Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’deki insan haklarına ilişkin, “Hükümetimiz, parlamentomuz büyük bir el birliği içerisinde son yıllarda k...
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’deki insan haklarına ilişkin, “Hükümetimiz, parlamentomuz büyük bir el birliği içerisinde son yıllarda köklü reformlar yaptık ve Türk demokrasisinin standartlarını çok yükselttik” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kral Harald görüşmelerinin ardından, ortak basın toplantısı düzenledi. Çankaya Köşkü’nde gerçekleşen toplantıda Gül ve Harald gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül, Norveç basınından bir gazetecinin sorduğu “Türkiye Suriye’deki sonrasında gelişen mültecilerle ilgili büyük destek verdi. Yeterince koruyucu tedbir almadıkları ve Suriye’deki önlemlere katkı sağlamadıkları için pek çok ülke sert bir eleştiriliyor. Norveç olarak sizce biz Suriye’ye daha fazla yardımcı olabilir miydik, daha fazla şey yapabilir miydik” sorusunu şöyle cevapladı:
“Maalesef Suriye’de çok büyük bir trajedi yaşanıyor. Suriye halkının yarısı neredeyse mülteci durumuna gelmiş evlerinden, barklarından olmuşlardır. Suriye’ye komşu bir ülke olduğumuz için Türkiye’nin hazırladığı çadırlarda yaşamaktadır ve onların her türlü ihtiyacını Türkiye olarak karşılamaktayız. Şimdiye kadar 2 milyar dolar civarında bir harcamamız olmuştur ama bu bir insanlığın gereği olduğu için doğrusu bunu yapmaktan mutluyuz, bunun bir onur olduğuna inanıyoruz. Tabi ki uluslararası camiada çeşitli katkıları olmaktadır ama şunu burada itiraf etmek durumundayım ki uluslararası camiadan çok ciddi bir katkı yoktur. Türkiye’yi bir kenara bırakalım, Ürdün’de 500 bine yakın insan yine başka ülkelerde de vardır. Durumları daha zor olan ülkelerde de çok sayıda mülteciler vardır. Norveç’in duyarlılığını biliyoruz bundan dolayı hep teşekkür de ediyorum. Şüphesiz ki daha çok ilgiyi her zaman bekleriz."
TÜRKİYE’DEKİ İNSAN HAKLARI
Norveçli bir gazetecinin, Türkiye’deki insan haklarını bugün itibariyle nasıl görüldüğünü sorması üzerine ise Cumhurbaşkanı Gül, “Samimiyetle ifade etmek isterim ki, geçmişte bizim bu konularda eksikliklerimiz vardı. Biz de bunun doğrusu farkındaydık. Onun için Hükümetimiz, TBMM, Parlamentomuz büyük bir el birliği içerisinde son yıllarda köklü reformlar yaptık ve Türk demokrasisinin standartlarını çok yükselttik. Bugün açıkçası insan hakları standartlarının yüksek olması o ülkelere daima onur verir bizde daima bundan da onur duyarız. Halkımızın vatandaşlarımızın en gelişmiş demokrasilerdeki gibi özgürlüklerini, düşüncelerini çok rahatlıkla kullanmaları o ülkenin onurudur. O açıdan şunu bugün söyleyebilirim ki Türkiye geçmişteki alışkanlıklarını düzeltmiştir, yükseltmiştir. Şüphesiz ki iyileşmenin sonu yoktur eminim ki sizin ülkenizde de bir sürü tenkitler, yeni talepler söz konusu olabilir. ABD’ de başka bir ülkede de olabilir ama önemli olan şey bakıştır, zihniyet meselesidir. O açıdan Türkiye’nin bugünkü zihniyeti hepimizin, ülkeyi yönetenlerin insan hakları meselesinin çok önemli olduğunu ve hepimizin çok önem verdiğimizi ve bu konularda talepler olduğunda bunlara duyarsız kalmadığımızı ve kalmayacağımızı ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
Norveç Kralı Harald ise kendisine sorulan “Norveç’in yumuşak güç olarak uluslar arası alanda prestijli bir konumu var. Acaba siz Suriyeli mülteciler konusunda uluslararası camianın harekete geçirilmesi noktasında bir insiyatif almayı, öncülük etmeyi düşünüyor musunuz” sorusunu şöyle cevapladı:
“Bizler büyük bir dehşet içerisinde şu anda Suriye’de olanları gözlemliyoruz. Dışarıdan izleyebildiğimiz kadarıyla izliyoruz elimizden geldiğince durumu daha iyi bir noktaya getirmek için katkılar sağlamaya çalışıyoruz. Coğrafi olarak oldukça uzakta olduğumuz için Suriye’ye kimseyi göndermedik ama durumun düzelmesi için kaynak ve finansman aktarımında bulunmaya çalışıyoruz. Suriye’deki durumla ilgili bugüne kadar gerçekleştirmeye çalıştıklarımız bunlardı, gelecekte de bu şekilde devam edeceğimizi düşünüyorum.”
TÜRKİYE AB MÜZAKERELERİ
Cumhurbaşkanı Gül, 3 yıl aradan sonra Türkiye‘nin AB ile müzakerelerde yeni bir fasıl açılmasını ise şöyle değerlendirdi:
“AB ile müzakerelerimizde uzun bir süre duraklama vardı. O bakımdan yeni bir faslın açılması önemli bir adım ama muhakkak ki diğer fasıllarında açılması gerekir. Ben her zaman şunu ifade ettim. Önce önemli olan şey müzakereleri tamamlamak, müzakereleri tamamladıktan sonra tam üyelik konusu bazı ülkelerin aldıkları referandum kararları var. Onlara bağlı onun için Türkiye olarak bizim hedefimiz tam üyelik müzakerelerini kesinlikle başarılı bir şekilde tamamlamak. Onun için de AB üyesi ülkeler bizim müzakere sürecini tıkamamaları lazım. Nihayette siyasi karar verilecektir ileride. Bu anlamda Norveç en iyi örnektir. Zaman zaman Norveç örneğini veriyorum biliyorsunuz. Bilmiyoruz belki müzakereleri tamamladıktan sonra da Türk halkı Norveç gibi olmak ister veya Fransızlar hayır diyebilirler. Bunları hiç bugün tartışmamamız lazım. Bunlar bugünün konusu değil. Ben özellikle AB’deki muhataplarımıza söylüyorum. Bugünün konusu müzakerelerin başarıyla bitirilmesidir. Müzakereleri başarıyla bitirmek demek AB müktesebatının standartlarını her alanda üstlenmek demektir. Bundan da herhalde her AB üyesi ülkenin memnun olması gerekir. Bu sürecin de Türk ekonomisini, Türk demokrasisini, Türk hukuk yapısını güçlendirdiği de gayet ortadadır. O açıdan biz bu hedeflerimize sıkı sıkı bağlı olacağız. Nihai durum o siyasi bir konudur günü geldiğinde ortaya çıkacaktır o zamanda eminim ki Türkiye’nin değerini bazı üye ülkeler çok daha iyi takdir edeceklerdir.”
(İHA)