Demirel, türbanın özgürlük olarak değerlendirilemeyecek kadar masum bir simge olmadığına dikkat çekti ve;
Abone ol9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, türbanın özgürlük olarak değerlendirilemeyecek kadar masum bir simge olmadığına dikkat çekerek, türbanın başka ülkelerde şeriat devleti arayanların aracı olduğunu ifade etti.
9. Cumhurbaşkanı Demirel Eko Enerji Dergisi’nde yer alan röportajında, üniversitelerde türbana serbestliğine ilişkin Anayasa değişikliğini değerlendirdi.
TÜRBAN ŞERİAT DEVLETİ ARAYANIN SİMGESİDİR
Demirel, türban konusunun Türkiye’ye has ve yeni bir konu olmadığını belirterek, “Türban şeriat devleti arayan İslami cereyanların kullandığı araçlardan biridir. Aslında göründüğü kadar masum göründüğü kadar ‘Ne var bunda canım, işte özgürlüktür’ denecek cinsten bir şey değildir. Bizim ülkemizde de başka ülkelerde de tartışılmıştır. Bu zamanda böyle bir meselenin yeniden Türkiye gündemine gelmesi ve alevlenmesi Türkiye için talihsizliktir” dedi.
TARTIŞMALARIN ODAĞINDA KADININ TOPLUM İÇİNDE OLUP OLMAMASI VAR
Anayasa değişikliğinin türban konusundaki tartışmaları bitirmeyeceğini ve tartışmaların devam edeceğine dikkat çeken Demirel şöyle konuştu:
“Türban denilen hadise aslında tesettürün örtünmenin başlangıcıdır. Örtünme dediğimiz hadise ise, bir takım İslami cereyanların amacına göre kadının dört duvar arasında muhafazasının şartlarındandır. Bu tartışma aslında, kadın toplum içinde olmalı mı, olmamalı mı noktasına kadar gidebilecek bir tartışmadır. Başka ülkelerde böyle olmuştur. Hadisenin bundan sonraki kademeleri herhalde şöyle olacak, üniversitelerde 17. madde meselesi gelecek. 17. madde meselesi Meclis’te yine konuşulacak çalkalanacak.
Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa değişikliği konusunda alacağı kararın da tartışmalara yol açacağını kaydeden Demirel, “Alacağı karar şöyle olursa da tartışılacak, böyle olursa da tartışılacak. Anayasa Mahkemesi gibi bir kurumun ki, Türkiye’nin hukuk düzeninde çok önemli bir kurumdur, böyle bir hakem kurumunun kararına şimdiden birtakım kesimlerin razı olmayacağı, bir takım kesimlerin bunu alkışlayacağı görülüyor. Şunu ifade ediyorum: Ben Türkiye’de okulların okunamadığı günleri gördüm. Ülkemin şu ya da bu biçimde sağ-sol diye bölündüğü günleri gördüm. Öyle günlerin tekrar gelmesini istemiyorum. Vatandaşlarımın durup dururken birbirlerine karşı, ne ona ne de öbürüne faydası olmayan tavırlar takınmasını istemiyorum” dedi.
TOPLUM İKİYE BÖLÜNMÜŞTÜR
Toplumun türbanı destekleyenler ve karşı olanlar şeklinde ikiye bölündüğünü belirten Demirel, “Velhasıl durup durduğumuz yerde, ben buna karşıydım şeklinde bölünmüştür. Toplumun her kesimi bölünmüştür. Hatta aileler bölünmüştür, evler bölünmüştür. Buna gerek yoktu. Bölünmüşlükten şikayetim var. Bölünmüşlükten şikayet türban meselesinden daha önemlidir” diye konuştu.
TÜRBAN İSLAMIN ŞARTI DEĞİLDİR
Demirel, türbanın İslamın şartı olmadığını ancak bazı Müslümanların uyduğu hususlardan biri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türbanı İslamın şartı haline getirirseniz bugün uyulmayan o kadar çok husus var ki, onları da teker teker istemek durumunda kalacaksınız. Uyulmayan hususlardan bir tanesi din ile devletin ayrılmış olmasıdır. Yine bu şeriat arayan İslami cereyanlara göre, din ile devlet ayrılamaz. Dinin kuralları aynen uygulanmak durumundadır.