Genel Başkan Selahattin Demirtaş BDP grup toplantısında Erdoğan'a ve hükümete demediğini bırakmadı. Erdoğan'ın üslübunu eleştiren Demirtaş üçüncü köprü çıkışı ile çok konuşulacağa benziyor.
Abone olİNTERNETHABER.COM/ BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Taksim'de yaşananların faturasını Erdoğan'a kesti.
'Öfke anketle ölçülmez. Halkın duygularını anketten okuyabileceğinizi zannettiniz.' diyen Demirtaş , ''Başbakan'ın bana oy veren yüzde 50 evde sabırsızlanıyor deyip bununla halkı tehdit etmek kelimenin tam anlamıyla faciadır. Bana oy verenleri sokağa döküp birbirinize kırdırırım demek istiyor. Bir Başbakan'ın aklından geçirmemesi gerekenler ağzından çıkmıştır.'' dedi.
İktidara gelenlerin kendisinden başkasını yok saydığını söyleyen Demirtaş ayrımcılık yapılmaması gerektiğini ve ülkede yaşayan herkese eşit davranılması gerektiğini söyledi.
Üçüncü köprünün ismi hakkında sert çıkışta bulunan Demirtaş, ''Tüm direnişi yaratan şey devletin hükümetin toplumun farklılıklarını yok sayan anlayışıdır. Alevinin vergisi ile Yavuz Sultan Selim köprüsü yapamazsınız. Kendi evinin, villanın bahçesine yapabilirsin ama kamunun parasıyla ondan aldığın vergi ile Alevilere hakaret eden tutum içine giremezsin.'' dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş grup toplantısında konuştu. İşte Demirtaş'ın konuşmasından satır başları;
İSYANIN FİTİLİNİ BAŞBAKAN ATEŞLEMİŞTİR
Türkiye'nin her yerinde direnişler devam ediyor. Başbakan orayı yıkacağız dediği anda işler değişti. O saatten beri Türkiye isyan günlerini yaşıyor. Küçük marjinal gruplar diyorlar yaa aslında tüm eylemleri yaratan kıvılcımı çakan bu ülkenin Başbakanıdır. İsyanın fitilini ateşlemiştir.
Başbakan'ın emri sonrasında ne pahasına olursa olsun polis Taksim'de işkence saatlerine başlamıştır. Polis sanki Yavuz Selim'in askerleri düşmana saldırır gibi kameralar önünde işkence faaliyetlerine başladı. Bir anda Türkiye'nin her yerinde herkes biz yıllardır bu harekete maruz kalıyoruz duygusuna katılmıştır. Başbakan'ın tutumu ile yıllardır birikmiş olan halk öfkesinin dışa vurmuştur. Bir ağaçtan şahaser yaratmak sadece marangozların işi değilmiş devrimciler de bunu yapabiliyormuş.
Hükümetin ortaya çıkan yangına körükle gitme tutumu bugün 7 gündür Türkiye'nin illerinde isyana neden olmuştur.
Hükümet gerçekleri görebilse itidalli dille halktan özür dileyerek halkın taleplerine kulak vererek meseleye yaklaşsaydı başka şeyleri konuşacaktık.
ERDOĞAN'IN HATASI VAR
Başbakan'ın bir hatası daha var. Öfke anketle ölçülmez. Halkın duygularını anketten okuyabileceğinizi zannettiniz. Bu en büyük hatadır. Hiçbir halk ankette ne kadar öfkeli olduğunu hissettirmez.
Yüzde 50'yi tatmin etme uğruna geri kalan yüzde 50'yi yok sayan anlayışla ülke yönetilemez. Türkiye'nin yüzde 50'si yönetilebilir. Yüzde 50'sine hükümetlik, başbakanlık yaptınız. Bunun da yüzde 50 olup olmadığı kesin değil.
Bu hükümetin anlamadığı gerçek budur. İktidara her gelen kendisi dışındaki herkesi yok saymaya, incitmeye gayret eden tutum içinde olmuştur.
ALEVİNİN VERGİSİ İLE YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ YAPAMAZSIN
Tüm direnişi yaratan şey devletin hükümetin toplumun farklılıklarını yok sayan anlayışıdır.
Alevinin vergisi ile Yavuz Sultan Selim köprüsü yapamazsınız. Kendi evinin, villanın bahçesine yapabilirsin ama kamunun parasıyla ondan aldığın vergi ile Alevilere hakaret eden tutum içine giremezsin.
ERDOĞAN BANA OY VERENLERİ SOKAĞA DÖKÜP BİRBİRİNE KIRDIRIRIM DİYOR
Şimdi Başbakan kritik günlerde ülkede kalıp olup bitenleri anlaması bir yana yurt dışına çıkmayı tercih etmiş ve geri kalanları tahrik etmekten geri durmamıştır. Havaalanında yine tahrik edici üslupla konuşmuştur.
Başbakan'ın bana oy veren yüzde 50 evde sabırsızlanıyor deyip bununla halkı tehdit etmek kelimenin tam anlamıyla faciadır.
Bana oy verenleri sokağa döküp birbirinize kırdırırım demek istiyor. Sana oy verdiler diye senin zabıtan, polisin mi oldu bunlar. Sabırsızlanıyormuşlar. Bu sözün derhal düzeltilmesi lazım. Bir Başbakan'ın asla aklından geçirmemesi gerekenler ağzından çıkmıştır.
HÜKÜMET ŞAPKASINI ÖNÜNE KOYMALIDIR
Biz hükümetin baskıcı tutumunun yanında olmadık bu saaten sonra da olmayız. Hükümet şapkasını önüne koyup düşünmelidir. PKK yurt dışına çıktı ve sokaktaki insanlar değişim dönüşüm talep ediyorlar. İki süreci rahatlatacak demokratik reform paketidir. Hatada ısrar daha büyük hatalara yol açar.