9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesini olumlu bulanlardan...Demirel Hükümeti bu konuda başarılı bulurken bir çekincesini açıklıyor...
Abone ol9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Avrupa Birliği'nden (AB) müzakere tarihi alınmış olmasının, hükümetin başarısı olduğunu ifade etti. Demirel, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin 3 Ekim 2005'e kadar zaman kazandığını ifade etti. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, AB Zirvesi'nde alınan sonucu İHA'ya değerlendirdi. AB'den müzakere tarihi alınmış olmasının Türkiye için, ülkeyi yöneten hükümet için ve bu tarihin alınmasına destek olan herkes için bir başarı olduğunu vurgulayan Demirel, "Bu tarih alınmamış olsaydı, Türkiye bir süre daha tarih alacağım diye uğraşacaktı" dedi. Tarih alınmış olmasının, lehinde aleyhinde birçok şey söylenmiş olsa bile, Türkiye'nin yararına olduğunu ifade eden Demirel, her şeyin istenildiği gibi olamayacağını, Türkiye'nin karşısında 7 düvelin bulunduğunu kaydetti. 25 ülkeyle pazarlık etmenin kolay olmadığına işaret eden Demirel, "Türkiye madem ki AB'ye girmeye kararlıdır, bu kararı 41 sene önce vermiştir ve çeşitli zamanlarda bundan caymamıştır. Madem ki Türk halkının yüzde 80'i bu birliğe girilmesine taraftardır ve gelip geçmiş hükümetlerin, parlamentoların hepsi bu istikamette gayret sarf etmiştir, öyleyse bu Avrupa treninin bu istasyonuna gelinmiş olması iyi olmuştur" şeklinde konuştu. Kıbrıs konusunda varılan uzlaşmayla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Demirel, Kıbrıs sorununun muallakta olduğuna dikkat çekti. Bu konuda alınmış bir karar olmadığını söyleyen Demirel, müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlayacağını hatırlatarak, bu tarihe kadar Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 25 Avrupa devletine dahil olduğuna dair protokolün imzalanmasının vaat edildiğine dikkat çekti. Böyle bir protokolün, Güney Kıbrıs'ın tanınması anlamına gelip gelmediğinin tartışıldığını kaydeden Demirel, hükümet dahil pek çok kişinin tanıma anlamına gelmeyeceğini söylediğini ama içerde ve dışarıda 'tanınması anlamına gelir' diyen pek çok kişi bulunduğunu ifade etti. Demirel şöyle devam etti: "Esasen o öyle de olsa, başka türlü de olsa Kıbrıs bir handikaptır, engeldir. Türkiye AB'ye girmeye çalışıyor, orta yerde bir Güney Kıbrıs Rum idaresi var. Rum idaresi bütün adanın hükümeti sayılıyor. Kim tarafından, Birleşmiş Milletler tarafından. Kıbrıs Cumhuriyeti diye AB'ye dahil oluyor. Oysa fiili durum bundan farklı. Kıbrıs'ta iki millet var, iki tane yönetim var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Türkiye'den başka tanıyan yok. Bu mesele 3 Ekim'e kadar çözülüp bir neticeye varılmazsa esasen bir sıkıntı çıkaracaktır." AB'ye üye 25 ülkenin bulunduğunu ve Türkiye'nin, bunlardan 24'ü ile yaşayan bir sorunu bulunmadığını belirten Demirel, buna karşın 25.'sini tanımadığını söyledi. Tanımadığı bir ülkenin bir masanın etrafında oturduğu bir yerde Türkiye'nin, bu ülkelerle nasıl bir uzlaşmaya gireceği sorusunun her zaman sorulacağını vurgulayan Demirel şunları söyledi: "Aslında Kıbrıs meselesiyle ilgili olarak şu anda halledilmiş bir şey yok. Türkiye'nin 'bunu imzalayacağız' diye vaatte bulunmuş olması çok önemli bir olay ama sanıyorum ki 'o zamana kadar nasıl olsa buna bir çare buluruz' diye öyle yapılmıştır. Velhasıl, Türkiye 3 Ekim 2005'e kadar zaman kazanmıştır. Uygulanan diplomasi o. Şu anda alınan yok, verilen yok, bir vaat var."