Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecine ilişkin, "Demokratikleşme adımlarımız 11 yıldır nasıl devam ediyorsa, bundan sonra da deva...
Abone olBaşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecine ilişkin, "Demokratikleşme adımlarımız 11 yıldır nasıl devam ediyorsa, bundan sonra da devam edecek" dedi.
Bir dizi açılış ve toplantıya katılmak üzere Kırıkkale’ye gelen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, partisinin il binasında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Yaklaşık 2 buçuk ay Türkiye’nin 7 bölgesinde çalışmalarını yürüten ‘Akil İnsanlar’ heyetinin vatandaşlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüştüğünü hatırlatan Atalay, her birisinin bir rapor hazırladığını söyledi.
Toplantıda her heyet başkanının kendi raporunu sunduğunu, sunulan bu 7 ayrı raporun üzerinde çalışıldığını ifade eden Beşir Atalay, "Bu çalışmaları Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı yürütüyor. Bu raporların tek rapor haline getirilmesi için çalışmalar sürüyor. Bu sonuçlandığında bizim çözüm süreciyle ilgili önümüzde yeni yol haritamızda epey katkı verecek. Bu iyi bir emeğin mahsulü. Akil İnsanlar heyeti devletle toplum arasında sivil bir göz olarak, istişare mekanizma olarak büyük bir çalışma yaptılar. Biz de çözüm sürecinde milletimizin vatandaşlarımızın düşüncelerini göz önüne alarak, bundan sonraki yol haritamızı belirlemiş olacağız. Yine mecliste bir komisyonumuz var. Çözüm Süreci Değerlendirme Komisyonu kurduk. Gerçi MHP ve CHP üye vermedi. AK Parti ve BDP’nin verdiği üyelerle komisyon çalışmalarını yürütüyor. Buradan da bize önemli veriler gelecek" dedi.
Çözüm sürecinin çok ciddi samimiyet ve güven istediğine işaret eden Beşir Atalay, hiç kimsenin kimseyi yanıltmaması gerektiğini, sabotaj ve provokasyonlara karşı çok dikkatli olunması konusunda vatandaşları uyardı. Çözüm sürecinde çok ciddi sorunların çözüldüğü ve ciddi mesafelerin alındığını da ifade eden Beşir Atalay, "Terörün bitmesi Türkiye’yi en fazla rahatlatacak konulardan birisi. 6 aydır bu manada bir sükunetin olması, şehitlerin gelmemesi, ülkenin gençlerinin hayatını kaybetmemesi bile kendi başına bir rahatlama getiriyor. İlk defa çözüm süreciyle ilgili ülkenin her kesiminde vatandaşlarımızın çok büyük bir desteği var. Anayasa referandumunun da üzerinde. Şu anda yüzde 60’ların üzerinde bir destek var. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde sürece destek daha yüksek. Yüzde 80’lerin üzerinde. Biz bunu kararlı bir şekilde yürütüyoruz. Terör örgütü birimleriyle istihbarat birimlerimiz görüşmüştür. Biz siyaset kesimi olarak görüşmedik ama siyaset kesimiyle de görüşmeleri biz yürüttük. BDP ile de sağlıklı bir şekilde iletişim devam ediyor. Hiç kimsenin bir kimseye verilmiş bir sözü yok, verdiğimiz bir söz yok, taahhüt yok. Çözüm sürecinin özü şudur; Terör ve şiddet bitecek, onun gerisinde varsa sorunlar siyaset kurumu bir araya gelecek. Bunlar o zaman görüşecek. Demokratikleşme adımlarımız 11 yıldır nasıl devam ediyorsa bundan sonra da devam edecek. Biz bugüne kadar attığımız demokratikleşme adımlarını kimseyle bir pazarlığını falan yapmadık. Demokratikleşme adımlarımızda bir durma yok. Ülkemizi normalleştiriyoruz. Hangi kesim olursa olsun devletle sorunu olan, demokratik hak ve hukuku ihlale uğramış vatandaşlarımıza hak ve hukukunu iade ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Suriye’den gelen sığınmacıların 200 bini aştığını ve yapılan harcamaların ise bir milyar doları geçtiğini kaydeden Bakan Atalay, “Şu andaki bizim harcamamız Birleşmiş Milletler hesabıyla bir milyar dolardır. 21 kampımızda yaşan 200 bin Suriyeli vatandaş var. Bunların bütün hizmetleri yürütülüyor. Ayrıca Suriye sınırında sınırımızın öbür tarafında kamplar var. Oralara Kızılay eliyle gıda ve sağlık yardımı gönderiyoruz. Oraya sadece Kızılay destek verebiliyor. Bununda günlük miktarı çok yüksek. Günlük sınıf ötesine 50-60 bin kişiye gıda ve sağlık yardımı veriliyor. Bunun dışında belli bir miktar Suriyeli vatandaşlar var kampların dışında bizim değişik şehirlerimizde yaşayan. Özellikle sınır illerimizde, ilçelerimizde bunların sayısı daha fazla. Onların da sağlık hizmetini biz karşılıyoruz. Valiliklerimize genelge gönderdik. Devlet hastanelerinde tedavi olmak şartıyla kamp dışındakilerin sağlık hizmetini de karşılıyoruz ki, o da yüksek bir miktar doğrusu” şeklinde konuştu.