HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Hz Muhammet zamanında zorunlu din eğitimi mi vardı?” diye sordu.
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin seçim beyannamesini diğer Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ ile birlikte açıklamış, burada Diyanet İşleri’ni kapatmak vaat edilmişti. Başbakan Davutoğlu’nun tepkisinin ardından Demirtaş bu defa ‘İnanç İşleri Başkanlığı kuracağız’ açıklaması yaptı ve “Hz Muhammet zamanında zorunlu din eğitimi mi vardı?” dedi.
“Türkiye'nin önünde iki yol var”
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Elazığ'da partisinin düzenlediği yemeğe katıldı. Demirtaş, 7 Haziran'da yapılacak genel seçimlerin sadece yeni dönem milletvekillerinin seçileceği bir seçim olmadığını belirterek, "Türkiye'nin önünde iki yol var. Birinci yol şu anda AKP'nin temsil ettiği, AKP'nin şahsında tek adamlığa diktatörlüğe doğru giden, ülkedeki hiçbir farklığı kabul etmeyen ve Ortadoğu'da da IŞİD, El Kaide benzerinde temsiliyetini bulan zihniyet bu seçimde bir seçenek olarak halkın önünde duruyor. Diğer seçenek ise demokrasi ve özgürlükler konusunda ülkenin bütün farklıklarını zenginlik olarak kabul eden yeni bir anayasada barış etrafında buluşturabilecek ve en önemlisi yoksuldan, işsizden, çalışandan, çiftçiden yana bir çizgi olacak. Bu çizgi ile HDP en güçlü şekilde temsil ediyor olacak" dedi.
‘İnanç İşleri Başkanlığı kuracağız’
Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracaklarını tekrarladı ve şunları söyledi;
"Bakın dini imanı en çok kullananlar kim biliyor musunuz? Diyanet işleri. O nedenle diyorum ki bu beladır bela. Din hizmeti vermiyorlar. Din hizmeti keşke verseler. Biz ne yapacağız? Biz diyoruz ki, Diyanet bir israf mekanizmasıdır. Onu kaldıracağız, İnanç İşleri Başkanlığı kuracağız. Çocuklarımıza din eğitimi mi vermek istiyoruz, en iyisini vereceğiz. Okullarda din eğitimi almak isteyen var, aramızda Alevi var, Sünni var. Bu ülkenin Hıristiyan, Musevi vatandaşları var, Süryani, Ezidi var. Herkese biz zorla kendi inancımızı dayatamayız. Zorunlu din dersi olmazsa zannediyorlar ki hepimiz imansız kalırız. Hazreti Muhammed zamanında zorunlu din dersimi mi vardı"
“Allah yalancının belasını versin mi?”
Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Sarayı'na da eleştirilerde bulunarak şöyle devam etti:
“Bize diyorlar ki Hazreti Peygamber'in yolundan gidiyoruz. Allah yalancının belasını versin mi? Hz. Peygamber, 1500 odalı lüks sarayda mı yaşadı. Hani onun yolunda gidiyordunuz. Diyanet İşleri Başkanı topluma önder olmalı. Sen nasıl bu milletin parasıyla bir milyonluk araba alıp makam aracı yaparsın. Kendine bir de küçük saray yaptırmış Ankara'da Diyanet İşleri Başkanı. Bakın ben kaldırılacak dediğimde kıyameti koparanlar, bunu bilin kaldıracağız. Lüks, israf içerisinde bu halkın paralarını çarçur edenler, bizim başımıza Allah'ın adını kitabını konuşanlardan bahsediyorum, bunların propagandalarına kanmayın.”
“Kürt'ün sorununu çözeceğiz dediler”
HDP lideri Demirtaş, hükümetin kara propaganda yaptığını, çevresindeki işadamları ve müteahhitler grubu n devleti haline geldiklerin ileri sürdü;
“Kürt'ün sorununu çözeceğiz dediler, geldiğimiz noktaya bakın. Kürt sorunu yoktur diyor. 13 yıl sonra geldiği nokta budur. Daha ne yapalım size diyor, olağanüstü hali kaldırdık diyor. Cezaevinde zaten ana dilinde konuşabiliyorsun diyor. Bir de seçmeli ders var okulda Kürtçe daha ne istiyorsun diyor. Senin daha neyin yok diyor. Bakın bir Kürt için bundan daha büyük hakaret olmaz. Biz sana verdik diyor. Sen kimsin bize veriyorsun, sen kim oluyorsun da bize sadaka vermiş gibi, size verdim daha ne istiyorsunuz diyorsun. Onurlu olan insan bu laftan dolayı bu hakareti kabul etmez. Çünkü bizim anadilimiz onun verebileceği bir şey değil. Allah'ımız bizi nasıl yaratmışsa o öyledir. Doğduğumuzda o bizim hakkımızdır. Cezaevinde bile diyor Kürtçe konuşmayı serbest yaptık. İnşallah sana da kısmet olur orada anadilinde konuşursun"
“Diyanet kalkarsa din özgür olacak”
Demirtaş Hükümet'in dini kullandığını da iddia etti;
"Peki, bunları nasıl başarıyorlar, halk niye isyan etmiyor. Halk bu kadar zulme rağmen niye isyan etmiyor, kimin eliyle bunu yapıyorlar. Diyanet eliyle yapıyorlar. İşte o susturma işini de diyanet eliyle yapıyorlar. O nedenle diyorum ki, din bunların elinde rehine olmuş rehine. Dini sopa olarak almışlar kafasını kaldırana dinle vuruyorlar. Açlığa isyan edene dinle vuruyorlar, işsizliğe isyan edene, kullandıkları sopa Allah'ın bize gönderdiği din değil yanlış anlamayın devletin hükümetin dinidir. İslamiyet değil alakası yok. Ben bu nedenle diyanet kalkarsa din özgür olacak diyorum.”