BIST 9.109
DOLAR 34,24
EURO 37,63
ALTIN 2.921,56
HABER /  MEDYA

Denktaş Ergenekon'dan tutuklanacaktı!

KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ölümünün ardından köşe yazarları da birbirinden ilginç yazılar kaleme aldı.

Abone ol

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın, "Denktaş hastalanmasaydı Ergenekon'dan tutuklanacaktı" yazısı medyada geniş yer buldu.

Önce Star yazarı Ahmet Kekeç, iddiayı ortaya atan Ahmet Hakan'ı hedef aldı ve Ergenekon savcılarına "Gel bakalım sen bunu nereden biliyorsun arkadaş diye sorsun" çağrısında bulundu.

Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan ise "Denktaş'ın Türkiye'deki müttefikleri bugün Ergenekon'dan yargılanıyor" sözleriyle Ahmet Hakan'a destek verdi.

İşte köşelere taşınan ve uzun süre daha sürecek gibi görünen o polemiğin satırbaşları...

Star yazarı Ahmet Kekeç, dün toprağa verilen KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la ilgili bir soruyu dile getirdi: Hasta olmasaydı tutuklanacak mıydı?

Kekeç köşesinde şunları yazdı:

Denktaş, hasta olmasaydı, Ergenekon'dan tutuklanacak mıydı?

Bilmiyorum...

İçinde "Denktaş" ve "Ergenekon" geçen ilk cümleyi kimin kurduğunu da hatırlamıyorum...

İddia, Hürriyet gazetesinin bir yazarına ait...

Ergenekon ve Balyoz söz konusu olduğunda cevvaliyetinden eser kalmayan arkadaş hani... Oda TV'nin faaliyetlerine toz kondurmayan ve müstear isimle dedikodu yazıları yazarak bu mecraya katkıda bulunduğu iddia edilen arkadaş hani... Soner Yalçın'a telefon açıp kimin anası için ne tür iyilikler düşündüğünü "müjdeleyen" arkadaş hani...

Buyuruyor ki, "Rauf Denktaş hastalanmasaydı, belki de Ergenekon'dan tutuklanacaktı..."

Ergenekon tutuklamaları başladığında "rahmetlinin" sağlığı ne durumdaydı?

Bilmiyorum.

Levent Ersöz'den ve Hurşit Tolon'dan daha mı beter bir durumdaydı?

Onu da bilmiyorum.

Bildiğim şu:

Kıbrıs davasının sembol ismi Rauf Denktaş, Mehmet Ali Talat Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, tuhaf birtakım kişilerce kuşatıldı.

Hemen aklıma Sinan Aygün, Doğu Perinçek, Fatih Hilmioğlu ve Mümtaz Soysal gibi kıymetli isimler geliyor... Soysal hoca, ayrıca, uzun yıllar "danışmanlık" görevinde de bulunmuştu.

Bir şey daha biliyorum:

Rahmetli Denktaş, Annan Planı'na karşıydı.

Referandumdan çıkacak her iki sonucun aleyhimize olacağına ve Kıbrıs'taki "garantörlük" hakkımızı kaybedeceğimize inanıyordu. (Tabii, rahmetli "Annan Planı" diyemez, kendine has şirin lehçesiyle "Anan Planı" der, gülüşmelere yol açardı.)

Danışmanları ve kendisini kuşatan "partnerleri", "Rum'a esir oluyoruz" inanışını daha sert sözcüklerle, daha haksız bir düzlemde dile getiriyorlardı.

Maksadını aşıyorlardı yani...

Mesela, "Kıbrıs'ın satılmak üzere olduğunu, Erdoğan'ın yavru vatanı Rumlara peşkeş çektiğini, referandumu kabul eden Mehmet Ali Talat'ın da bir hain olduğunu" söylüyorlardı.

Bir taraftan da, "Kıbrıs satılıyor" düşüncesi etrafında, Ergenekon taifesine alan açıyorlardı.

İlginçtir, Kıbrıs'ın satıldığını öne süren ve şu sıra Silivri'de mevkuf bulunan "partnerler"den birinin, Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan hemen sonra taraftarlarını "barış harekâtı" aleyhinde örgütlediğini, "Türk ordusunun Kıbrıs'ta işgalci bulunduğu" yönünde yayınlar yaptığını kimse hatırlamayacaktır... Bu vesileyle hatırını sormuş olalım.

Referandumdan çıkan sonuç, rahmetlinin yanılmış olduğunu gösterdi.

Kıbrıs satılmadı...

Bilakis Türk tarafının eli güçlendi...

Rahmetli de (ciddi bir devlet terbiyesinden geçmişti ve akıllı bir adamdı) muhalefetini kesti, köşesine çekildi.

Denktaş'a ilişkin bildiklerim ve hatırlayabildiklerim bunlar...

Hürriyet yazarının "tutuklanacaktı" iddiasına gelince...

Bu konu bizi aşıyor ve Ergenekon savcılarını ilgilendiriyor...

Ergenekon savcıları diyecek ki, "Söyle bakalım muhterem... Denktaş'ın tutuklanacağını nerden biliyorsun? Önce tutuklanmasına engel teşkil eden sağlık sorunlarını, sonra da bu iddianı nereye, hangi bilgiye, hangi tanıklığa dayandırdığını anlat..."

Madem kendisi "falanca gazeteciler tutuklanacak" diyen meslektaşlarını (son derece haklı gerekçelerle) Ergenekon savcılarına havale ediyor ve "soruşturmanın ciddiyeti" için bunun şart olduğunu düşünüyor...

Bu iddiasını bir şekilde kanıtlayacak"

DENKTAŞ NEDEN ERGENEKONCUYDU?

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...[PAGE]

Dün Ahmet Hakan yazmıştı;
"Rauf Denktaş, ciddi bir hastalık geçirmeseydi, "milli dava önderi" falan denilmeyecek belki de Ergenekon'dan tutuklanacaktı. Çünkü rahmetli, bugün Ergenekon'dan içeride olanlarla aynı dalga boyundandı."

Bugün de Taraf'ın tepe ismi Ahmet Altan aynı şeyi söylüyor;
"Denktaş, Ergenekoncularla aynı zihniyetteydi"...

"Ölülerinizi hayırla yad ediniz" sözünü hatırlamış olsa da Ahmet Altan, Denktaş'a karşı duyduğu alerjiyi dışarı vurmaktan kaçınmamış.
Demiş ki;

ERGENEKONCU...

"Kıbrıs'ın Türk kesiminin bir kontrgerilla merkezi olmasında, oranın uyuşturucu ve silah kaçakçılığının odağına oturmasında, hesabı sorulmayan cinayetlere sahne olmasında da vebali büyüktür.

Denktaş'ın Türkiye'deki müttefikleri bugün Ergenekon'dan yargılanıyor.

Ama biz bir bakıyoruz, televizyonlar günlerdir Denktaş güzellemeleriyle dolu, bir bakıyoruz AKP iktidarı Kıbrıs'a en büyük kötülüğü yapan anlayışın temsilcisinin cenazesine en üst düzeyden katılıyor, bir bakıyoruz resmî demeçlerle Denktaş anlayışı kutsallaştırılıyor. AKP, iktidarının ilk yıllarında haklı bir biçimde mücadele ettiği Denktaş zihniyetiyle bugün barışıyor, bu anlayışı yüceltiyor, bu anlayışı yeniden diriltiyor.

Denktaş zihniyeti AKP iktidarı için bu kadar değerli bir zihniyetse, Ergenekon sanıkları niye hapiste yatıyor? Onlar da aynı zihniyetin ve aynı eylemlerin insanları.

HRANT'I ÖLDÜRDÜLER

Nasıl bir trajik kaderdir ki Denktaş'ın ve zihniyetinin yeniden diriltildiği gün Hrant Dink de yeniden öldürüldü.

(...) AKP, kendi iktidarında öldürülen Dink'in cinayetini aydınlatmak için kılını kıpırdatmadı, delillerin toplanabilmesi için devlet örgütlerini harekete geçirmedi.

Cinayetin üstünün örtülmesinde işbirliği yaptı. Sonunda cinayet davası iki "suçluyla" kapatıldı. Rakel Dink, mahkemenin kapısında yaşlı gözleriyle kaldı. Kocasının bir kere daha öldürüldüğüne tanıklık etti. Denktaş'ı diriltenler Hrant'ı öldürdüler.

AKP, AKP'Yİ ÖLDÜRÜYOR

(...) AKP'nin 12 Eylül referandumundan önce yaptıklarını, söylediklerini hatırlıyorum, bir de şimdiki haline bakıyorum, o sistemle aslanlar gibi dövüşen parti, o özgürlüğü evrensel boyutlara genişleteceğini söyleyen müthiş parti, Denktaş'ın ve onun zihniyetinin peşine takılmış şimdi, Denktaş zihniyetini göklere çıkarıyor, Hrant'ın cinayetini örtüyor, Uludere katliamıyla ilgili ağzını açmıyor, ölülerin peşine düşüyor.

Ve, büyük bir siyasi cinayet işliyor.

AKP, AKP'yi öldürüyor.