Selahattin Demirtaş'tan şaşırtan eşitlik vurgusu. İşte BDP liderinden sevindirici sözler.
Abone olBDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bu topraklar, bu toprağın üstünde yaşayan herkesin eşit ve ortak malıdır" dedi.
Demirtaş, Siirt öğretmenevi'nde bazı sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleriyle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'de herkesin inancını, kimliğini, tarihini ve mezhebini dikkate alan yeni bir anayasanın yapılması gerektiğini söyledi.
İlk defa kalıcı bir barışı gerçekleştirmenin heyecanı ve umudu içerisinde olduklarını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:
"Ankara'daki bazı siyasetçilerde ise bırakın bunun heyecanını duymayı, paniğini görüyorsunuz. Panik halindeler. Çünkü bunlar savaşın neyini gördüler biliyor musunuz? Şehit cenazelerinin önünde sıraya dizilip slogan attılar ve bunun üzerinden siyaset yaptılar. Bunlar savaşın başka bir şeyini görmediler. Hiçbir acısını, yokluğunu, yoksulluğunu ve zulmünü görmediler. Sayın Bahçeli, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Ahmet Türk gibi Diyarbakır Cezaevi'nde zulmün işkencesini görmedi ki o da çıkıp, barışı savunabilsin. Sadece bu savaşı uzaktan izleyip, keyfini sürdüler. Barış bu nedenle en çok bizim ihtiyacımızdır."
-"Bu ortak vatanda eşit ve özgür bir şekilde yaşayacağız"-
Demirtaş, yıllardan beri çeşitli ithamlarla karşı karşıya kalmalarına rağmen hep barışı savunduklarını belirterek, hükümetin meseleye cesur yaklaşımının da bir fırsat olduğunu kaydetti.
Bu nedenle bütün bu olanakları doğru değerlendirmenin herkesin boynunun borcu olduğunu söyleyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz BDP olarak, DTK olarak bütün arkadaşlarımızla birlikte bu sürecin kalıcı demokrasiye ve özgürlüğe kavuşması için elimizden geleni bundan sonra da yapacağız. Bu topraklar, bu toprağın üstünde yaşayan herkesin eşit ve ortak malıdır. Birilerinin dediği gibi 'Türkiye Türklerindir.' sloganı artık çökmüştür. Hepimizin ortak vatanıdır. O halde bu ortak vatanda eşit ve özgür bir şekilde yaşayacağız. Başka da çaremiz yok. Ne gidecek başka yerimiz var, ne de gitmeye niyetimiz var. Artık söz zamanıdır. Birbirimizin hakkını ve hukukunu daha fazla savunarak bu süreci götürürsek biz yakın zamanda artık Ortadoğu'ya model olabilecek bir çözümü Türkiye'de gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz."