Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Deniz Feneri davasının kararına üzüldü. AKP, MHP, DSP ve CHP'nin tepkileri ise bakın nasıl?
Abone olAlmanya’da, Deniz Feneri Derneği’nin 3 yöneticisinin dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı davada karar açıklandı.
Mahkeme sanıklardan Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay ve Firdevsi Ermiş’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verdi.
DENİZ FENERİ DAVASININ SONUCUNA VERİLEN TEPKİLER ŞÖYLE:
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin: Şahin, ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının suç işlemesi ve bunun sonucunda yargılananların hüküm giymeleri sevinilecek bir şey değil. Özellikle bunun yurt dışında işlenmiş olması ve yurt dışında hüküm giymiş olmaları çok daha üzüntü vericidir. Bakanlığıma bu dava veya başka davalarla ilgili hukuki yardımlaşma açısından bir görev düştüğünde o mutlaka yerine getirilecektir'' dedi.
MUHATAP ARTIK AK PARTİ'DİR
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır şunları söyledi: Konunun muhatapı artık AK Parti hükümetidir. İnanç istismarı ve bunun siyasette kullanılması çok kötü bir harekettir.
AK PARTİ HÜKÜMETİ ALMAN YARGISINA BASKI YAPTI
DSP Genel Sekreter Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi Almanya’da görülen Deniz Feneri davasıyla ilgili Türk savcılarını da harekete geçmeye çağırdı. AKP hükümetinin, Alman yargısına baskı yaptığı iddialarını belirten Erçelebi, “Türk savcıları da böyle bir baskı altında mı diye düşünüyoruz. Savcı ve hakimlerin böyle bir baskıya boyun eğmeyeceğine inanıyoruz" diye konuştu.
YOKSULLAR İÇİN TOPLANAN PARALAR SİYASİ AMAÇLA KULLANILMIŞ
CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek Almanya’daki Deniz Feneri eV davasında kararın açıklanmasının ardından, Türkiye ayağının da aydınlatılması için savcıları göreve çağırdı. Açıklanan kararla, Almanya’da yoksullar için toplanan paraların Türkiye’de siyasi amaçlar için kullanıldığının kesinleştiğini ifade eden Özyürek, “AKP’ye yakın yandaş medyanın şirketlerinin kuruluşunda bu paralar kullanılmıştır. İddianame ve mahkeme kararı bunu gösteriyor" dedi. “Artık olayda en ufak bir kuşku yok. Türkiye ayağı çok önemli. Zekeriya Karaman’ın Türkiye’deki olayların baş sorumlusu olduğu mahkeme kararıyla ortaya çıkmıştır. Bunun Başbakana yakınlığı hem hısım olarak yakınlığı çocuklarının bacanak olması. Kanal 7'nin AKP’nin bir yayın organı olarak görev yapmış olması. Orada görev yapmış olan kimselerin şimdi pek çok yerde görev alması da gösteriyor ki AKP’nin iç içe olduğu bir organizasyondur. Türkiye’deki ayağının incelenmesi için hemen Maliye Bakanlığı harekete geçmeli, MASAK araştırmalara başlamalı, Adalet Bakanlığı ve SPK bu konuda araştırmalara başlamalı. SPK daha önce işleme koymadığı raporunu derhal işleme koyarak yargı sürecini başlatmalıdır. Türkiye’de de hukuk devletine bağlı namuslu, dürüst görevini yapacak savcılar ve hakimler vardır."
AKP’Lİ ERGÜN: “İYİLİK HAREKETİNİ BALTALADI”
Nihat Ergün (AKP Grupbaşkanvekili ): "Dava toplumun yardım duygularını yaralayan ve Türkiye'deki iyilik hareketlerini baltalayan bir dava olmuştur. Konuyla ilgili Türkiye'de de gerek idari gerek adli merciiler gerekli incelemeyi yapmaktadırlar. Hiç kimsenin toplumun iyilik duygularını yaralamaya hakkı yoktur. Bu tür eylemler içinde olanların ibreti alem için herkesten daha fazla cezayı almalıdırlar. Konu incelendiğinde bir daha bu tür olayların olmaması için alınması gereken yasal tedbirler varsa bunlar da parlamentoda alınacaktır”
MHP’Lİ VURAL: “SİYASİ BAĞLANTILAR VAR”
Oktay Vural (MHP Grup Başkanvekili): "Mahkumiyet kararı ile ‘nitelikli dolandırıcılığın’ sabit olduğu ortaya çıktı. Mahkeme safahatı olayın sadece hukuki değil, ‘siyasi bağlantılarının’ da olduğunu ortaya koydu. Dava süreci Başbakan ve Adalet Bakanı tarafından yakından takip edildiği Almanya Büyükelçisinin kriptolarında açığa çıktı. Bu olayın soruşturulması konusunda siyasi kararlılık gösterilmemiştir.Türkiye'de yargılama sürecinin ve bir karar çıkmasının önü açılmamıştır”
CHP’Lİ ÇEBİ: “TÜRKİYE’DEKİ ELEBAŞI BULUNSUN"
Akif Hamzaçebi (CHP Trabzon Milletvekili) : “Bu kararla Almanya’da insanların dini duygularının istismar ederek yardım amaçlı toplanan paraların amacında kulanılmadığıı ortaya çıkmıştır.Toplanan paraların bir bölümü banka sistemi de kulanılmamak sureti ile kuryelerle Türkiye’ye gönderilmiş, bunun 8 milyon euroluk kısmı Türkiye’de şirketlerin finansmanında kullanılmıştır. İşin içindeki siyasiler kimdir hangi şirketler finanse edilmiştir? Şimdi yapılması gereken Türkiye boyutu ve Türkiye’deki elebaşanın ortaya çıkarılmasıdır. Ortada kara para akışı vardır ve Mali Suçları Araştırma Kurulu ve İçişleri Bakanlığı derhal Türkiye ayağını incelemelidir”