BIST 9.468
DOLAR 34,42
EURO 36,41
ALTIN 2.839,65
HABER /  DÜNYA

Demirtaş: Hükumet barışın sesini duymak zorunda

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin etrafının bir savaş çemberiyle çevrelenmiş durumda olduğunu söyleyerek, "Halk barış istiyor....

Abone ol

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin etrafının bir savaş çemberiyle çevrelenmiş durumda olduğunu söyleyerek, "Halk barış istiyor. Hükümet de bu barış sesini duymak zorundadır. Şu anda AKP hükümeti dışında bölgede askeri müdahale hevesi güden kimse yoktur" dedi.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kadıköy’de Barış Mitingi düzenlendi. İskele Meydanı’nda düzenlenen mitinge BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de katıldı. Miting alanına gelen Demirtaş ve Önder, bir süre partililerle selamlaştı.
Miting öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş, “Bu yılki 1 Eylül önceki yıllarla kıyaslandığında en fazla önem addedendir. Türkiye’nin etrafı şu anda özellikle Ortadoğu’daki gelişmelerden kaynaklı bir savaş çemberiyle çevrelenmiş durumda. Bugün barışa dair sözü olan herkesin sadece 1 Eylül’de değil her gün barış adına meydanlarda olması gereken gündür. Türkiye toplumu barış istiyor. Bugün sokakta kime sorsanız sağcısına solcusuna herkes ’barış’ diyecektir” dedi.
Hükümetin meydanların sesini duyması gerektiğini söyleyen Demirtaş, “Hükümet de bu barış sesini duymak zorundadır. Şu anda AKP hükümeti dışında bölgede askeri müdahale hevesi güden kimse yoktur. Ankara’daki bir elit siyaset grubu dışında savaş isteyen yok. 1 Eylül meydanları da bunun fotoğrafıdır. Ankara’nın bu sese kulak vermesi lazım. Halk şu anda aslında barış isteyen bir hükümet olursa, hükümetin barış politikalarına destek olmak için sokakta. Ama savaş yanlısı bir politika izlerse hükümete onun karşısında olduğunu göstermek için de bugün alanlarda. Umut ediyorum Ankara’da sağduyunun sesi hakim olur ve Türkiye hem dış politikada hem iç politikada kalıcı barış için çaba sarf eden bir çizgiyi esas alır” diye konuştu.
BDP’li Sırrı Süreyya Önder ise, İmralı’ya giden son heyette yer almadığının hatırlatılması üzerine, “Barışa katkı sunmak için heyette olmak şart değil. Bütün arkadaşlarımız bu müzakereleri yürütebilecek yetkinliktedir. Bu nöbeti başka arkadaşlar alır. Burada bir sorun yok. Fakat hükümetin bu konudaki tahammülsüzlüğü ülkenin hakikati ile özdeşleşmiyor. Sorunu çözücü de değil. Yarın bir gün sıkıntıya düşüldüğünde -ki hiçbirimiz istemiyoruz- bunlar tek tek değerlendirilecek noktalar. Şu an nerede olursak olalım hepimiz barışa katkı sunmalıyız. Ben de bunu yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim” ifadelerini kullandı.