Diyarbakır'da, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın önerisiyle yapılan “Demokratik İslam Kongresi” sona erdi. İki gün süren kongrenin sonuç bildirgesinde İslami çevrelere barış sürecine aktif katılım çağrısında bulunuldu.
Abone olDiyarbakır'da, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın önerisiyle toplanan Demokratik İslam Kongresi sona erdi.
İki gün boyunca yurtiçi ve yurtdışından 300’ü aşkın İslam alimi, akademisyen ve uzmanın bir araya geldiği Kongre sonunda, 15 maddelik sonuç bildirgesini yayınladı.
Bilgirgede barış sürecinden Abdullah Öcalan'ın hapsine, dini eğitimden kadına yönelik şiddete dair bir dizi çağrıda bulunuldu.
İslam toplumuna 'sorumluluk' çağrısı
Kürtlerin, yaşadığı topraklarda tarih boyunca din ve ümmet adına üzerine düşen her türlü sorumluluğu ve fedakarlığı yerine getiren halklardan biri olduğu belirtilen sonuç bildirgesinde, İslam toplumundan daha fazla sorumluluk alması istendi.
Bildirgede "Kürtlerin karşı karşıya kaldığı otoriter laikçi, ulus devletçi, mezhepçi ve ırkçı saldırılar karşısında Ümmet’in de sorumluluk ve fedakarlık göstermesi gerekmektedir” denildi.
Kongre katılımcılarının, İslami çevreleri de “sorumluluklarının farkına vararak, barış sürecine aktif katılmaya davet” ettiği bildirgede, “Başta Türkiye ve Suriye olmak üzere İran ve Irak’ta da Kürt sorununun haklar ve adalet temelinde çözümü Müslümanların sorumluğundadır. Tüm toplumsal kesimlerin, cemaatlerin yanı sıra İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği gibi kurumların da sürece daha aktif katılması gerekmektedir” ifadeleri yer aldı.
Kadınlarla ilgili maddelerin de yer aldığı 15 maddelik bildirgede "Demokratik İslam Kongresi, eril zihniyetler ve iktidarlar tarafından kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinayet, çocuk evlilikleri ve her türlü egemen yaklaşımı reddetmektedir” denildi.
"Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz"
İmralı Adası'nda hapis yatan Abdullah Öcalan’ın kongre açılışı için gönderdiği üç sayfalık mesajın mesajın “önemli bulunduğu” belirtilen bildirgede, “Barış sürecine daha etkin katılımı için özgürlüğünü dualarımızla destekliyor ve istiyoruz” denildi.
Kongre'de Medine Sözleşmesi’ne de vurgu yapıldı. Medine Sözleşmesi'nin Medine’de yaşayan tüm grupların hak ve hürriyetini garanti altına aldığı belirtildikten sonra “sorunların çözümünde diyalog, müzakere, istişare ve anayasal düzenlemeler çerçevesinde Medine Sözleşmesi model olmalı” önerisinde bulunuldu.
Bildirgede ayrıca barışın kalıcı hale gelmesi için “ivedilikle yasal düzenlemelerin, Medine Sözleşmesi’nin müzakere yöntemleri de dikkate alınarak hayata geçirilmesi” gerektiğinin altı çizildi.
Dini eğitime serbestlik çağrısı
Sonuç bildirgesinde, Diyanet’in din ve inançlar üzerindeki tekelinin kabul edilmediği de vurgulandı.
Dini eğitim ve öğretimin, başta medreseler olmak üzere sivil topluma bırakılması ve bunun önündeki tüm engellerin kaldırılması istendi.
Çalışmalarını yoğunlaştırarak devam ettirme kararı alan kongre, çalışmaların daha sistematik ve sürekli hale getirilmesi için bir heyet de görevlendirdi.