6 bin asker kalıyor 2018'de 3 bin asker kalıyor. Daha sonra 650 asker kalıyor. Bu bizi tatmin edermi? Anna planında bir şef koymuşlardır. Her üç sene de bir tamamı ile aradan çıkıp çıkmayacağı gözden geçirilecek. 1960 antlaşması ile kıbrıs'a verilmiş olan kalıcı bir hakkın zaman bağlanmasıdır. Türkiye razı olmadan kimse bunu değiştiremez denilmektedir. Onun için bu bizi üzüyor ve endişelendiriyor. Rum göçmenlerin geri dönmesi meselesi çağrısı yeterince cevap buluyor. Rum göçmenlere geri gitme hakkı verilmektedir. 15 sene için bir kısıtlama kondu. Ama daha sonra bu kısıtlamalar ortadan kalkar. Biz bunu kabul edemeyiz. Eskiden beri meselenin iki kesimli olarak halledilmesi gerektiğini kabul etmişiz. Yanyana yaşayalım her şeyi yapalım ama gece olduğunda herkes evine gittiğinde rahat uyusun düşüncesi içindeydik. Annan planı Rumların meselesini hallediyor. Geriye kalan başkaları tarafından meşru Kıbrıs hükümeti olarak AB'ye kabul edilmiştir. Bizi de buna yamalamak istemektedirler. AB yasaları ve nizamları ve nizamları bize verilmiş kısıtlı hakları da götürebilecektir. Türkiye'nin ısrarla istediği kalıcı delegasyonlar olmazsa bu antlaşma da Rumlarla yapılan antlaşmanın derecesine getirilmezse biz yokuz diye Türkiye'nin önüne çıkmıştır. Egemenlikte 1960 antlaşmasında Kıbrıs'ın egemenliğini yaratan iki ortaktan biri olduğumuz için ısrar ettik. Rumun malını alma hakkını Rum'a verdiniz. Türkün tapusunu geçersiz adletmişsin. Rum'a git malını al diyorsun. 30 yıldır yaşamış olan tapusu cebinde her şeyini buna yatırmış olan insanları ateşe atıyorsun. Rum gelince kavga çıkacak ve büyüyecek. Bunları biz gördüğümüz için yazılanları okuyup ta rahat etmiyoruz. Rum tarafın planı kabul etse de etmese de bir şey kaybetmiyor. Biz hayır dersek cezalandırılacakmışız. Dengesizlik burada da kendisini göstermektedir. Biz Rumlarla karşılıklı görüşmek istiyoruz. Diyeceğiz ki Türk tarafının olmazsa olmazları var bunlardan vazgeçemeyiz. Rum'un anayasası altında vilayet yetkisi vermesini beklemeyelim. Hangi tren kaçacak. Bu tren Rum treni Türk treni değil ki. Bu trenin içerisine ne olarak girdiğinimiz bilmek istiyoruz. Uluslararası antlaşmaları bozmamamız lazım. Onu bozarak girersek Türkiyenin garantörlüğü sulandırılmış olur. Türkiye eğer budur diyecek olursa bizim halkımız Türkiye'yi dinleyecektir. Ama pişman olmadan acele etmeden bir düşünmemiz lazım. MGK'dan ne karar çıkar bilmiyoruz. Türkiye'den bir garanti istiyor BM o da şu. Biz bu anlaşmayı referanduma konulmasını taahhüt ediyoruz. Bunun için Türkiye'nin planı beğeniyoruz. Demesi lazım. Türkiye AB'ye girinceye kadar yani 10-15 yıl boyunca Kıbrıs Türk'ü rum tarafından baskı görecek ezilecektir. Eğer Türkiye plana evet derse bu 15 yıllık süre içinde acaba AB Türkiye'den daha neleri isteyecek. Kabul edilsin edilmesin Türkiye üzerinde bir oyun oynanıyor. Türkiye'yi yavaş yavaş parçalamak için başlatılan senaryolar gözle görülen şekle dönüşmektedir. Yanılmış olmayı dileriz. Ama bu konuda sadece makale değil kitaplar yazmaya başladı. Yabancı kaynaklar da aynı şeyi belgeliyor. Türkiye'nin tam birleşeceği, bir döneme girilmiş bulunmaktadır diye düşünüyorum. Ancak Kıbrıs'ın partiler üstü bir mesele olduğunu düşünerek içim rahat oluyor. Eğer AB, Türkiye'yi üye yapmak konusunda samimi ise Kıbrıs'ı Türkiye'nin önüne bir engel olarak koymaz. Suç Rum Yunan ikilisinin suçudur. Onların önüne bu engeli koymak istemiyorsan demekki sen Türkiye'yi istemiyorsun.