Süleyman Yeşilyurt'un 'Türkiye'nin Büyük Masonları' kitabı Süleyman Demirel'i zor durumda bıraktı.
Abone olKültür-Sanat Yayınları'ndan çıkan Süleyman Yeşilyurt'un 'Türkiye'nin Büyük Masonları' kitabında, ünlü Türk masonları anlatılıyor. Masonluk dünyasının gizemini aralayan kitapta, Erol Simavi'den Ayhan Işık'a, Özel Çiller'den İsmail Cem'e kadar pek çok ismin yaşam öyküsü ve masonlukla ilişkileri deşifre ediliyor. Şu günlerde 4'üncü genişletilmiş baskısı piyasada olan bu kitap, 9'ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in son 'Türbanlılar Arabistan'a gitsin, okusun' çıkışından sonra AKP'lilerin ilgisini çekti. Bunun nedeni kitabın 137'nci sayfasındaki Demirel belgesi.
KİTAPTAKİ DEMİREL
Şu satırlar, kitaptan Demirel'le ilgili bölümden alındı:'15 Şubat gününde Ankara vadisindeki bilgi locasında tekris (insiye) edilerek masonluğa kabul edilmiştir. 12 Mart 1957 gününde refik (kalfa) derecesine oy birliği ile yükseltilmesi kabul olunmuştur. Devlet Su İşleri Genel Müdürü olduktan sonra, kayıtlı bulunduğu bilgi locasına sürekli devam etmemiştir.'
LOCA'YI BÖLDÜ
Süleyman Demirel'in önce Adalet Partisi genel başkanlığı, ardından başbakanlığı gündeme gelince, çıkan söylentiler üzerine Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, onun mason olmadığına dair belge verir ve spekülasyonların önü alınır. Dışardaki tartışma bitmiştir ama bu defa masonluk dünyası kaynamaya başlar. Yoğun tartışmalar, restleşmeler yaşanır. Sonunda Büyük Loca ikiye bölünür. Muhalifler ayrılıp, kendi localarını kurarlar.
BÜYÜK ÜSTADIN İTİRAFI
Demirel'e 'mason değildir' belgesini dönemin büyük üstadı Enver Necdet Egeran vermiştir. Egeran, belgeyi neden verdiğini, yakınlarına şöyle açıklar:
'Doğru, verdim. Bir kardeşimizin önünü açmak istedim. İkbali için buna ihtiyacı vardı.'Ancak bu açıklama muhalifleri tatmin etmez. 'Ne yani, bizim dünyamız kirli bir dünya mı? Böyle bir belgeyi vererek bir anlamda onu aklamış olmuyor musunuz? Biz kirli miyiz ki, aklanalım' eleştirileri yükselir. Egeran'ın eleştirilere samimi cevabı, 'Bunu düşünmemiştim' olur.
EGERAN İSTİFA EDER
10 Mayıs 2005'te vefat eden Enver Necdet Egeran sıradan bir üstat değildir. Türkiye Büyük Locası'nın düzenli mason dünyasına kabulü için en fazla hizmeti geçen isimlerin başındadır. Egeran'ın gayretleri sayesinde 1965'te İskoçya Büyük Locası tarafından yapılan konsekrasyon töreni ile Türk masonları uluslararası bir mahiyet kazanmıştır. 2 Mayıs 1965 Konvanı'nda da büyük üstatlığa seçilmiş, ancak Demirel tartışmaları üzerine büyük üstatlıktan ve masonluktan 14 Kasım 1965'te istifa etmiştir. İstifası kabul olmamışsa da 1982'ye kadar masonluktan uzak kalmış, 1989'da yeniden Loca'ya dönmüştür.
OĞLU AÇIKLAYACAK
Enver Necdet Egeran'ın oğlu Erol Egeran, geçen yıl babasının cenaze töreninde önemli açıklamalarda bulunur. Babasının 1965 yılında olanları kendi kalemiyle anlattığı metni zamanı gelince açıklayacağını söyler. Oğul Egeran, babasının Demirel için verdiği belgenin diğer derneklerin verdiği belgelerden farklı olmadığını savunarak, 'Babamın kendi kalemiyle anlattığı bir yazı var ve onu ileride açıklayacağım' diye konuşur. Belge hala açıklanmış değil.
Seyahat faturası yeni ödendi
SON Büyük Üstat Kaya Paşakay'ın Loca'dan ihraç edilmesine yol açan yolsuzluk skandalının boyutları tam olarak bilinmiyor. Paşakay'ın Loca'yı dışa açma çabalarının da hesapsız harcamalarda rolü var. Özellikle seyahat, konaklama giderleri büyük kalem tutuyor.
Bu arada Paşakay'ın eşinin bazı giderlerinin bile Loca kasasından karşılanması tepkileri körüklüyor. Kaya Paşakay'ın önemli bir turizm şirketine yaptığı 500 bin YTL'lik borç, geçen 1 Mayıs'ta ancak kapatılabildi. Yine görevi bıraktıktan sonra bile, imza sirküleri değişmediği için bir bankadan kullandığı 85 bin YTL'lik kredi konusu hala baş ağrıtıyor. Loca çevreleri, Kaya Paşakay'ın kendine makam aracı alan ilk büyük üstat olmasını da hazmedebilmiş değil.
SEÇİLİRİM SANIYORDU
Aynı çevreler, Paşakay'ı hesapsız harcamalara yönelten etkenin tekrar seçileceğine olan inancı olduğu görüşünde. 2 yıllığına seçilen büyük üstat, seçilirse bir dönem daha görev yapabiliyor. Ancak Paşakay'a ikinci dönem nasip olmadı.
Yazı dizimizin ilk bölümünde geniş biçimde anlattığımız Yüksek Haysiyet Divanı (Mason Mahkemesi) başkanının da Paşakay'ın atadığı başkan olduğunu hatırlatmakta yarar var.
ZAFER ERGİN : Tamer'le samimi dostuz
TAMER Karadağlı'yı Mason Locası'nda kıskançlık yüzünden istemediği öne sürülen Zafer Ergin, bu iddiaları kabul etmedi. Tamer Karadağlı ile can ciğer arkadaş olduğunu söyleyen Kurtlar Vadisi dizisinin Baron'u Zafer Ergin, 'Tamer'le çok samimi dostuz. Zeki Alasya da benim yakın arkadaşım. Aykut Oray'la da birkaç kez 'merhaba' demişizdir. Onun dışında onu da tanımıyorum. Bu tür olaylarla ilgim yok. Böyle komik bir iddia için cevap bile vermek istemiyorum' dedi. Tamer Karadağlı çocukken ilgi duymaya başladığı masonluğa, bir buçuk yıl önce müracaat etmiş, önemli evrelerden geçtikten sonra patlayan fuhuş skandalının da etkisiyle, Loca'ya başvurusunu geri çekmişti.
AYKUT ORAY : Masondum ama atıldım
TAMER Karadağlı'nın Loca'ya kaydına muhalefet ettiği belirtilen Aykut Oray, bu olayla bir ilgisi olmadığını belirterek bir başka ilginç itirafta bulundu: Loca beni devamsızlıktan attı.
'Bizimkiler' dizisindeki 'Katil' rolüyle tüm Türkiye'nin tanıdığı bir isim olan oyuncu Aykut Oray, 'Ben masondum, fakat bir buçuk yıl önce devamsızlıktan atıldım. Vaktim yoktu, gidemiyordum' dedi.
Tamer Karadağlı'yı tanımadığını da belirten Oray, 'Mason locaları, Allah'a inanan kişilerin toplandığı hayır cemiyetleridir. Masonluğun kendine ait kuralları vardır. Ben bunlar hakkında konuşmamak için de yemin ettim' dedi.
Türkiye'deki mason locası sayısının 250'nin üzerinde olduğunu vurgulayan Aykut Oray, 'Tamer Karadağlı'nın kazandığı parada gözüm yok. Niçin onu kıskanayım. Kazandığı her kuruş ona helal olsun. Onunla el sıkışmamız bile olmadı' dedi.
Karadağlı Amerika'da
BÜYÜK Loca'ya yaptığı masonluk başvurusunu sanatçı lobisinin muhalefeti ile karşılaştığı için geri çektiği öne sürülen Tamer Karadağlı halen yurtdışında. Eşinin doğumu için ABD'de bulunan Karadağlı, AKŞAM'ı arayarak, 'Ben o defteri kapattım. Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum' şeklinde konuştu.
SON SÖZ
'Mason Mahkemesi - Dul Kadının Kesesi' başlıklı dizimizi sonlandırırken, bir hususun altını çizmekte yarar var: Mason Locası, öyle sanıldığı gibi çok gizli kapaklı bir teşkilat değil. Elbette kendi iç kuralları ve dengeleri var. Ama eşeledikçe şunu görüyorsunuz, orası da bir Türkiye kurumu ve diğer pek çok kurumda olduğu gibi bazı alışkanlıklar ve zaaflar orası için de geçerli.
Mason locasının hedef kitlesi; ekonomik durumu iyi, Allah inancı olan, batıl inançlara mesafeli ve felsefeye ilgi duyan isimler.
İki önemli dogması var: Allah'ın varlığı, ruhun ölmezliği. Bunun dışında her şeyi sorguluyorlar.
Eski üyeler, 'Bizden sonra gelen kuşak, yenileri yetiştiremedi. Eskiden daha nezih bir topluluktuk' diye hayıflanırken, yeni kuşak internetin nimetlerinden, e-mail zincirlerinden yararlanmakta hiçbir beis görmüyor. Orada dile getirilen eleştiriler ise çoğu zaman 'beyefendilik' kalıplarını aşıyor.
Loca, Demirel döneminden beri en büyük çalkantıyı yaşarken, bunun bir 'arınma' olduğunu düşünenler kadar, telafisi yıllarca sürecek derin bir yara aldıkları görüşünde olanlar da var. Bu dizi, her iki amaca da hizmet etmiyor. Sadece son tartışmaların manzarasını ortaya koyarak yorumu okuyucuya bırakıyor.
Kaynak: www.aksam.com.tr