HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti'nin "sırtlarını PKK'ya dayadılar" eleştirilerine cevap verdi. Yüksekdağ'ın sözlerinin kamuoyuna yanlış aktarıldığını savunan Demirtaş, sırtlarını PKK'ya değil halka dayadıklarını söyledi.
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin kendi sorunlarını çözebilecek bir güçte olduğunu söyledi. Figen Yüksekdağ'ın sözlerinin de kamuoyuna yanlış aktarıldığını iddia eden Demirtaş, Yüksekdağ'ın o sözleri düzelttiğini söyledi.
Londra'dan Türk Hava Yolları'na ait tarifeli uçakla Atatürk Havalimanı'na gelen Demirtaş, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Demirtaş, BBC'ye yaptığı "Biz sırtımızı PKK'ya dayamadık" açıklamasının hatırlatılması üzerine "sırtımızı halka dayadık" dedi. İşte Demirtaş'ın sözlerinden bazı başlıklar;
"Biz Türkiye içerisindeki demokrasi güçleri ve dinamikleriyle kendi sorunlarımızı halen çözebilecek bir güce, kararlılığa sahibiz. Yeter ki bütün bu kamplaşma, kutuplaşmaya karşı bir arada durmaya çalışalım.
"SURİYE'DE IŞİD DEĞİL PYD'DEN YANA TARAFIZ DEDİK"
Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ı söylemediği bir cümle üzerinden ısrarla bir bilgi kirliliği, dezenformasyon yarattı. Yüksekdağ, ‘Özellikle Suriye’deki IŞİD- PYD mücadelesinde biz PYD’den yana tarafız, IŞİD’den yana taraf değiliz. İlle de birine sırtımızı dayayacaksak IŞİD’e değil PYD’ye sırtımızı dayadık’ demişti. Ama burada Cumhurbaşkanı ve Başbakan bunu ‘PKK’ya sırtımızı dayadık’ diye tercüme ettiler. Türkiye kamuoyunda bu şekilde bir algı yarattılar. Ben BBC’de sorulunca bunu düzelttim. Bunun söylenmediğini ve böyle bir söylemimizin olmadığını söyledim. Biz halka sırtımızı dayadık. Türkiye’de demokratik siyaset yapan bir partiyiz. Seçmenlerimizin gücüyle ve desteğiyle ayakta kalıyoruz. Başka da sırtımızı dayadığımız bir güç yoktur.
“ÜLKENİN 3'TE 2'SİNDEN FAZLASI ERDOĞAN'DAN KORKUYOR”
İktidar ve Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye’de korku merkezi, kaygı yaratan bir odağa dönüştü. Bunu bilerek ya da bilmeyerek yapıyorlar, bilemiyorum. Bütün uyarılarımıza rağmen bu hassasiyeti dikkate almadan kamplaştırıcı, ötekileştirici bir dil kullanmaya devam ediyorlar. Türkiye’nin önemli bir kısmı artık 3'te 2'sinden fazlası ülkenin Cumhurbaşkanı'ndan korkuyor. Ciddi ciddi korkuyor. Yani her türlü çılgınlığı yapabileceğine dair insanlarda genel bir kaygı hali var.
"ALLAH MUHTARLARA YARDIM ETSİN"
Allah muhtarlara yardım etsin. Ben hep onlara üzülüyorum. Ondan daha büyük zulüm düşünemiyorum. Allah onlara yardım etsin ne diyelim.
"HİÇ BİR SORUNUMUZ SİLAHLA ÇÖZÜLMEDİ"
Bundan sonra da ne kadar can kaybına uğrarsak, o bizim Türkiye toplumu olarak ortak kaybımızdır, acımızdır. Bunların hiçbirine gerek yok. Sayın Merkel'in bunu ifade ediyor olması bir hakikate sadece vurgu yapmasıdır. Biz Türkiye içerisindeki demokrasi güçleri ve dinamikleriyle kendi sorunlarımızı halen çözebilecek bir güce, kararlılığa sahibiz. Yeter ki bütün bu kamplaşma, kutuplaşmaya karşı bir arada durmaya çalışalım. Başaralım bunu. Bu çok önemli."