Başbakan Erdoğan'ın PKK'ya yaptığı 'silahları bırakın sonrasına bakarız' çağrısına BDP lideri Demirtaş'ın verdiği cevap çok konuşulacak.
Abone olBDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, silahsız müzakerelere karşı çıktı. Demirtaş, "sizinle müzakere ederiz ama önce silahları bırakın" ifadesi müzakerenin ruhuna terstir" diye konuştu.
Müzakere için şartların eşitlenmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Bundan kastettiğim Erdoğan'ın İmralıya konulması değil tabiki Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılmasıdır" ifadesini kullandı.
"SİLAHLARI BIRAKACAKSAN NİYE MÜZAKERE EDİYORSUN"
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Avrupa Parlamentosu'nda konuştu. Müzakerelerin kalıcı hale gelmesi için BDP’nin oynayacağı roller olduğunu belirten Demirtaş şunları söyledi:
“O da demokratik sivil anayasal sürecidir. Bu süreçleri sağ selim geçmek istiyorsak, hükümetin bu sorununu müzakere ile çözme konusunda kararını vermiş olması gerekiyor. Sizinle mücadele ederiz, ama önce silahları bırakın, bu müzakerenin ruhuna terstir. Silahları bırakcaksan niye müzakere ediyorsun. Kürtler şöyle bakmamalı, önce haklar kabul edilmeli, sonra müzakere başlamalı, bu yaklaşım da yanlış. Şartları ilkesel düzeyde konmuş, ön şartsız müzakerenin başlaması gerekiyor. Tarafların eşit koşullarda müzakere yüreteceği eşit koşullar sağlanmalı. Bir tarafın en önemli aktör olarak gördüğü kişiyi, bir adada tutarak, müzakerenin en önemli aktörü olarak görmeye devam ederseniz buradan sonuç alamazsınız. Şartların eşitlenmesi gerekiyor.
"ÖCALAN İMRALI'DAN ÇIKARSA ŞARTLAR EŞİTLENİR"
Kastettiğim Tayyip Erdoğan’ın İmralı’ya konması değil, Öcalan’ın İmralı’dan çıkarılmasıdır. Şartlar ancak böyle eşitlenebilir. Öcalan’ın koşullarının müzakere yürütebileceği pozisyona taşınması gerekir. Bütün bu sonuçlar müzakereyi yürütme aşamalarında partimiz çok daha aktif rol oynayabilir. Bizim şu anda görüşme kanallarımız kapalı değil. Bir tarafı ile görüşme imkanı var iken, diğer taraf olan Öcalan ile görüşme imkanımız yok. BDP’nin uçmasını isteyenler, BDP’nin kanatlarının olmasını da kabul etmeli. Öcalan ile görüşebilmeliyiz ki, ileri aşamalarda daha aktif rol oynayabilelim. Çözüm için, kalıcı barış için müzakere anlayışı gelişirse, Kürt sorununa şiddet dışı yöntemlerle süreç başlamış olur. Bu süreç bir yıl mı on yıl mı sürer bilemeyiz. Bu sürecin uzamasının bizim açımızdan hiçbir sakıncası, kaygı verici durumu yoktur. Yeter ki süreç bu aşamaya gelsin. Bir ayda, üç ayda bu temel sorunlar çözülmeyebilir. Ama yeter ki demokratik siyaset kanalları açık bırakılabilirsin.