BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Deniz anası çarptı hayatı değişti!

İzmirli Abdülaziz Şimdi'nin (57) bacağına, yüzerken çarpan denizanası hayatını değiştirdi!

Abone ol

İzmirli Abdülaziz Şimdi'nin (57) bacağına, yüzerken denizanası çarptı. Denizden çıktıktan sonra sağ bacağında kaşıntı başlayıp yaralar açılan, halsizlik, yüksek ateş ve titremeyle gittiği hastanede ısrarla çekilen röntgen sayesinde akciğerinde kitle saptanan Şimdi'ye, akciğer kanseri teşhisi koyuldu. Ameliyatla tümörü alınıp kanserden kurtulan Şimdi, "Allah'ın sevdiği kuluymuşum. Bunu doktorlarım da söyledi. Denizanası çarpmasa kanser olduğumu belki de aylar sonra öğrenecektim. Başıma gelenler inanılacak gibi değil." dedi.

Üç çocuk babası olan emekli memur Abdülaziz Şimdi, yaklaşık üç hafta önce akşam saatlerinde Yeni Şakran'da denize girdi. Bir süre yüzüp çıkan Şimdi, duştan sonra sağ bacağında başlayan kaşıntıya ve kızarıklığa anlam veremedi. Saatler ilerleyip de halsizlik, yüksek ateş, titreme ve üşüme başlayınca İzmir'e dönüp Buca ilçesinde bir tıp merkezine giden Şimdi, kötüleşmesi üzerine hastaneye sevk edildi. Hastanede bacağını gören bir hasta yakını, denizanası çarpmış olabileceğini söyledi. Gittiği hastanede şikayet konusuyla ilgisi olmamasına rağmen akciğer filmi çekilmesi istendi. Buna önce, “Benim derdim bacağımla. Öksürmüyorum, aksırmıyorum, bir şeyim yok.” diyerek karşı çıkan Şimdi, daha sonra gönülsüz olarak istenen tetkiki yaptırdı. Röntgen filminde akciğerinde nodül saptanması üzerine daha önce de by-pass ameliyatı geçirdiği hastanenin doktorlarına danışan Şimdi, hayatını kurtaran bir sürece girdi.

'BİR ŞEYE BASTIM AMA NE OLDUĞUNU ANLAMADIM'

Yeni Şakran'da kıyıya yakın yüzerken yere bastığında çimen sandığını belirten Abdülaziz Şimdi, "Herhangi bir acı duymadım. Denizden çıkıp duş aldıktan sonra sağ dizimin altında, ayağıma kadar olan bölgede kaşıntı ve kızarıklık başladı. Gece bu şikayetlerime halsizlik, üşüme, titreme eklendi. Ateşim 39 dereceyi geçti. Sabah İzmir'e dönüp bir tıp merkezine, oradan da hastaneye gittim. Bir hasta yakını bacağımı fark etti, açmamı istedi. Meğer su ürünleri mühendisi olan kızının da başına aynı şey gelmiş, bacağı benim gibi olmuş. Bana denizanası çarptığını söyledi. Ona göre şanslıymışım, sokmamış. Kötüleşen bacağıma merhem tedavisine başlanırken ateşimin yüksek olması ve titremelerin geçmemesi üzerine doktorlar akciğer filmi istedi. Bana, 'Öksürüyor musun? Kan kusuyor musun?" diye sordular. Bunların hiçbirinin olmadığını söylememe karşın ısrarla röntgen istediler." dedi. Kendisini oyaladıklarını düşünerek başta karşı çıktığını ancak sonra kabul ettiğini anlatan Şimdi, "Filmi çektirdim. Akciğerimde kitle olduğu söylendi. Soluğu by-pass olduğum Kent Hastanesi'nde aldım. Göğüs Cerrahı Doç. Dr. Kutsal Turhan, bilgisayarlı tomografiden çok daha gelişmişi olan PET tetkiki istedi. Burada da akciğerimde kitle görüldü." şeklinde konuştu.

'DENİZANASI HAYATIMI KURTARDI'

Doktorların kendisine, "Sen Allah'ın sevdiği kullarındanmışsın. Bize gelenler, genellikle hastalıkları ilerlemiş kişiler olurdu." dediğini aktaran Şimdi, Doç. Dr. Kutsal tarafından ameliyat edildiğini ve çok iyi olduğunu söyledi. Denizanası çapması sonucu hayatının değiştiğine dikkat çeken Şimdi, "Meğer kansermişim de haberim yokmuş. Benden ısrarla röntgen istediler, az daha çektirmeyecektim. O üzerine basıp kimbilir ne kadar canını acıttığım denizanası hayatımı kurtardı. Büyük tehlikenin sinyalini verdi. Takdir-i ilahi." diye konuştu.

TESADÜFEN ÇEKİLEN FİLM HAYAT KURTARDI

Doç. Dr. Kutsal Turhan da belki de ilk kez denizanası çarpmış bir hastanın akciğer filminin çekildiğini ve bunun hayatını kurtardığını söyledi. Turhan, şöyle konuştu: "Denizanası çarpıp da akciğer filmi çekilen kaç hasta vardır bilmiyorum ama hastamızın bacağında çok ciddi hasara ve yanısıra solunum sıkıntısına yol açmış. Bize geldiğinde bacağı çok kötüydü. Solunum sorunu yaşadığı için film istenmiş. Hasta aslında denizde büyük şansızlık yaşamış ama o çok daha büyük şansı olmuş. O sırada da çekilen filmle akciğerinde nodül saptanmış. Küçük nodüllerde biyopsi ya da bronkoskopi gibi yöntemlerle genellikle tanı koyma şansı çok az oluyor. Hasta, tanı konmaya çalışırken zaman kaybediyor. Zaten ameliyat edilecekse sonuçta erkenden, biyopsiyle uğraşmadan ameliyata almak hastaya zaman kazandırıyor. Biz de bu yolu izledik, ameliyat sırasında parça alıp gönderdik. Kötü huylu olduğunu öğrendik ve çok erken evrede yakalanmış bir akciğer tümörü olarak gereğini yaptık. Böyle erken evrede yakalanmış tümörlerde çok yüksek başarı beklentimiz var, yüzde 70-80'nin üzerinde bu hastalıktan tamamen kurtulma şansı var. Ameliyat üçüncü günüdeyiz, pazartesi evine göndereceğiz." dedi.