Deniz Feneri, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a mektup gönderdi. Derneğin Baykal'dan istedikleri var.
Abone olDeniz Feneri Derneğince CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a gönderilen mektupta, ''Siz ve partiniz kendinize siyasi rakipler bulmalısınız. Siyasi mücadelenizi, siyaset dışı kuruluşlar üzerinden değil, doğrudan siyasi rakiplerinizle sürdürmelisiniz'' denildi.
Deniz Feneri Derneğinden yapılan yazılı açıklamada, CHP Genel Başkanı Baykal'ın 17 Şubatta düzenlenen parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Deniz Feneri Derneğine yönelik ''ağır suçlamalarda ve haksız ithamlarda bulunduğu'' ileri sürüldü.
Baykal'ın milletin desteğiyle yüz binlerce aileye yardım ulaştıran bir kurumu incitenler kervanına katıldığı savunulan mektupta, Baykal'ın aylardır gittiği her ortamda derneğin ismini doğru bilgilere dayanmayan, özensiz ve hakaret içeren sözlerle andığı ileri sürüldü.
Derneğin herhangi bir siyasi parti ile muhatap olmak ve siyasallaşmamak için bugüne kadar Baykal'a doğrudan cevap vermediği ifade edilen mektupta, ancak Baykal'ın meclis grubundaki son konuşmasının kendilerini bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktığı vurgulandı.
Mektupta, Almanya'daki Deniz Feneri e.V'nin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu defalarca internet sitesinde duyurulduğu, basına bildirildiği, radyo, televizyon ve gazete röportajlarında ifade edildiğine belirtilerek, şu görüşler kaydedildi:
''Türkiye'deki Deniz Feneri Derneğinin ayrı bir kuruluş olduğunu bilmediğinizi düşünemiyoruz. Derneğimiz hakkında açılmış bir dava yoktur. Bizimle ilgili verilmiş bir hüküm yoktur. Almanya'daki Deniz Feneri e.V davası devam ederken bize yönelik bir suçlama da olmamıştır. Sadece söz konusu kuruluşun derneğimize banka havalesi yoluyla 7 milyon avro bağış yaptığı dile getirilmiştir. Biz de Almanya'daki hukuki süreç başladığı günden itibaren oradan derneğimize tamamı banka üzerinden olmak üzere belirtilen miktarda bağışın geldiğini kamuoyu ile paylaştık. Hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan kişi ve kurumların suçlanamayacağı yönündeki genel hukuk ilkesini, bir hukukçu olarak siz de bilirsiniz. Derneğimizden bahsederken, 'sahtekarlar' diye tanımlamanızı gerektirecek hangi bilgilere sahipsiniz? Hakkımızda verilmiş bir hüküm var da biz mi haberdar değiliz?''
Mektupta, derneğin 10 yıldır yetim, dul, yaşlı ve çaresiz vatandaşların hamiliğini yaptığı ve yardım alanlar arasında ''mutlaka CHP'ye oy veren vatandaşların da bulunduğu'', bu bilgilere küçük bir araştırma ile ulaşılabileceği kaydedildi.
''DERNEĞİMİZ ŞEFFAFLIK ESASINA GÖRE ÇALIŞMAKTADIR''
Deniz Feneri Derneğine sağlanan özel bir vergi muafiyetinin bulunmadığı, diğer dernek ve vakıfların ödediği bütün vergileri kendilerinin de ödediği ve diğer dernek ve vakıfların tabi olduğu kanun ve yönetmeliklere göre faaliyet gösterdiği vurgulanan mektupta, şu görüşlere yer verildi:
''Danışmanlarınızın 'gıda bankacılığı' konusunu araştırıp size sunmasında yarar görüyoruz. Bu uygulama Deniz Feneri için bir ayrıcalık değildir. Herhangi bir dernek ya da vakfın yararlanabileceği, yoksullar lehine yapılmış bir düzenlemedir. Mehmetçik Vakfı ve yardım amaçlı tüm sivil toplum örgütleri de tüzüklerinde, senetlerinde 'ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı yapar' ibaresi bulunmak kaydıyla 'gıda bankacılığı' uygulamasının içinde yer alabilir. Deniz Feneri Derneği olarak geride bıraktığımız 10 hizmet yılında yüz binlerce aileye destek verdik, umut olduk. Yardım yaparken din, dil, ırk, etnik özellik farklılıklarını asla dikkate almadık. Yardım yaparken sadece 'ihtiyaç sahibi olma' kriterini gözettik. Derneğimiz 10 yıldan bu yana sağlam bir kayıt düzeni, izlenebilirlik ve şeffaflık esasına göre çalışmaktadır.''
''DERNEKTE HERHANGİ BİR USULSÜZLÜK TESPİT EDİLEMEDİ''
Mektupta, bugüne kadar gerek resmi mercilerin, gerekse bağımsız kuruluşların yapmış olduğu denetimlerde dernekte herhangi bir usulsüzlük ya da uygunsuzluğun tespit edilemediği vurgulandı.
Deniz Feneri Derneğinin milletin iftihar vesilesi olduğu, milyonlarca hayırseverin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasına aracılık ettiği kaydedilen mektupta, derneğin dünyanın dört bir yanında Türk bayrağını onurla taşıyarak Türkiye'nin itibarının yükselmesinde ciddi katkıları bulunduğu savunuldu.
Mektupta, Deniz Feneri ile Türk Kızılayı ve diğer yardım kuruluşlarının özellikle 2005 yılından itibaren yurt dışında yaptıkları yardım çalışmalarının Türkiye'yi 'yardım alan' ülke olarak görünmekten çıkarıp, 'yardım yapan ülkeler' grubuna taşıdığı kaydedilen mektupta, şu görüşler dile getirildi:
''Sayın Baykal, özellikle eylül 2008 tarihinden sonraki gezi, toplantı, basın açıklaması ve demeç gibi çeşitli çalışmalarınızda, siyasi muhataplarınızla yürüttüğünüz mücadelede derneğimizin adını yolsuzluklarla beraber telaffuz ettiğinizi görmekteyiz. Ana muhalefet lideri olarak elbette ülkemizin her türlü sorunu hakkında görüşünüz sorulacak siz de fikirlerinizi kamuoyumuzla paylaşacaksınız. Ancak derneğimizle ilgili yaptığınız yorumlarda ciddi yanlış ve eksikler olduğunu sizin adınıza üzüntü ile ifade etmek durumundayız. Derneğimiz, sayıları 500'ü bulan 'kamu yararına çalışan' kuruluşlardan biridir. AK Parti ile derneğimiz arasında özel bir yakınlık iddia ediyor ve hükümet tarafından özel olarak korunduğumuzu dile getiriyorsunuz. Derneğimizin siyasi bir yönü asla yoktur. Yardım yaparken hiçbir ailenin siyasi yönünü merak etmeyiz, araştırmayız, dolayısıyla bilmeyiz. Ayrıca bağışçılarımız da tam bir Türkiye profili oluşturmaktadır.''
Geçmiş hükümetler döneminde de derneklerinin göz kamaştırıcı, başarılı çok sayıda projeye imza atan attığı, bu nedenle de derneğin geniş kitlelerin gönlünde taht kurmayı başardığı belirtilen mektupta, şunlar kaydedildi:
''Derneğin siyasi yönünün bulunmadığı için bütün hükümetlerin ilgili bakanlıkları ve kamu kurumları ile doğru ve sağlıklı iletişim kurduk, takdir aldık. Deniz Feneri hakkında TBMM çatısı altında kullandığınız 'sahtekarlar' nitelemesi bütün Deniz Feneri ailesini derinden yaralamıştır. Bu suçlamayı hak edecek her hangi bir şey yapmadık. Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt ve Atatürk'ün kurduğu bir partinin genel başkanı sıfatınızla birlikte, ana muhalefet partisi lideri ve bir hukukçu olarak şahsınızın ve parti yetkililerinizin, Türkiye Deniz Feneri Derneği hakkında yürüttüğünüz kampanyadan, hakaret içeren sözlerden, ağır ithamlardan dönmenizi, iyilik ve yardımlaşma hususlarında halkımızın gönlünde oluşan ağır tahribatı telafi edecek insaflı, adil ve doğru beyanlarınızı bekliyoruz.''
Mektupta, Deniz Feneri Derneğinin sivil ve sadece insani yardıma odaklanmış bir yardım kuruluşu olduğu, güçsüz, öksüz, dul anaların dualarının gücüyle 10 yıldır sürdürdüğü şerefli hizmete devam edeceği ifade edilerek, şöyle denildi:
''Yardımlarının azalmasına, hatta tamamen kesilmesine sebep olduğunuz gönlü kırık insanların kötü dileklerinin kapsama alanına girmenizden endişe ederiz. Siz ve partiniz kendinize siyasi rakipler bulmalısınız. Siyasi mücadelenizi, siyaset dışı kuruluşlar üzerinden değil, doğrudan siyasi rakiplerinizle sürdürmelisiniz. Altı aydan beri mahallenin yetimine sille atmakta, hatanızı görüp dönmek yerine yanlışta ısrar etmektesiniz. Bunun büyük bir hata olduğunu yoksul ve mağdur insanlarımız adına önemle hatırlatırız.''