BIST 8.619
DOLAR 34,30
EURO 37,44
ALTIN 3.021,41
HABER /  GÜNCEL

Demirtaş itiraf etti! İstifa metnini kim hazırladı?

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, istifa eden bakanların okuduğu metinle ilgili, "Metin ortak kararımızdı. Bizde saray yok. Kendi metinimizi kendimizi hazırlıyoruz." dedi.

Abone ol

HDP'li iki bakan istifalarının ardından yaptıkları açıklamada Saray'ı ve Başbakan Davutoğlu'nu topa tutmuş, okudukları metin ise Davutoğlu ve Erdoğan'ın tepkisini çekmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan metinle ilgili "Benim merakım şudur; acaba bunların önüne metin nereden geldi." demiş, Başbakan Ahmet Davutoğlu da "Açık söylüyorum, her ikisine saygı duymakla birlikte, kendilerinin yazdığı bir metin olmadığı aşikar.." ifadelerini kullanmıştı.

DEMİRTAŞ: BUNDAN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR

Bakanların istifası ve yapılan eleştirilerle ilgili ilk kez bugün konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Parti genel merkezinde açıklanan metnin elbette genel merkezimizin ve benim bilgi dahilinde açıklamalardan daha doğal ne olabilir. Evet metni biz ortaklaştırdık siyasi bir metin olarak partimizin bir deklarasyonu olarak sayın bakanlar genel merkezimizde ortak kararımız olarak okumuşlardır. Onlar alışmışlar illa saraydan bir metin gelecek okuyacak bizde öyle olmuyor. Bizde saray yok. Kendi metinimizi kendimizi hazırlıyoruz." açıklamasında bulundu.

BAYRAM NAMAZINI DİYARBAKIR'DA KILDI

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bayram namazını Diyarbakır'da Kayapınar ilçesindeki İmam Şafii Camii'nde kıldı. Demirtaş, namazdan sonra camide oluşturulan bayramlaşma halkasına katılarak cemaatle bayramlaştı. Demirtaş'a HDP Milletvekilleri Altan Tan, Nimetullah Erdoğmuş da eşlik etti.

Namaz sonrası bayram mesajı veren Demirtaş, "Bayram tadında bayramları karşılamıyoruz. Bayramın ruhuna ve bayramın bize verdiği mesaja uygun bir yaşam inşa edebilirsek her günümüz inşallah bayram tadında geçecek. Bayramı büyük acılarla karşılayan bütün kardeşlerimize de sabırlar diliyoruz. İnşallah yakın zamanda hem coğrafyamızda hem bütün bölgede kanın aktığı zulmün olduğu her yerde insani değerlerin üstün olduğu bir geleceği kavuşuruz. Kurban bayramı bu vesileyle ülkemize bütün dünyaya barışın vesilesi olsun. Allah hepinizden razı olsun." diye konuştu.

"KENDİLERİNDEN OLMAYANI HAŞA İNSAN YERİNE BİLE KOYMUYORLAR"

HDP'li iki bakanın seçim hükümetinden istifa etmesiyle ilgili bir soru üzerine Demirtaş, parti olarak o günkü koşullarda bir çözümsüzlük politikasının bir parçası olmadıklarını, olmayacağını göstermek için seçim hükümetinde yer aldıklarını dile getirdi. Demirtaş, "Ama AKP hükümetinin hiçbir şekilde paylaşımcı olmadığını çözümden yana olmadığını göstermek için de her dakikasını AKP zihniyetini teşhirle uğraşmıştır. Ve bu teşhirin tamamlandığını düşündükleri anda istifa etmişlerdir. AKP hükümeti ve geçici başbakanı hiçbir şekilde kendilerinden olmayan hiç kimseyi maalesef hükümet ortağı olarak kabul etmiyorlar. Toplum bunu iyi görmeyi, bunun göstermek için zaten hükümette yer aldık. Neden AKP ile koalisyon yapmıyorsunuz diyenlere buyurun görün. Kendi düşüncelerinde olmayanları haşa insan yerine bile koymuyorlar. Bunu gösterdik işte." ifadelerini kullandı.

DAVUTOĞLU'NA TEPKİ: SEN KENDİNİ NE ZANNEDİYORSUN

Seçim hükümetinin Başbakanı Davutoğlu'nun bakanlıkları eşit koordine etmediğini belirten Demirtaş, "Düşünün bir bakan ilçeye giriş yapamıyor. Yok yurtdışına çıkış yasağı getiriyor. Sen kendini ne zannediyorsun, geçici bir başbakansın. Sana düşen şey bakanların eşit şekilde koordinesiydi. Ama sayın Davutoğlu bunu bile başaramadı." şeklinde konuştu.

"BAKANLARIN OKUDUĞU METİN BENİM BİLGİM DAHİLİNDE YAPILDI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun istifa eden HDP'li bakanların okuduğu metinle ilgili eleştirilere de cevap veren Demirtaş, "Şimdi onların açıkladığı metne gelince parti genel merkezinde açıklanan metnin elbette genel merkezimizin ve benim bilgi dahilinde açıklamalardan daha doğal ne olabilir. Evet metni biz ortaklaştırdık siyasi bir metin olarak partimizin bir deklarasyonu olarak sayın bakanlar genel merkezimizde ortak kararımız olarak okumuşlardır. Onlar alışmışlar illa saraydan bir metin gelecek okuyacak bizde öyle olmuyor. Bizde saray yok. Kendi metinimizi kendimizi hazırlıyoruz." şeklinde konuştu.

'KUSURSUZ, DÖRT DÖRTLÜK DEĞİLİZ'

Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:

"Seçim 7 Haziran'da adil ve eşit bir seçim değildi. Şimdi de değil. Biz eleştirilerden muaf bir parti, eleştirilerden muaf kişiler değiliz. Kusursuz dört dörtlük değiliz. Eksiklerimiz var, yetmezliklerimiz var, yanlışlarımız var. Elbette bütün bu yanlışları hem halkımız eleştirebilir hem siyasi partiler rakiplerimiz eleştirebilir. Biz bütün bunları hem demokratik çerçevede hem de insani beşeri hukuk çerçevesinde nezaketen sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

SEÇİM HAKTAN VE ADALETTEN YANA OLANLARLA DARBEYLE HÜKÜMETE EL KOYANLAR ARASINDA GEÇECEK

Muhataplarımız hukuka uymuyorlar, Anayasa'yı tanımıyorlar. Kanunları ve ahlakı tanımıyorlar. Nezaketi tanımıyorlar. Evet bu seçim bizim ve diğerleri arasında geçecek. Yani halktan, haktan, adaletten yana bir parti ile hakkı gasp etmiş olanlar arasında geçecek. Anayasayı ihlal etmiş olan, devlete darbeyle el koymuş olan hükümete darbeyle el koymuş olanlar arasında geçecek. Devletin bütün hazinesi onların, bürokrasi onlara çalışıyor. Valiler kaymakamlar emniyet müdürleri, medya ellerinde. Hakim savcı onlara bağlı. Yüksek Seçim Kurulu onlara bağlı. Bütün bunlara karşı bir Allah'ımız bir de halkımız var diyoruz öyle kampanyası yürütüyoruz. Çok şükür mahcup olmuyoruz. İnşallah 1 Kasım'da da mahcup olmayacağız. Çünkü bize karşı elindeki gücü zulüm aracı olarak kullananlar geçmişte de yenildiler şimdi de yenilecekler. Evet yenilecekler ama Türkiye kazanacak.

ERDOĞAN'A CİCİ ÇOCUK CEVABI: HAKARETLERE ONLARIN SEVİYESİNE DÜŞEREK CEVAP VERMEYECEĞİZ

Bizim eleştiriden bir korkumuz kaygımız yoktur. Ama hakaretlere de onların seviyesizliğine düşerek cevap vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanı cumhurun başı olsaydı bütün partilere eşit davranırdı. Halen bir partinin genel başkanı gibi davranıyor. Biz bundan da gocunmuyoruz bunu korkmadan cesurca yapması lazım. Yani halkı kandırdığını zannediyor, efendim bir parti varmış da aklında. İsmini söylemiyormuş da halkı aptal yerine koyuyor. Böyle bir ciddiyetsizlik olabilir mi? Çık açık AKP kampanyası yürüt geçen defa öyle yaptın. Geçen defa biz HDP olarak hem seni yendik hem AKP'yi. Bu defada istiyoruz yine meydanlara çık, çıkma demiyoruz. Devletin olanaklarını kullanma diyoruz. Senin harcadığın para bizim seçmenin de diğer partilerin seçmenin vergileriyle oluşmuş paradır. Senin hazinenden aldığın paranın içinde HDP seçmenin payı vardır. Sen o parayla HDP'yi karşı kampanya yürütemezsin. Günahtır haramdır suçtur. Nereden bakarsan bak ahlaki değil. Meydan orada buyursun, bizim kaygımız yoktur.

"SANDIKLARDA GÜVENLİK SORUNU YOK"

YSK'nın sandıkları birleştirme, bir alanda toplama tartışmaları var. Bu Anayasaya uygun değil. Taşımalı sistem sandık olmaz. Seçmen sandık numarası ve adresi neredeyse orada kullanacak. Son birkaç güne girildiğinde gerçekten güvenlik yoksa orada içinde bizim üyelerimizin de olduğu seçim kurulları orada beraber tartışırız beraber kararını veririz. Ama bu sayı 3-5 sandıktır binlerce değildir. Onun dışında sandıklarla ilgili herhangi bir güvenlik problemi yoktur. İsteyen kendi vicdani kanaatince oyunu kullanacak.

"HDP'DEN BASKI GÖRDÜM DİYEN VARSA ONDAN ÖZÜR DİLEYECEĞİZ"

Kim ki 'bize HDP'ye zorla oy ver' baskısı görüyoruz diyorsa lütfen bize ulaşsın. En önce biz kendisinden özür dileyeceğiz. Özgürce oy kullanması için gerekeni biz önce yapacağız. Kimse korkarak bize oy vermezin. Allah'tan başka kimseden korkmasın insanlar. Biz korkuyla oy almıyoruz. İnsanlara da böyle hakaret etmesinler. Bu kadar insan bize korkarak mı oy veriyor. Herkes vicdani kanaatince gidiyor sandığın başına kimse kimseyi de denetlemiyor.

"FAKİR FUKARA OY KULLANMASIN DİYE HER TÜRLÜ FIRILDAĞI ÇEVİRECEKLER"

Kimse kimseye silah dayatarak oy kullandırtmıyor. O nedenle korkudan HDP'ye oy verdim diyen varsa lütfen bize başvursun biz gereğini yapalım. Ama bunlar HDP'ye tehditle oy verdiriliyor diyerek seçmeni sandığa götürmeyecek bazı operasyonlar yapıyorlar. Sandıkları birleştirecek, 10 köyü bir köye götürecekler. Fakir fukara oy kullanamazsın diye her türlü fırıldağı çevirmeye çalışacaklar. Bunlar dini de parayı da adaleti de her şeyi de seçime alet ediyorlar. Bunlar küçük sıradan değerler değil. YSK'ın verdiği kararı gördünüz. Buradan da bir mağduriyet çıkarmaya çalışacaklar. Seçimde 'Bismillah' kullanmak yasak değil aslında. Fakat AKP'ye tavsiyem 'Bismillahlı' seçim müziği yapacağına 'Tövbe Estağfurullah'lı seçim kampanyası yapsalar daha iyi olur."