Erdoğan’ı devirmek için Amerikancı olmak!
İstanbul seçimleri Büyükşehir Belediye Başkanlığından çıkmıştır.Bu seçim Tayyip Erdoğan'ın ' Bağımsız Türkiye' yürüyüşünün önündeki en kritik dönemeç haline getirilmiştir.
İstanbul seçimlerinin sadece bir belediye başkanlığı seçimi olmadığı sanırım bilmeyen kalmadı…
İstanbul seçimlerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için olmak veya olmamak anlamı taşıdığı gerçeğini ortaya koyan bir ABD ve Batı gerçeği ortada…
Bugün Erdoğan’a saldıranların İstanbul seçimlerinin kaybedilmesi halinde ülkede nasıl bir hava estireceklerini görmemek mümkün mü?
Şöyle bir bakın…
ABD,
Batı dünyası,
İsrail,
Suudi Arabistan…
Terör örgütleri;
PKK,
FETÖ,
DHKP,
PYD..
Topu birden kime saldırıyor!..
Tayyip Erdoğan’a…
Ve her biri İstanbul seçimlerine dolaylı yoldan müdahil!..
Dertleri İstanbul değil Tayyip Erdoğan!..
Çünkü eğemiyorlar, bükemiyorlar, dediklerini yaptıramıyorlar..
Tayyip Erdoğan ile güçlü adımlarla yürüyen ’ Bağımsız Türkiye’ projesinden çok rahatsızlar…
İşte Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alımını bunun en önemli ayağı olduğunu görüyorlar.
ABD başta olmak üzere hepsi birden rahatsız ?
Sürekli ‘Yaptırım’ tehdidi…
Amerikan basınında ABD’nin Türkiye’ye, Rus yapımı S-400 hava savunma sistemi alımından vazgeçerek ABD yapımı Patriot sistemlerinin alımı yönünde karar vermesi için iki haftalık süre verdiği belirtiliyor..
Peki neden?
***
ABD’nin çok sert bir biçimde karşı çıkmasının altında yatan nedeni Almanların ünlü dergisi Stern açıklamıştı..
Ne demişti;
ABD, dünyanın her ülkesinin hava sahasında gizli jetleriyle uçabilen bir ülke. Dolayısıyla Türk hava sahasında da başta Akdeniz olmak üzere radara görünmeden uçabiliyor. S-400’lerin en önemli özelliği ise görünmez olarak nitelendirilen uçakları tespit edebilmesi.
Dergi yazısında S-400 bataryalarının, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki etkisini büyük ölçüde artıracağını söyledi.
Yazıda, “Ankara’nın iradesi dışında, havadaki kimse bu alanda çalışamaz” deniliyor..
İşte bütün neden bu?
Görülüyor ki Almanlarda olayın farkında..,
***
Olay güvenlik uzmanlarına göre şudur..
Amerika bu şekilde kontrol ettiği ülkelerin hava sahasına uçaklarıyla istediği şekilde giriş-çıkış yapabilmektedir. Çünkü radarların dost uçakları ve düşman uçakları diye bir ayırt etme kriterleri vardır. Amerika uzaktan kontrol ederek uçaklarının bu ülkelerin hava savunma ve hava radar sistemleri tarafından hiçbir şekilde dost ya da düşman olarak görmemeleri için müdahale edebilmektedir.
Türkiye bu durumun rahatsız edici sonuçlarını daha önce defalarca yaşadı. İsrail uçaklarının Türkiye üzerinden geçerek İran’ın hedeflerini bombaladığı ve Türk hava sahasını kullanarak tekrar geri döndüğü herkes tarafından bilinmektedir. Ama İsrail uçakları Türkiye’deki radarlarda görülmedi.
Aynı şekilde Türkiye’nin Doğu ve Güney-Doğu bölgesinde Amerikan helikopterlerinin PKK’ya yardım yaptığı ve bu helikopterlerin Türkiye’de bulunan hava savunma ve hava radar sistemlerinde görülmediği bilinmektedir.
Veyahut da İncirlik’ten kalkan Amerikan uçaklarının Kuzey Irak ve Suriye’deki PKK’lılara yardım yaptığı ve bu yardımlar yaparken de Türk hava sahasından geçtiği bilinmektedir. Ama Türk hava sahasından geçerken bu uçakların görülmediği ortada.
Hal böyle iken her an çok yoğun savaşların olabileceği bir coğrafyada bulunan Türkiye’nin, kendine özgü ve kendi kontrolü altında olacak hava savunma ve hava radar sistemleri istemesi doğaldır.
Çünkü S-400’lerin sahibi olmak demek bazı ülkelerin istediği gibi Türk hava sahasını kullanarak geçip gitmeleri ve istediği ülkeleri bombalayabilmeleri artık mümkün olmayacak!..
***
En acısı ne ?
Türkiye’deki muhalifin S-400 konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek vermeyip karşı çıkması…
İşbirlikçi olmuşlar…
Milli meselelerde bile ne yazık ki böyle…
Öyle bir akıl tutulması yaşıyorlar ki;
İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in bir canlı yayında S-400 alımını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı sarayını korumak için almak istediğini iddia etmesine ne demeli?
Bu nasıl siyaset!..
Köyde ki Mehmet Ağa bile S-400’lerin neden alınmak istediğini biliyor.
Güler misin ağlar mısın!..
Muhalefet yapmak bu kadar ucuzlamış!..
Ya CHP …
Bir zamanlar ‘Kahrolsun Amerika’ diye sokakları inleten CHP Tayyip Erdoğan'ı devirebilmek için NATO'cu Amerikancı olmuş. Deniz Gezmiş kalksa 'Amerikancı 'diye Kemal Beyin yakasına yapışıp silkelerdi!..
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz "Türkiye ile NATO arasında komisyon kurulsun, Bu komisyon çalışmalarını bitirene kadar S-400'lerin konuşlandırılmasının ertelenmesini öneriyoruz." diyerek NATO' cu tavrını ortaya koydu.
"CHP hangi ülkenin partisi?" sorusunu akıllara getirdi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu da, "Birbirine uyumsuz silahların olumsuz sonuçlar doğuracağını söyleyerek." S-400 alımına karşı çıkmıştı...
Onun için diyorum ki;
İstanbul seçimleri artık sadece bir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi değildir..
İstanbul seçimleri;
ABD’si, İsrail’i, CHP’si, İYİ Partisi, HDP’si, FETÖ’su, PKK’sı...
Yani iç ve dış işbirlikçilerinin topunun birden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ı ,zayıflatmak, güçsüz kılmak ve bir adım sonrasında Gül- Davutoğlu ikilisi ile partisini bölüp Türkiye’ yi erken seçime taşıyıp Erdoğan’ı devirebilmenin yolunu açma seçimidir.
Yani Tayyip Erdoğan’ın kimseye boyun eğmeden ‘Bağımsız Türkiye’ yürüyüşünün, S-400’leri alıp yerleştirmesinin, Kıbrıs’ta güçlü bir şekilde gaz ve petrol arayışının ve Türkiye üzerindeki bütün tehditlerin bertaraf edilmesinin yolu 23 Haziran’da İstanbul’daki seçimden geçecek…
Biline…
Yazılarımı sesli dinlemek için İnternethaber'in youtube sayfasına abone olabilirsiniz;