Demirtaş tatilde...
Önceki gün fotoğrafları yayınlandı. Fotoğrafların üzerindeki tarih, 24 Temmuz 2015'i gösteriyor. Yani patlamadan 4 gün sonrasını..
Tarih 20 Temmuz 2015. Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi'ndeki Amara
Kültür Merkezi önünde canlı bombanın kendisini patlatması sonucu 32
kişi olay yerinde hayatını kaybediyor.
Aynı gün, patlamadan birkaç saat sonra...
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş bir yazılı açıklama yapıyor.
Açıklamanın ilginç bölümlerini aynen aktarıyor ve dikkatle
okumanızı rica ediyorum.
Şöyle diyor Demirtaş:
"Çok acı bir olay, insanlık dışı bir katliamla karşı karşıya
kaldık. 32 gencimizi öğrencimizi her biri bu ülkenin ayrı bir
değeriydi. Bu acı çok büyük fakat ama samimiyetle söyleyeyim
katliam sonrası yapılan değerlendirmeler ve partimize dönük
saldırılar bu katliam kadar acıdır. 32 genç paramparça olmuş,
Cumhurbaşkanı Kıbrıs gezisini kesmeye tenezzül etmiyor. Şu ana
kadar "Allah rahmet etsin" demiş değil. Halen bu ülkenin
cumhurbaşkanı katliamda hayatını kaybeden kişilerin ailelerine
başsağlığı dilemiş değil..."
Açıklamanın devamında, "Halkımız, siyasi kurumlarımız,
sivil toplum örgütleri, belediyeler, meslek örgütleri gibi bütün
toplumsal yapılar kendi güvenlik tedbirlerini de
geliştirmelidir" diyerek adeta
"Silahlanın" çağrısı yapıyor.
Ertesi gün ekranların karşısına geçip bir açıklama daha yaptıktan
sonra ortalıktan kayboluyor. Tuhaf bir şekilde açıklamalarını
twitter üzerinden yapıyor.
Devam edelim...
32 kişinin öldüğü katliamdan 4 gün sonra Türk Silahlı Kuvvetleri,
IŞİD ve Kandil'i bombalamaya başlıyor. Gelen bilgiler, PKK'nın
lider kadrosundan bazı isimlerin bu bombalamalar sonucu öldüğünü
söylüyor. Terör örgütü de bu açıklamaları doğruluyor.
O sırada Selahattin Demirtaş yine ortalıklarda görünmüyor.
Neden mi?
Çünkü o sırada tatilde! Önceki gün fotoğrafları yayınlandı.
Fotoğrafların üzerindeki tarih, 24 Temmuz 2015'i gösteriyor. Yani
patlamadan 4 gün sonrasını..
Fotoğrafta Demirtaş'ın havuzda yatarak dinlendiği görülüyor.
Sözünü ettiği halk silahlanmış, iki polis memuru evinde uyurken
katledilmiş, ülkenin dört bir yanında masum insanların araçları
yakılmaya başlanmış.
Bay Demirtaş nike şapkayı ve rayban gözlüğünü takıp "Lüks
otelin havuzunda delirmeceler" pozu veriyor!
Belki de bu satırları okurken, "Adam tatil yapmasın mı?
Yani bula bula bunu mu buldun?" diyerek bana
kızıyorsunuz.Pek tabi ki kimse kimsenin tatiline karışamaz.
Niyetim de bu değil zaten..
Ancak " 32 genç paramparça olmuş, Cumhurbaşkanı Kıbrıs
gezisini kesmeye tenezzül etmiyor" diyerek halkın acısını
sömürmeye çalışan birinin "havuzda nasıl yas
tuttuğunu" göstermek gerek.
Çünkü bu fotoğraf bize sahtekarlığın nasıl bir şey olduğunu
gösteriyor. Bu fotoğraf HDP'nin ve Selahattin Demirtaş'ın aslında
haklarını savunduğunu iddia ettiği Kürt halkının acısını zerre-i
miskal paylaşmadığını gösteriyor.
Bu fotoğraf, savaşı zenginlerin çıkardığını, ama fakirlerin
öldüğünü gösteriyor. Bu fotoğraf "Olan baştakine
değil dağdakine ve fakir fakir halka oluyor"
dedirtiyor.
Milletin çocuğunu dağa gönderenlerin, kendi çocuklarını özel
kolejlere gönderip, kendilerinin de havuzlarda sefa sürdüğünü
gösteriyor bu fotoğraf...
Önceki gün haberlerde gözüme ilişti...
İstanbul Esenyurt'ta 5-6 genç üzerinde PKK'nın giysileri, elde
silah karakol basmaya giderken yakalanmış. Yakalanmasalar belki
bugün bir kaç şehit polisin daha arkasından yas tutuyor olacaktık.
Görüntülerde duvar dibine dizilen gençlerin hüngür hüngür ağladığı
görülüyor.
Yıllar yılı çocuk yaşta gençler böyle kullanıldı işte. Onlar
Cihangir'de fındık kırarken, sahillerde bol bol bronzlaşırken, 3-5
oy fazla alabilmek için çocukları böyle ateşe attılar. O çocuklar
vurulsa, şu an hepsi bir ağızdan"Devlet çocukları
katlediyor" diye hezeyanlar içinde bağıracaklardı.
Her seçim döneminde "Biz Türkiye partisi olmaya
adayız" diyerek Etiler, Bebek, Nişantaşı ve Bağdat
Caddesi'ndeki insanlar başta olmak üzere herkesi kandırıp oylarını
aldılar! Her seçim sonrası aldıkları oylara karşı şükranlarını
terör estirerek gösterdiler.
Ellerinde terör estirmek için gerekçe kalmayınca saçmasapan
bahanelere sığınmaya başladılar. "Türkiye askeri barajlar,
askeri yollar yapıyor. Bunlar Çözüm Süreci'ni bitirecek ve yeniden
terör iklimini canlandıracak hamleler" diyebilecek kadar
gülünç sebeplerle terör estirmeye başladılar.
Bombaları patlatan onlar, masumları katleden onlar, polisleri
uykuda savunmasız katleden onlar, Askerlere haince pusu kuran
onlar, suçsuz günahsız insanların tırlarını kamyonlarını yakanlar
onlar, içinde doğum yapmak üzere olan kadının bulunduğu
ambulansları bile kaçıracak kadar alçaklaşan onlar.
Ama suçlu olan, Çözüm Süreci'ne zarar veren her zaman devlet!
Devletin suçu, toprağına ve halkına yapılan saldırılara karşılık
vermek.Onlar terör estirince oh oh oh, devlet karşılık verince ay
ay ay!
Marulları yiyince oh oh oh, sıra sapına gelince ah ah ah!
Onlara oy veren, oy vermekle kalmayıp ekranlara çıkararak cilalayan
bazı medya mensupları şimdi kalkmış, "Ay noluyo ya! Neden
yeniden şehitler gelmeye başladı?" diye avanakça sorular
soruyor.
Ay n'olacak şekerim...
PKK'yı Erdoğan'a ve AK Parti'ye tercih eden sizlerin sayesinde
Türkiye teröre yeniden teslim oldu. Erdoğan sizi çok geriyordu,
Selahattin Demirtaş sayesinde gevşemeye başladınız daha ne
olacak?
Yazdık olmadı, söyledik yetmedi, çığlık attık
duyulmadı! "CHP+MHP+HDP" diyerek koalisyonlar
kuruyordunuz.
"Oyumuz halkların kardeşliği için HDP'ye" diye
bildirilere imza atarak iyi bir iş yaptığınızı sanıyordunuz. Bugün
gelen şehit cenazelerinin ve estirilen terörün sebeplerinden biri
de sizlersiniz.
Tarihe "PKK'nın Kan Kardeşleri" olarak
geçtiniz!