BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Denktaş'tan Annan Planı'na sitem

KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ''Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkaracak kuvvet bulunmadığını'' söyledi. İşte Denktaş'tan çarpıcı açıklamaların detayları;

Abone ol

Türk Hukuk Enstitüsü tarafından ''Yılın Hukukçusu'' ödülüne layık görülen Denktaş, Ankara Hakimevi'nde düzenlenen törende ödülünü Enstitü Genel Başkanı Prof. Dr. Vahit Doğan'dan aldı. Denktaş, törende yaptığı konuşmada, ''Annan planının, ABD ve İngiltere'nin istemi doğrultusunda, Rumları memnun edebilecek şekilde ve Türklere de bazı haklar verir gibi görünen, Türkiye'yi adadan çıkarmayı öngören bir plan olduğunu'' savunarak, ''Kıbrıs'tan Türkiye'yi çıkaracak kuvvet yoktur'' diye konuştu. ''Siyasi baskıyla Türkiye'nin zayıf taraflarını yakalayarak, esas neticenin alınmak istendiği'' görüşünü dile getiren Denktaş, ''Bir mesele 42 yıl uzayamaz, bir meselenin 42 yıl uzaması için bir neden olması lazımdır, o da Türk tarafının büyük devletlerin çıkarı karşısında boyun eğmemiş ve kazanımlarına sahip çıkmış olmasıdır'' dedi. ''BASKILAR KARŞISINDA TEK ÇARE KARARLILIK'' Denktaş, AB yoluyla Türkiye'ye yöneltilen, ''Kıbrıs'ı tanı, limanlarını aç'' gibi baskılar karşısında kararlı durmaktan başka çarebulunmadığını belirterek, ''Annan planını Türkiye'ye kabul ettiren ABD ve İngiltere'nin, geçmişteki aynı oyunu oynamakta lduğunu'' savundu. 'Türkiye'nin, Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün TBMM'de onaylanması sürecinde acele etmemesi gerektiğini'' ifade eden Denktaş,''protokolün neden onaylanmadığının açıkça söylenmesi, zaman kazanıp AB üyelerine basın ve diplomasi yoluyla Rum idaresinin sicilinin devamlı surette gösterilmesi ve büyük bir lobi faaliyetine girişilmesine ihtiyaç bulunduğunu'' söyledi. Denktaş, AB'nin Türkiye hakkındaki düşüncesini çok iyi tespit etmek gerektiğini de kaydederek, ''AB'nin Türkiye'yi kaçırmak istemediğini, ancak kendi istedikleri biçime soktuktan sonra Türkiye'yi üye yapmak istediklerini'' savundu ve şunları söyledi: ''Türkiye'yi istiyorlar, ama kendi istedikleri şekle girmesi kaydıyla. Küçülecek. Nasıl? Vilayetlere otonomi verilecek, azınlık olmayanları azınlık yapacaklar. Ama işe Kıbrıs ile başlayacaklar. Niye? Çünkü Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkaracak kuvvet yoktur, biliyorlar. Dolayısıyla Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkardıkları an çorap ipliği sökülmeye başlayacak. Yunanistan şimdi Ege'de kımıldamıyor, '12 mil'i ağzına almıyor. Ne zaman alacak? Türk askeri adadan çıktığı gün alacak. Şimdi korkuyor, '12 mil' derse Türkiye Kıbrıs'ın tümünü alabilir diye korkuyor, bekliyor.'' ''TÜRKİYE DİRENEMEZSE ÇORAP SÖKÜĞÜ BAŞLAR'' AB'nin başka hiçbir adaydan istemediği talepleri Türkiye'nin önüne koyduğunu belirten Denktaş, sözlerine şöyle devam etti: ''Kıbrıs meselesini yaratmış olan Ruma, 'Evvela hallet de öyle gel' dedin mi? Demedin. O halde nasıl olur da Türkiye'ye 'Hallet hallet' diye ısrar ediyorsun? Hukuku, uluslararası anlaşmaları çiğneyerek bir unvan elde etmiş olan Rum idaresini tanı da gel diyorsun? Türkiye bunun karşısında direnemezse, buna boyun eğerse bizim korkumuz, çorap söküğü başlar ve Türkiye artık hakikaten çok zor durumlara girer. 15-20 yıllık yolda artık nerelere gideceğimizi kimse bilemez. Biz bunu görüyoruz, üzülüyoruz, tedirginiz.'' Denktaş, ''Kıbrıs'ı vermek suretiyle Türkiye'nin AB yolu açılacak zannıyla atılmış olan adımlar, bizi yeni çıkmazlara getirmiştir ve böyle devam edersek daha da getirecektir diye düşünüyoruz'' ifadesini kullandı. Geniş çapta bir aydınlatma kampanyasının her tarafta başlatılması gerektiğini vurgulayan Denktaş, Kıbrıs'ın Türkiye açısından stratejik önemini dile getirdi. ''BÜYÜK OYUNLAR OYNANIYOR'' ''Büyük ülkeler tarafından Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynandığını'' savunan Denktaş, ''Ama Türkiye, bütün bu oyunların üstesinden gelecek kadar büyüktür'' dedi. Denktaş, sözde Ermeni soykırımı konusunda da Türkiye'ye yapılan baskılara işaret ederek, ''Türkiye bu konularda ne yapıyor? Sözde Ermeni soykırımı konusunda ne yapılıyor? Bunların Türkiye'nin önüne konmaması için ne yapılıyor? Türkiye aleyhine bu konularda yazı yazanlar, Nobel Barış Ödülü'ne bile layık görülmekteler'' ifadesini kullandı. Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkanı Doğan da konuşmasında, ''AB'nin Türkiye için hazırladığı Müzakere Çerçeve Belgesi'nin ayrıntılı incelemesi yapıldığında, belgenin 'imtiyazlı ortaklığı' öngördüğünün ortaya çıktığını'' öne sürdü. ''Esas sorunların siyasi konulardan kaynaklandığı, diğer konuların aşılabileceğini'' ifade eden Doğan, ''Türkiye için AB'ye tam üyeliğin imkansız değil, ancak çok zor olduğunu'' sözlerine ekledi.