BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Hakkari'nin geri kalma nedeninin PKK ve terör olayları olmadığını savundu
Abone olBDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, kentin geri kalmasının PKK’nın eylemlerinden değil ‘düşman politikalar’ nedeniyle olduğunu söyleyerek, “Devletin politikasının değiştiği gün Hakkâri’nin kaderi de değişecek. Hakkâri devletin kara kaplı defterinde düşman olarak yer almamalıdır. Kimse için tehdit değil, asıl tehdit devletin bu zihniyetidir” dedi.
Milliyet’in “Geleceğe Yatırım Türkiye’ye Yatırım” sloganıyla gerçekleştirdiği bölgesel toplantıların 15’incisi Hakkâri’de gerçekleştirildi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, toplantıda yaptığı konuşmada Hakkâri’nin geri bıraktırılmasının PKK’nın eylemlere başlamasından değil Cumhuriyet tarihinden bu yana izlenen “Düşman politikalar” sonucu olduğunu savundu.
PKK'DAN KAYNAKLANMIYOR
BDP Eşbaşkanı Demirtaş da şunları kaydetti: “Büyük bir coğrafi alanın adıdır Hakkâri. Batıda kime sorsanız ‘orada terör vardı o yüzden geri kaldı’ diyeceklerdir. PKK dediğimiz halk hareketi 1984 sonrası silah kullanmaya başlamış. Geri bırakılmış bir kent. Burada ‘savaş vardı, terör vardı’ diyenleri 1927’den beri tarihe bakmaya davet ediyorum. Bölgenin 22 ili Türkiye’nin en yoksul sıralamasında en altta. Bunun tesadüf olduğunu, PKK’dan kaynaklandığını kimse bize anlatmasın. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarlından itibaren ‘Kürdistan’ olarak adlandırılan bölge Cumhuriyet döneminde tehdit olarak görülmüş, gelişmemesi için her türlü tedbir alınmıştır.”
SORUN TERÖR SORUNU DEĞİL
Demirtaş, şöyle devam etti: “Gerçek işsizlik Hakkâri’de yüzde 50 civarında. İki kişiden biri işsiz. Burada iş yok. Peki hiç mi potansiyeli yok? Kentleşmenin bu kadar geri olması kader mi? Hayır. Devletin resmi politikası değiştiği gün Hakkâri’nin kaderi değişecektir. Hakkâri devletin kara kaplı defterinde düşman olarak yer almamalıdır. Kimse için tehdit değil, asıl tehdit devletin bu zihniyetidir”
YEREL YÖNETİMLERE BAKIN
“Somut çözüm önerisi şudur; Türkiye gibi büyük bir ülkede siz her şeyi Ankara’dan çözemezsiniz, yönetemezsiniz. Yerelleşmek lazım. Biz buna demokratik özerklik diyoruz. Bütçenin önemli bir kısmını buraya teslim ederseniz, bu insanlar ne yapacağını bilir, aç kalmaz. En ufak bir maden ruhsatı için Ankara’nın koridorlarında uğraştırırsanız, milletvekillerinin, bakanın, yardımcısının peşinde koşarsa demokrasi çıkmaz. Demokrasinin burada tıkandığı noktaya bakın; Hakkâri AKP’ye yüzde 13-14 oy veriyor ancak Hakkâri’yi AKP yönetiyor, BDP yüzde 80-85 oy alıyor yönetemiyor. Sorumluluğu burada seçilen yerel yönetime vermelisiniz.”