BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Demirtaş'ın içine Kılıçdaroğlu kaçmış!

Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan feyz alıp, bildirgeden ziyade seçim vaatlerini dinlesek daha doğru olur sanırım.

AK Parti ve CHP'den sonra HDP de seçim bildirgesini açıkladı. Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan feyz alıp, bildirgeden ziyade seçim vaatlerini dinlesek daha doğru olur sanırım.

Önce şunu söyleyeyim...

Başından beri HDP'nin seçim barajını asla aşamayacağını düşünüyorum ve bu fikrim hiç değişmedi, değişmeyecek. Bir süredir, "Türkiyelileşme" söylemi ile oy devşirmeye çalışan HDP'nin aday listeleri, aslında böyle bir niyetlerinin almadığını net bir şekilde ortaya koydu.

Listelere baktığınızda, adayların yarısından fazlasının Kürt kesiminden, diğerinin de Alevi kesiminden olduğu görülüyor. Yani Türkiye'yi kucaklayıcı bir liste olmadığı her halinden belli...

Bu yetmezmiş gibi dün açıklanan seçim bildirgesinde toplumun genelinin milli ve manevi hassasiyetlerini rencide edici söylemlerle adeta ayaklarına sıktı HDP'nin eş başkanları...

Zorunlu askerlik, din dersi, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu, Koruculuk sistemi gibi kurum ve kuruluşlar kaldırılacak. Nükleer, HES gibi projeler iptal edilecek. Ermeni Soykırımı kabul edilecek, Ermenistan'a ambargo kaldırılacak.

Bir de "Biz Kılıçdaroğlu'ndan daha iyi atmasyon yaparız" iddiasıyla açıklanan vaatler vardı. Neredeyse tüm vergi kalemleri sıfırlanacak, 15-25 yaş arası tüm gençlere her ay 200 TL ödenecek!

Bu para ne kadar tutuyor söyleyeyim...

Her ay başına 4 milyar, yıl bazında ise 48 milyar TL. devlet hem vergi almayacak, hem de üstüne üstlük gençlere her yıl 48 milyar TL dağıtacak!

Bitmedi...

Su ve elektrik dar gelirli çiftçilere tamamen ücretsiz olacak. Üstelik her eve 10 metreküpe kadar bedava su, 180 kilovata kadar ücretsiz elektrik verilecek. Köylülerin elektrik borçları tamamen silinecek, mazot ve gübreden vergi alınmayacak.

Kiracılara aylık 250 lira nakdi yardım yapılacak. Asgari ücret 1800 TL olacak! En düşük emekli maaşı 1800 lira olacak.

"Zeki Müren de geri gelecek ve bunları görecek" demediklerine şükür!

Peki tüm bunların kaynağı ne diye sorulduğunda Demirtaş, "Kaçak Saray'ı kapatırsak kaynağı buluruz" demiş.

Az daha kendi kahkahamda boğulacaktım okuduğumda...

Bahsettiği vaatlerin toplam karşılığı aylık 200 milyar TL'yi buluyor. Koskoca HDP'nin başındaki adam, bir andavalın sosyal medyada uydurduğu, "Kaçak Saray'ın aylık maliyeti 330 milyar TL" yalanına basbayağı inanmış da haberimiz yokmuş meğer...

"Üzüm üzüme baka baka kararır" diye boşuna dememişler. CHP ve Cemaatle bu kadar haşır neşir olursan böyle saçmasapan iddialara inanırsın elbette... Selahattin Demirtaş'ın içine Fethullah Gülen ile Kemal Kılıçdaroğlu birlikte kaçmış ama, haberi yok!

Neyse, gelelim asıl meseleye...

Siz de dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama Kürtlerin temsilcisi olduğundan bahseden HDP'nin seçim bildirgesinde Kürt sorununa neredeyse yer verilmemiş! Selahattin Demirtaş bunun yerine, "Baskıya ve zulme uğrayan herkesten, her kesimden devlet adına özür dilenecek" gibi yuvarlak bir cümle kurmuş.

İnandırıcı olması açısından katlettikleri binlerce şehit ailesinden özür dileseler iyi olurdu aslında! En azından Selahattin Demirtaş bir talimatıyla katledilen 51 masum kişinin ailesinden özür dileseydi hiç fena olmazdı.

Seçim bildirgesinin iki sloganından biri, "Sultan'ın Kabusu"

Yani "Bizim baş düşmanımız Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan" diye resmen ilan etmişler! Herhalde Erdoğan'a oy veren yüzde 52'lik kesimi de düşman ilan ettiklerinin farkındadır muhteremler... Ayrıca Kürt kesiminin yüzde 80'inin oyunu alan Erdoğan'ı baş düşman ilan ederek, Kürtler'in kendilerine oy vereceğini umuyorlar.

Bir diğer slogan ise "Türkiye'nin yeni kurucu gücü!" Başka bir deyişle al HDP'yi, vur CHP'ye...

Kılıçdaroglu birleştirici güç, Demirtaş ise kurucu güç!

Cumhurbaşkanlığı seçiminde "beyaz güvercin", seçimden sonra "Yakın, yıkın" diyen Selahattin Demirtaş bize yeni ve tertemiz bir Türkiye kuruyor!

Fazla söze gerek yok aslında...

Seçime şunun şurasında ne kadar kaldı. Seçimden sonra baraj aşılmazsa kurucu güç mü, yoksa yıkıcı güç mü olduklarını hep beraber yaşayıp göreceğiz...

Son sözüm HDP'li kesilen yazarlara...

Adamın birinin bindiği arabanın lastiği tam da akıl hastanesinin önünden geçerken yerinden fırlayıp gitmiş. Lastiği bulamayan adam stepneyi takmış ama bijonları bulamadığı için kara kara düşünürken içerideki delilerden biri "Ne düşünüyorsun?" diye sormuş.

Adam sıkıntısını anlatınca bizim deli, "Diğer lastiklerden birer bijon çıkar, stepneye tak. böylece sorunu halledersin" diye dahiyane bir öneride bulunmuş. "Ben bunu nasıl düşünemedim" diyen akıllı, "Yahu sen hastanede yatan deli değil misin, bunu nasıl düşündün?" diye sormuş. Deli, "Ben deliyim ama senin gibi gerizekalı değilim!" deyip arkasını dönüp gitmiş!

Diyeceğim o ki...

Epey zamandır "Sürüyü kurda teslim edin. En iyi o sahip çıkar!" fikrini normalmiş gibi millete yuttarmaya çalıştığınız aşikar...

Yemezler canlarım, yemezler!

Bu millet delidir, deli dolu adamlarıın peşinden gider ama, bu durum sizin gibi geri zekalıların tavsiyesine uyacakları anlamına gelmez!