BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,73
ALTIN 2.969,52
HABER /  GÜNCEL

Demirtaş'tan Erdoğan'a kritik çağrı!

Çözüm sürecinin yeniden başlatılması için Erdoğan'a seslenen Demirtaş "Cumhurbaşkanı'ndan beklenen şey bir kez daha süreci başlatmaktır" dedi.

Abone ol

Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından bir otelde düzenlenen toplantıda iş adamları, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının temsilcileriyle bir araya geldi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Çözüm Süreci'ne ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda eğer inisiyatif alacaksa Türkiye'yi bütün bu kırılma süreçlerinden çevirebilir, döndürebilir. Cumhurbaşkanı'ndan beklenen şey bir kez daha süreci başlatmaktır. Cumhurbaşkanı bunu yaparsa her şeye rağmen bizler Çözüm Süreci'nin tüm gücümüzle arkasında olacağız" dedi.

"TÜRKİYE İÇİN SURİYE GİBİ OLMA RİSKİ VAR"

Suriye gibi olmak istemediklerini anlatan Demirtaş, "Suriye gibi olma tehlikesi ve tehdidiyle karşı karşıya mıyız? Evet, bu risk var" ifadesini kullandı.

Demirtaş, 7 Haziran seçim sonuçlarının Türkiye'ye çok büyük fırsat sunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Nasıl birlikte yaşamayı sağlıyorsak, onun üst yapısı da birlikte yönetmektir, koalisyondur. Toplum farklı inançlardan, kimliklerden, partilerden ve ideolojilerden oluşuyorsa, o toplumu birlikte yönetmek en makul olandır. İktidarı tekleştirmek, 'benden başkası yönetemez' demek, diktatörlüktür. Türkiye için en güzel çıkış yolu geniş tabanlı bir koalisyon hükümetiyle topluma nefes aldırmaktır."

AK Parti'nin 2023 vizyonuna değinen Demirtaş, "Eğer 2023 vizyonunuz mükemmelse, ülkenin geleceği açısından vazgeçilmezse gelin ikna edin, anlatın beraber yapalım. Yok 2023 sadece bir başkanlık vizyonuysa onu da yaptırmadık, yaptırmayacağız. Doğru işleri yapmak için ille de tek başına iktidar olmanız gerekmiyor. Hangi doğru projeyi getirdiniz, HDP parlamentoda engel oldu?" şeklinde konuştu.

"En çok biz istiyoruz silahların bırakılmasını. En acil şey barıştır ve derhal ellerin tetikten çekilmesidir" diyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Silah sesi saraydan duyulmuyor. Gelin, buradaki insanlara, siyaset yapanlara, dükkanını, fabrikasını, işyerini açanlara sorun. Biz barış içinde yaşamayı halk olarak istiyoruz ve hak ediyoruz. Bir lider neden ülkesini bu kadar barışa yaklaştırmışken vazgeçer? Dolmabahçe görüşmesinden bir hafta sonra karma bir heyet, gözlemci bir heyet, devlet heyeti, HDP heyeti İmralı'ya gidecek, müzakere başlayacaktı. Başladığı gün, Öcalan PKK'ya silahları bırakma kongre çağrısı yapacak orada tarih verecekti. Bunların hepsi konuşuldu, tutanaklarda var. İmralı'ya neden 28 Şubat'tan sonra bir hafta içinde heyetler gitmedi?"

Dolmabahçe mutabakatına sahip çıkılmadığını ileri süren Demirtaş, HDP olarak mutabakatın arkasında durduklarını savundu.

"PKK'NİN DAĞDAN İNİŞİNİ KONUŞUYOR OLACAKTIK"

Demirtaş, HDP olarak mutabakatı son derece düzgün bulduklarını anlatarak, şunları kaydetti:

"Son derece meşru bir iş yapıldı orada. Neden sahip çıkılmıyor? Orada oturan bakanlar kendi yaptıkları işe neden sahip çıkmıyor? Bu çocuklar ölmeyecekti işte. Her akşam televizyon kanallarında içimizin parçalanarak izlediği bu görüntüler olmayacaktı. Biz şimdi PKK'nın dağdan inişini konuşuyor olacaktık. Biz 10 maddelik müzakerenin Türkiye'de demokrasinin ne kadar önünü açtığını konuşuyor olacaktık. Bu mümkündü. HDP bunu nasıl engelledi, açıklasınlar bakalım. Çözüm Süreci'nden Dolmabahçe mutabakatından beklenilen şey AK Parti'in yüzde 50 oy alarak, HDP'nin baraj altında kalmasıydı."

"CUMHURBAŞKANI'NDAN BEKLENEN ŞEY..."

Toplumun, HDP'nin bir halk partisi olduğundan emin olmasını istediklerine işaret eden Demirtaş, HDP'deki varlıklarının bu partide siyaset yapıyor olmalarının şiddetle, silahla aralarına koydukları mesafeden kaynaklandığını savundu.

Demirtaş, tarihi bir kırılmayla karşı karşıya olunduğunu öne sürerek, şunları dile getirdi:

"Bunun da yolu Dolmabahçe mutabakatındaki sürece, müzakereye dönmektir. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda eğer inisiyatif alacaksa Türkiye'yi bütün bu kırılma süreçlerinden çevirebilir, döndürebilir. Ortadoğunun kan deryasına döndüğü şu günlerde Cumhurbaşkanı'ndan beklenen şey, 'Seni başkan yaptırmayacağız' sözüne takılmak yerine mevcut durumu, siyaseti doğru okumak, doğru bir üslup, tarz ve yöntemle bir kez daha süreci başlatmaktır. Cumhurbaşkanı bunu yaparsa her şeye rağmen bizler Çözüm Süreci'nin tüm gücümüzle arkasında olacağız. 'Dün ne demiştik, ne yapmıştık'lara bakmayacağız."

"ÖLÜMLERİ DURDURMAMIZ LAZIM"

"Bu ölüm, kan deryası içerisinde sivil siyaset ve sivillerin sesi her gün, her dakika daha da kısılacaktır" ifadesini kullanan Demirtaş, toplantıya katılanlarından yanlış ve eksik buldukları konularda kendilerini eleştirebileceğini vurguladı.

Demirtaş, mükemmel, dört dörtlük siyaset yürüten bir parti olmadıklarını, HDP'nin eksikliklerinin mutlaka bulunduğunu, bunu tamamlamanın eleştirilerle mümkün olacağını aktardı.

Müzakereden korkmadıklarına işaret eden Demirtaş, "Bu ülkede savaş yaptırmayacağız. 1990'lara dönüşe izin vermeyeceğiz. Barışı hemen şimdi bütün Türkiye olarak istiyoruz. Evlatlarımızı yerde bulmadık. Kürt ve Türk annelerimizi de yerde bulmadık" dedi.

Demirtaş, savaşın önce insanları sonra insanlığı ve vicdanları öldürdüğünü, buna izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

"ŞEHİRLERİMİZDE UN SIKINTISI BAŞLAYACAK"

Bölgedeki esnaf ve işverenin büyük sıkıntı yaşadığına işaret eden Demirtaş, "Bugün yolların kesiliyor olması, araçların, kamyonların yakılıyor olması ticareti durma noktasına getirdi. Van'da esnaf ve tüccarlar artık başka bir kente un gönderemez duruma geldiklerini belirtti. Bazı şehirlerimizde un sıkıntısı başlayacak. Ekmek yapılacak un bulunamayacak. Bu kadar yakıcıdır mevzu" şeklinde konuştu.

Yaşanan olayları fırtına olarak değerlendirdiklerini anlatan Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu fırtına geçecek. Uzun sürmeyecek. Fırtına geçtiğinde Türkiye halkları olarak dağılmak istemiyorsak, birbirimize tutunalım, el ele verelim, kol kola olalım. Tek yürek, tek vücut olalım ki birlikte yaşamaya devam etmiş halklar olmayı başaralım."

DTK Eş Başkanı Selma Irmak da demokrasinin dışında hiçbir yolun bu sorunu çözmeyeceğini söyledi.

Müzakerelere yeniden dönülmesi gerektiğini dile getiren Irmak, şöyle konuştu:

"Barış ve müzakere sürecinin tekrar gündeme gelmesi için halklarımız direnecek ve savaşa geçit vermeyecektir. Bu anlamda da direniş en meşru en kutsal hak olarak önümüzde durmaktadır. Kürt sorununun pek çok yönden çözümü mümkündür. Kanallar tıkandığı zaman kuşkusuz halkların kendi kaderini çizme hakkı da meşru olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat tekrar söylemek isteriz ki Kürt sorununun biricik çözüm yöntemi barış ve müzakeredir. Barış ve müzakerede ısrar ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz."

Toplantıya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DTK Eş Başkanı Hatip Dicle de katıldı.