Deniz Baykal, hem Fatih Altaylı'ya süre verdi hem de satır arasından mesaj: Türkiye'nin denize açılmasında fayda var..
Abone olYaklaşık 15 gün sonra TBMM'ye dönen Deniz Baykal deyiş yerindeyse bir döndü pir döndü... 1997 model Fiat Marea kendi kullandığı özel otoyla TBMM'ye gelmesiyle dikkat çeken Deniz Baykal, burada basın mensuplarıyla konuştu. Baykal, isim vermeden sözü Fatih Altaylı'nın Habertürk'te yaptığı habere getirerek şöyle konuştu:
Bir gazete benim 340 bin doları bir kişiye nakit olarak vererek Göcek'te bir yatı satın almak için girişimde bulunduğumu ödemeyi yaptığımı, işlemin tamamlandığını ve önümüzdeki günlerde yurtdışında bir limana bağlı olan bu teknenin devir işlemlerinin tamamlanacağını ve benim de bir yata sahip olacağını ve denizin tadını çıkaracağını ifade eden, sayfasının üst yarısını bu konuya ayıran iddialı bir haber, fotoğraf ve manşet düzenlemesi yaptı. Bunu duyunca çok şaşırdık. Hayallerimde dahi böyle bir şey hiçbir zaman yer almadın. Ben hiçbir zaman teknem olsa duygusunu, heyecanını yaşamamışımdır. Ailemin de böyle bir tutkusu yoktur. Tam tersine Olcay tekne gezisinden dahi zevk almaz. Böyle bir projemiz yok. Sabah gazetede bunu gördük, çok şaşırdık. Bu kadar esastan yoksun bir haber nasıl yapılabilir, gerçekten anlayamadık. Bu konuda bir yerde bir sohbet olur, o sohbetten bir niyet çıkar haber üretilir böyle bir şey yok. Ağzımıza almamışız, aklımızdan geçirmemişiz. Böyle bir mesele çılgınca bir iş.
FATİH ALTAYLI GERİ ADIM ATMADI: HABER YÜZDE 100 DOĞRU |
Deniz Baykal'ın konuşmasının ardından Habertürk'te canlı yayına konuk olan Fatih Altaylı haberinin arkasında durdu. "Haber yüzde 100 doğrudur. Okurlarım müsterih olsun" dedi. Deniz Baykal'ın 340 bin dolara bir tekne satın aldığı iddialarını ilk olarak Fatih Altaylı dünkü köşe yazısında dile getirmişti. Deniz Baykal ise bugün haberi yalanladı ve Altaylı'dan özür ve düzeltme beklediğini aksi takdirde mahkemeye gideceğini söyledi. Altaylı ise Baykal'ın tekne aldığı iddiasından vazgeçmedi ve şunları söyledi: "Tekne yabancı bandıralı olduğu için yurtdışında kayıtlı ve bu kayıtları takip etmek mümkün değil. Baykal'ın tek güvencesi teknenin İngiterede bir vergi cenneti olan Jersey'e kayıtlı olması... Tekne şu anda Göcek'te Haldun Simavi'ye ait marinada duruyor. "Tekne yaklaşık bir hafta önce alınmış. Dün haber sızınca Deniz Beyk aileden (aracı aileden bahsediyor) birilerini arayıp 'Bu haber nasıl sızdı?' diye sormuş. Dün Deniz Bey'le de konuştuk. 'Seni tekneye davet etmek için aramıştım' deyince gerçek zannettim. Sonra 'haber yalan' dedi. Ben de 'yapmayın Deniz Bey' dedim. "Nurullah Gezgin'in teknesi bu. Aileye yakın birinden aldım haberi. Nurullah Bey'in vefatından sonra eşi kullanmıyor ve karaya çekiyorlar. Torunlarından biri bu sene suya indiriyor ve satışa çıkarıyor. Ben haberi öğrenince kalktım Göcek'e gittim. Tekneyi buldum, fotoğraflarını çektim. Marinadakiler de geçen hafta çok önemli birine satıldığını söylediler. Ama isimlerini söylemediler. Deniz Bey 'Almadım, o kadar param yok' dedi. Yapmasın artık, Antalyadaki arazilerinin fiyatlarını biliyoruz. Ayrıca 340 bin dolar da artık para değil. Tekne almak ayıp da değil. Bunun arkasında bir komplo aradılar herhalde. Tekneyi satanlardan da ses çıkmıyor. O zaman çıkıp biz bu tekneyi satmadık desinler. Marinaya gelerek inceleme yapanın Mehmet Tolay olduğunu biliyorum ben. Deniz Bey'in denize ne kadar düşkün olduğunu biliyoruz. Antalya'da Ege'de uzun uzun tatil yapar, Rodos'a yüzme sözü vardı. Bu basit bir haberdi... Belki adamın bir tekne hayali vardı... Belki de Deniz Bey bana son yazdıklarımdan kızgındır. Çünkü yaklaşık 13 aydır "CHP'nin başına Kılıçdaroğlu geçmeli" diye yazılar yazdım. Bundan sonra tekneye binemez. Büyük ihtimalle satacak. Şimdiye kadar benim çok haberim yalanladı, ama daha sonra yalanlamanın yalan olduğu ortaya çıktı. Biz alışkınız... |
FATİH ALTAYLI'YA 24 SAAT SÜRE
Konuşmasında Fatih Altaylı'ya 24 saat içinde süre verdiğini açıklayan Baykal şöyle devam etti: Gazetenin genel yayın yönetmenini aradım, güçlükle ulaşabildim. Kendisine dedim ki, "Bu yaz seni de yatta Göcek'te tatil yapmaya davet ediyorum" dedim. Kendisi de 'Çok iyi olur' diye yanıtladı. Bir an tereddüt ettim. Şaka olarak mı algıladı dedim. Biraz daha devam ettim, 'yorgunluğu da atarız' dedim. Kendisi yine 'Vallahi çok iyi yaparsınız' dedi. Bu kez kendisine 'Ciddi ol nereden çıkardın bunu' dedim. Kendisi, 'Ben haberin arkasındayım. Ben gerekli bilgileri aldım bu böyledi". Ben de kendisine "Sana 24 saat süre veriyorum. Tekrar araştır bu doğruysa devam et. Ama bunu doğru olmadığını test edersen senden ricam var: gazetede aynı manşetten 'Baykal'dan özür diliyoruz' de dedim. Ama inanıyorsan devam et mahkemede hesaplaşırız diye ekledim...
'Peki' diye yanıt verdi. Ama bugün gazeteyi tekrar görünce tam bir hayal kırıklığına uğradım. Benim bunu yalanlamamı söylüyor. Sen kendi haberini sahipleniyor musun, yanlış yaptığını ifade ediyor musun? Gizli gizli benim hakkımda 'zevkine limon sıktık' haberi sürdürme anlayışı içinde olduğunu üzüntü içinde gördüm. Size çok net bir şekilde açıkça ifade etmek istiyorum: Ne benim ne benim ailemin yakınlarının, herhangi birisinin bırakınız Göcek limanındaki bu yata yönelik olarak, dünyanın herhangi bir limanınında herhangi bir yata tekneğe yönelik olarak bırakın satın almayı bir ilgi gösterdiğime dair hiç kimsenin bir haber yapamayacağına kesinlikle inanıyorum. Böyle bir girişim kesinlikle sözkonusu değildir. Haberde deniliyor ki, nakit parayı ödemişim. Nakit paramı ödemediğime göre sanki banka haricinde bir param varmış gibi ima ediliyor.
TÜRKİYE'NİN DENİZ'E AÇILMASINDA FAYDA VAR
Baykal konuşmasının bu bölümünde ise satır arasında çok ilginç bir mesaj verdi. Helal kazançla tekne satın alan insanlara diyecek bir şeyi olmadığını belirten CHP eski lideri 'Türkiye'nin denize açılmasında fayda var' diye konuştu. Baykal şöyle devam etti:
Benim hayatımda hiçbir zaman 340 bin lira nakitim oldu. Böyle bir imkanım yoktur. Falan kişi aracılığıyla diyor, öyle bir kişiyi kesinlikle tanımıyorum. Ne vakaleten ne de özel sözlü yetkilendirmeyle harekete geçme konusunda bir girişimim olmamıştır. Bunlar deli saçması abuk sabuk laflar. Hiçbir gerçeği yoktur. Ben haberin arkasındayım ama diyerek o iddiayı sürdürmesini kesinlikle kabul etmiyorum. Bence yapmaları gereken tek iş kayıtsız şartsız özür dilemek olmalıdır. Herkesin yat sahibi olmak hakkıdır. Yat sahibi olanlara saygım var, çok doğaldır. Helal kazancıdır. Türkiye'nin denize açılmasında yarar var... Bu konulardaki girişimlerden mutluluk duyarım.
BİR ÇAY ISMARLAYAN OLURSA...
Baykal konuşmasını "Meclis'e tekrar geldik, orada bir çay ısmarlayan arkadaşımız olursa birlikte çay içebiliriz, kahve de olabilir" sözleriyle tamamladı. Baykal TBMM'de kulise gelerek bir süre CHP'li milletvekilleriyle sohbet etti. Bu arada MHP'li bazı milletvekilleri Baykal'ın yanına gelerek el sıkıştı. TBMM'de Genel Kurul çalışmalarına katılmayan Baykal, kendi kullandığı 1997 tipi Fiat Marea tipi özel otosuyla Angora Evleri'nde bulunan konutuna geri döndü.