CHP'deki tartışmayı yorumlayan Hürriyet yazarı Yalçın Doğan, CHP Disiplin Kurulu'nun Mustafa Sarıgül'ün partiden ihracını, Baykal'a rağmen reddetmesini böyle yorumladı.
Abone olCHP lideri Deniz Baykal'ın ders çıkarması gereken yazıyı Hürriyet'ten Yalçın Doğan yazdı. Doğan eski CHP lideri İsmet İnönü'yü örnek göstererek, Deniz Baykal'ın istifa etmesi gerektiğini savunuyor. İhraç edilen Baykal oldu İsmet Paşa ayağa kalkıyor ve ceketini ilikliyor, CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinden birini gördüğünde!.. Çünkü, o kurul bağımsız!.. Çünkü, o kurul parti hiyerarşisi içinde yer almıyor!.. Ama, elbette yine kurultayda seçilen organlardan biri. Görevini yaparken bağımsız, ama kurultayda seçildiği için, seçimde yine de Genel Başkanın iradesini görmek mümkün. Yani, yine de Baykal'ın onayı ile seçilen bir kurul. İSTİFASI GEREK İşte, bu kurul, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Mustafa Sarıgül'ün partiden ihracını, Baykal'a rağmen, reddediyor!.. Bunun Türkçe tercümesi şu: Sarıgül'ün ihracını reddediyor, onca baskı ve ısrara rağmen, aslında Baykal'ı ihraç etmiş oluyor!.. Aynı kararın siyasal tercümesi şu: Kurultayı beklemeye gerek kalmadan, Baykal'ın Genel Başkanlıktan istifa etmesi gerekir!.. HAZİN İŞLER Kurul kararından önce, üyelerle ilgili iddialar ortaya atılıyor. Bunu yapan bizzat Baykal!.. Bu kurul üyelerini seçtiren kim?.. Kendisi!.. Ama, kendi istediği insanlar, kendisine rağmen bir karar alınca, onları karalıyor. Bir başka soru daha var. Acaba Baykal, Sarıgül kararından önce, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleriyle görüşüyor mu? Onları, Sarıgül'ün ihracı için ikna etmeye çalışıyor mu?.. Kim bilir?.. Bu da bir yana, CHP'de ne kadar sorun yaşanıyorsa, hepsi Baykal aleyhine sonuçlanıyor. Her mutsuz sonuçta, Baykal ortaya mutlaka bir komplo atıyor!.. 12 ve 16 Nisan, 4 ve 15 Temmuz tarihleri CIA, CHP, Pentagon, kuşatma gibi komplo teorileriyle geçiyor. Şimdiki komplo, kurul üyelerine para önerildiği yolunda. Doğru mu, eğri mi, bilinmiyor. Ancak, buradan sosyal demokrasinin son teorisi doğuyor: Her yenilgiyi bir komploya bağlayarak, atlatmaya çalışmak!.. CENAZEDE YALNIZ Kısa süre önce Prof. Dr. Uğur Korum hayata veda ediyor. Ankara SBF'de onun için bir tören var. Korum ve Baykal SBF'de birlikte öğretim üyeliğinden arkadaş. Baykal da, yıllarca öğretim üyeliği yaptığı fakülteye, arkadaşının cenaze törenine gidiyor. Bir cenaze töreni, hiçbir siyasal yönü yok, tersine geçmiş arkadaşlıklar, acı, hüzün, anılar... Buna rağmen, törende Baykal'ın yanına tek bir kişi gitmiyor!.. Eski fakülte arkadaşları, öğretim üyeleri, öğrenciler, hayır hiç biri!.. Orada öyle tek başına, yalnız kalıyor!.. Çok etkileyici bir protesto!.. O protesto önceki gün tüm siyasal ağırlığı ile kendini Yüksek Disiplin Kurulu'nda gösteriyor. Protesto sırası şimdi Kurultayda!.. 29 Ocak CHP Kurultayı Türkiye'de yıllar sonra sosyal demokrat bir iktidarın doğum günü olabilir!.. Genel Sekreter örgütle kavgalı KAVGA!.. CHP'nin son iki yılına damga vuran temel politika!.. Herkesle, milletvekilleriyle, basınla, eski arkadaşlarla, kendi ekibiyle ve örgütüyle!.. Kavga kervanında CHP Genel Sekreteri Önder Sav da eksik değil!.. Örneğin, Ordu il örgütü üyelerini parti genel merkezinden attırmak için polis çağırıyor!.. Bir siyasal partide görülmeyen ibretlik bir olay. Geçenlerdeki olay daha farklı. CHP Gençlik Kurultayı'nda sağda yayın yapan bir gazete dağıtılıyor. Gazete Sarıgül'le ilgili yolsuzluk iddialarını yazıyor. Buna çok içerleyen Artvin Belediye Başkanı CHP'li Emin Özgün, Önder Sav'a bir telgraf çekerek, istifaya davet ediyor. ‘Sizin o makamı işgal etmeniz sosyal demokrat anlayışa hiç sığmıyor, görevleriniz arasında CHP'ye zarar verme yetkiniz yoktur. Sorun Sarıgül veya başkası değildir, CHP'nin önündeki engellerden biri sizsiniz’ sözleriyle. Emin Özgün 1999'da yüzde 31, 2004'de ise, yüzde 47 oyla Artvin'de belediye başkanı seçiliyor. Yani, partisi CHP'nin iki katından fazla oy almış biri. Önder Sav Özgün'e yanıt veriyor: ‘Sizinle aynı partide değişik görevler yapmaktan öte şahsi bir yakınlığımız ve husumetimiz olmamıştır. (...) Son zamanlarda kendi asli görevi olan seçildiği ile hizmeti unutup, partiyi yönetme ve yönlendirme hevesine kapılan Belediye Başkanları kafilesine siz de mi dahil oldunuz, öğrenmek isterim.’ Bir başkan yüzde 47 oy alıyor, genel sekreterin o başkana hiçbir yakınlığı yok!.. Daha önemlisi, Sarıgül olayı parti tabanını sarmış bulunuyor. Genel başkan halktan kopuk, genel sekreter örgütüyle kavgalı!.. 29 Ocak İskender'in kılıcı gibi!.. HÜRRİYET