Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, emniyette paralel yapı operasyonuna ilişkin olarak, “Devletin ve yargının olanaklarının böyle bir i...
Abone olCumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, emniyette paralel yapı operasyonuna ilişkin olarak, “Devletin ve yargının olanaklarının böyle bir iç egemenlik yarışında kullanılması Türkiye açısından hazin bir durum. Toplum bunu Cumhurbaşkanlığı seçimi vesilesi ile bir kez daha değerlendirecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, gazetecilerin emniyette paralel yapı operasyonuna ilişkin sorularını yanıtladı. Operasyonun Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla yapıldığını öne süren Demirtaş, “Son 5-6 yıldır yaşadığımız bir deneyim de var. Bizler de dahil olmak üzere değişik kesimlere yönelik yapılan operasyonlar vardı. Tüm bu siyasi operasyonlar sonucunda hükümet tarafı hep yanlış yaptığını açıkladı. Başta bu tür operasyonları büyük bir heyecanla, alkışla karşıladılar. Sonrasında ‘Bizi yanılttılar, bizi aldattılar’ dediler. Bu da öyle olur mu bilemiyoruz, çünkü 1-2 yıl sonra Başbakandan şöyle bir konuşma dinleyebiliriz. ‘Benim Pensilvanya’daki kardeşimle aramı açmaya çalıştılar’ diyebilir. O yüzden temkinli olmak lazım. Başbakanın suçladığı herkes suçludur dememek lazım” dedi.
Demirtaş, gözaltına alınan emniyet mensuplarının kelepçelenmesi konusundaki bir soru üzerine şunları söyledi:
“Kanunda, uluslararası insan hakları mevzuatında kelepçenin hangi durumlarda kullanılacağı bellidir. Kelepçe bir cezalandırma, bir teşhir aracı olarak kullanılamaz. Bunun bir polis olması, KCK sanığı ya da Ergenekon sanığı olması arasında fark yoktur. Siz zanlı olarak gözaltına aldığınız birini kelepçeleyerek onu teşhir edemezsiniz. Tutuklanan kişinin iddia edilen suçundan bağımsız tümüyle yanlış bir yoldur bu. Öç alma, intikam alma duygusuyla yapmaya çalışıyorlar. Benim arkadaşlarıma da yapıldı. Belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize de yapıldı. Fakat bunu yapan kişilere aynısı yapılsın diyemem. Kimse bizim adımıza da, başkası adına da haksızlığa bu şekilde haksızlıkla cevap vererek intikam almaya çalışmasın. Deliller ortaya çıkınca bizler hukukla ilgili mevzuyu anlayabiliriz ama sağlıklı bir yargılama olur mu ondan emin değilim. Ne KCK davasında ne Ergenekon’da hiçbir zaman adil bir yargılama yapılamadı. Burada da herhalde siyasi bir süreç işleyecek fakat bir durum. Devletin olanaklarının, yargının olanaklarının böyle bir iç egemenlik çatışmasında, yarışında kullanılması Türkiye açısından hazin bir durum. Zannedersem toplum bunu Cumhurbaşkanlığı seçimi vesilesi ile bir kez daha değerlendirecektir.”
(İHA)