BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, gençlerin hala dağa çıkmasının sürece inançsızlık olduğunu söyledi.
Abone olBDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin birinci aşamasında hedeflenenin ölümler ve çatışmaların durması olduğunu, bunda da başarı sağlandığını ve bu aşamanın siyasetçiler açısından sonlandığını söyledi. Demirtaş, örgüte yeni katılımlar konusunda ise, 'Halen gençlerin bir kısmı yönünü dağa çeviriyorsa, demek ki bu sürece karşı yeterince bir inanç yaratılamamış' dedi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, torununu kaybeden Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk'ü Mardin'in Derik ilçesine bağlı Atlı köyünde ziyaret ederek başsağlığında bulundu.
Demirtaş, taziye ziyareti sonrası gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Nizamattin Kaplan'ın ntvmsnbc'deki haberine göre BDP Eşbaşkanı, sürecin birinci aşamasının tamamlandığını belirterek, PKK'lıların ülkeyi terketmesiyle ilgili şöyle konuştu:
"Birinci aşama denen süreç ölümlerin ve çatışmaların durması gereken bir aşamaydı. Başarı sağlandı. Dolaysıyla birinci aşama siyasetçiler açısından sonlanmıştır. Eğer yüzde 80, 20, 30 gibi tartışmalar yürütlecekse demek bu süreçten bir şey anlaşılmamıştır.
Niye ölümler durdurulmaya çalışıldı? Bunlar için hep birlikte çaba sarfettik, silahların susması için çaba sarfettik. Siyasi çözüm zemini oluşsun diye, demokratikleşme adımları atılabilsin diye bunlar yapıldı. Bu fırsatlar önümüze çıktı, bu fırsatları doğru değerledirmek yerine böyle yüzdelik tartşmalara girmenin anlamı yok.
'Son kişi kaldı adım atmayacağım' gibi bir anlayış olursa bu yanlış olur. Biz çözüm sürecinin, demokratikleşme sürecinin işlemes gerektiği inancındayız. Bu sadece BDP açısından bir beklenti değil, bütün Türkiye toplumu bekliyor. Demokratikleşme adımlarının atılmasını bütün Türkiye toplumu istiyor. Bu sadece Kürtleri ilgilendiren bir konu değil. Bu vesile ile bu tür tartışmalara takılmak yerine, artık önümüzdeki demokratikleşme fırsatlarını doğru değerlendirmek için adım atılması gerektiği inancındayız."
Halkın kaygıları olduğunu, bunu gidermenin tek yolunun da hükümetin hem söylemini, hem uslubunu değiştirmesi olduğunu savunan Demirtaş, hükümetin 1 kişinin öldüğü Diyarbakır Lice'deki karakol protestosu sonrasında özür dilemesi gerektiğini söyledi.
Hükümet atacağı söylenen adımlarla ilgili somut bir program açıklamadan kendilerinin bu konuda konuşmasının doğru olmayacağını dile getiren Demirtaş, "Kendileri bir takım hazırlıklar yürüttüklerini belirtiyorlar. Bizi hangi anlamda şoke edip, şaşırtacaklar biz de merak ediyoruz. Olumlu anlamda mı, olumsuz anlamda mı BDP'yi şok edecekler bunu görmek istiyoruz. İnşallah öyle bir adım atarlar ki gerçekten olumlu anlamda şok oluruz. Böyle bir şey yaparlarsa biz çıkar hükümete de teşekkür ederiz, bu olgunluğu da gösteririz. Öte türlüsü halkın taleplerini, bu sürecin taleperini, beklentilerini karşılamayan bir tutum içinde olurlarsa eleştirilermizi ve muhalefetimizi elbetteki sürdürürüz" dedi.
Çözüm süreciyle birlikte dağa çıkışlarda, örgüte katılımlarda artış olduğu yönündeki iddiaları da değerlendiren Demirtaş, bu konuda şunları söyledi:
"İstatistiksel olarak biz bunları tespit etme şansına sahip değiliz. PKK'ye katılım artmış mıdır, yoksa eskisi gibi midir, azalmış mıdır bunları bilemiyoruz. Ama gençler halen dağa gidiyorsa, halen gençlerin bir kısmı yönünü dağa çeviriyorsa demek ki bu sürece karşı yeterince bir inanç yaratılamamış. Hükümetin burdan bir ders çıkarması lazım. Yani PKK insaları zorla dağa götürmüyor, gençleri zorla dağa kaçırmıyor. Gençler demokratik siyasete ilgi duysun, demokratik siyasete güvensin diye biz çaba sarfediyoruz. Fakat bu sadece BDP ile olmaz.
Yani sen çıkıp seçim barajı kaldırılmaz dersen, siyaset yapan insanları cezaevine atarsan, sokaktaki insanlar demokratik haklarını kullanırken gazla, copla saldırırsan, anadilde eğitim olmaz dersen ve bu işleri siyasetle kazanamazsınız dersen, bizzati kendin dağların yolunu gençlere göstermiş olursun. Bunlara hükümetin dikkat etmesi lazım. Katlım artmış mıdır, azalmış mıdır doğrusu bizim bilgimiz yok. Ama siyasete güven oluşturmadan da biz gençlerin dağa gidişini durduramayız, dağdan inişleri de sağlayamayız. Siyasete herkesin güvenmesini hükümet en azından adım atarak gerçekleştirmesi gerekir. "
BDP heyetinin bir kaç gün içinde imralı adasına gitmesi gerektiğini hatılatan Demirtaş, öcalan'ın sağlık durumuyla ilgili taleplerini Adalet Bakanlığı'na ileteceklerini ve sürecin en önemli aktörü olan Öcalan'ın sağlık koşullarının yeniden ele alınması gerektiğini belirtti. Demirtaş, Öcalan'ın sağlık koşullarının yeniden ele alınması gerektiğini kaydederek, "Kendisi bu sürecin çağrısını yapan kişidir, süreci başlatan kişidir. Barışa katkı sunan son derece önemli bir aktördür. Sağlığını hem kişisel hem dönemsel olarak çok önemsiyoruz" diye konuştu.
Sürecin kapalı kapılar ardında pazarlık konusu yapılmadığını da vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kapalı kapılar ardından hiç bir şey yapılmadı. Sürecin bir pazarlık değil, karşılıklı güven üzerine demokratikleşmeyi güçlendirecek, birbirine güç verecek adımların atılması üzerinde inşaa edilmesi gerektiğini söyledik. Bunu defalarca biz de sayın başbakan da açıkladı. Başbakan 'silahlar sussun, fikirler ve siyaset konuşsun' dedi.
Siyasetin önünün açılması için somut adımların atılması gerekir. Bunun ne olduğunu madde madde daha önce kamuoyuna açıkladık. 'Siyaset ve fikirler konuşsun' diyorsanız bunların yapılması gerekir. Başbakan bize değil bütün Türkiye ve dünyaya bu konuda kendisini bağlayacak mesajlar verdi, sözünün gereğini yerine getirmesi gerekiyor.
Kenan Evren'in koyduğu seçim barajına sığınıp 'efendim çalışsınlar geçsinler' demekle siyasetin önü açılmaz. Hükümet şimdi atacağı adımları ağırdan alıyorsa demokrasiye inançsızlığından, barışa inanmaması ve süreci doğru okuyamamasından kaynaklanıyor. Şu anda akıllı bir hükümet, akıllıca adım atması gereken bir hükümet bütün bölgedeki yangını görerek hızla Türkiye'de demokrasi reformu yapması gerekir. Ama bakıyorsunuz tersi bir tutum sergiliyor.
'HÜKÜMET PLANSIZ ŞEKİLDE İKİNCİ AŞAMAYA GEÇTİ'
Şu andaki süreçteki sıkıntının, gerilimin nedeni budur. Yoksa sürecin bitmiş olması ve sürece biçtiğimiz anlam ve değerin bitmiş olması değildir. Hükümet, hazırlıksız, plansız, programsız bir şekilde ikinci aşamaya girmiş durumda. Umut ediyoruz ki tez zamanda akıllarını başlarına alırlar ve toparlarlar. Beklentimiz budur. Biz bu yaz bekleriz, bir yıl bekleriz durumu içerisinde değiliz, biz siyasi mücadele yürütüyoruz, bu sabır işidir, bir iğne oyası dantel gibi sabırla işlenmesi gereken bir süreçtir. Barışın kolay olmayacağını, kolay gelmeyeceğini zaten biliyorduk. En küçük bir sıkıntıda, tıkanmada, gerilimde süreçten vazgeçmek siyasetin görevi ve işi değildir. Biz sabırlı olmaya devam edeceğiz ama bu bekleyerek bir sabır olmayacak. Demokratik mücadalemizi ve muhulafetimizi sürdüreceğiz."
AHMET TÜRK: HALK GİBİ ONLARIN DA KAYGILARI VAR
DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ise, geçen hafta içerisinde Kandil'de PKK'nın üst düzey yöneticileriyle yaptığı görüşme konusunda açıklamalarda bulundu.
Kandil'in sürecin işlemesi konusunda ısrarlı olduğunu savunan Türk, "Ancak halk gibi onların da kaygıları var. Hükümetin süreçle ilgili somut bir projesinin ortaya çıkmaması bütün bölgede huzursuzluk yaratmış durumda. Ben hükümetin de devletin de bu Ortadoğu bataklığında Kürtlerle diğer halkları buluşturacak, Türkye halklarıyla buluşturacak bir kararlılığın ortaya çıkması konusunda herkesin bir kez daha düşünmesi gerektiğine inanıyorum" dedi.