BIST 10.487
DOLAR 32,85
EURO 35,12
ALTIN 2.427,46
HABER /  POLİTİKA

Demirelden seçim çağrısı

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, mevcut durumda hemen seçime gidilmesi gerektiğini belirtti.

Abone ol

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı'nın siyasi iktidarın niyetlerinden şüpheye düşmesi durumunda bunun ''büyük bunalım'' anlamına geleceğini belirterek, ''Bunu halletmenin yolu da hemen seçime gitmektir'' dedi.

Demirel, Sheraton Oteli'nde ''2006 Mart'ında Türkiye ve Dünya'' konulu bir konferans verdi. ''Politika Merkezi''nin organize ettiği ve yaklaşık 2 saat süren konferansın ilk bölümünde değerlendirmeler yapan, ikinci bölümde
soruları yanıtlayan Demirel, bugünkü dünyada ABD dahil hiçbir ülkenin
bağımsız olmadığını, herkesin birbirine bağımlı olduğunu ifade etti. Demirel, Türkiye'nin, dünyanın genel gidişatı, bulunduğu bölge ve tarihinden devraldığı birtakım hususlardan etkilendiğini söyledi. Türkiye'nin önemli mesafeler aldığını, ancak ''her şeyinin düzgün olmadığını'', sorunlarının bulunduğunu anlatan Demirel, Türkiye'nin demokrasisini, ekonomisini ve dengelerini geliştirmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin sorunlarının çoğunun, yüksek nüfus artışından kaynaklandığını kaydeden Demirel, ''Bugün hastane kapılarında hasta, 60 öğrencinin okuduğu sınıflar, 2 milyon işsiz varsa bunun altında yüzde 3 nüfus artışı vardır. Türkiye, yüzde 3 nüfus artışını kaldıramaz. Bunun mutlaka yüzde 1'in altına çekilmesi lazım'' dedi.

9. Cumhurbaşkanı Demirel, Türkiye'nin çağı anlaması, demokrasi, insan hakları ve piyasa ekonomisinin şartlarına kendini uydurması, güvenlik konusunda da ''biraz daha serbestiyetten'' korkmaması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin zenginliği ve uygarlığı arıyorsa, AB ile birlikte olması gerektiğini ifade eden Demirel, ülkenin birlik ve beraberliğe de ihtiyacının olduğunu vurguladı. Demirel, ''Birbirimizi itmeyelim. Kendimizi yanımızdakinden ayırmayalım. Ayırırsak, o zaman 'siz' ve 'biz' haline geliriz. Kuzeylisi, güneylisi, doğulusu, batılısı, hep beraber, Türkiye'nin bölünmesine karşı çıkalım. Aman dikkat edelim. Bir tane Türkiye var. Bunun etrafından toplanalım'' diye konuştu.

''RAHATSIZLIĞA SEBEP OLURUM''

Demirel, ''Şu anda Çankaya'da olsaydınız, dün Diyarbakır'da meydana gelen olaylardan sonra Bakanlar Kurulu'nu toplama yetkinizi kullanarak sayın Başbakan'ı yurtdışından Türkiye'ye davet ederek olaya el koyar mıydınız'' sorusuna, şu yanıtı verdi:

''Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Ben ne yapardım? Ben işin dışındayım. Siz bana dediniz ki, siz olsaydınız... Ben oldum. Olduğum zaman ne yaptıysam yine benzerini yapardım. Şimdi ben, (olsaydım, şunu yapardım, bunu yapardım) diye saysam, bu teorik olur. Bir de sanki ülkede bu işlerin sahibi yokmuş gibi rahatsızlığa sebep olurum. Beni olmadığım bir yerde farz edip benden buna dair mütalaa beklemek başkasının işine karışmaktır.Türkiye'nin hizmetlerini aksaksız görebilmesi için mekanizmaları vardır.''

''SİSTEMDE DÜZELTMELER YAPILMASI LAZIM''

Türkiye'nin iyi idare edilip edilmediği konusundaki bir soruyu yanıtlarken de Demirel, Türkiye'nin, siyasetin aldığı yaraları tamir etmedikçe, ''ağır aksak'' gideceğini söyledi. ''Türkiye bugün ağır aksaktır'' diyen Demirel, TBMM'nin itibarının yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Demirel, ''Kapatılabilen bir Meclis, seçilmişlerin darmadağın edilebildiği bir düzen ve istenildiği zaman
atılabilen bir anayasa ile siz halka, siyaset ve siyasetçiye güveni veremezsiniz'' diye konuştu.

Türkiye'nin bugün iyi yönetildiğini kimsenin söyleyemeyeceğini savunan Demirel, ''Aslına bakarsanız, bugünkü siyasi iktidar gitse yerine başka bir siyasi iktidar gelse yine iyi yönetildiğini söylemekte güçlük olur. Çünkü, sistemin kendisinde düzeltmeler yapılması lazım'' dedi.

9. Cumhurbaşkanı Demirel, halkla siyasetin kurumlarını birbirine bağlamak gerektiğini ifade ederek, dar bölge seçim sistemine gidilmesi gerektiğini vurguladı. Demirel, ''Mutlaka TBMM seçiminin yenilenmesini, seçilmişlere değil bir seçilmemiş otoriteye bırakacaksınız. Cumhurbaşkanı olabilir, başbakan olabilir. Başbakan grubuna danışmadan bunu yapabilecek. Eğer 1960'ta, 1980'de seçime gidebilseydik, iki tane büyük devlet krizi ile karşı karşıya kalmazdık'' dedi.

''HALLETMENİN YOLU DERHAL SEÇİME GİTMEKTİR''

Bir süre sonra halk ile siyasetçi arasında mesafenin açıldığını, siyasetçinin kendisini yenilemesi gerektiğini dile getiren Demirel, ''Ne zaman hoşnutsuzluk oldu, ne zaman göz gözü görmez hale geldi bu olacak'' dedi. Demirel, şöyle devam etti:

''Evvelki gün bir yerde bana soruluyor; 'efendim Cumhurbaşkanı kendisine gönderilen kararnameleri iade ediyor. 400 tane yer vekaletle idare ediliyor. Niye cumhurbaşkanı bunları iade ediyor? Çünkü, cumhurbaşkanı buralara ideolojik saplantıları olan insanların getirilmesinden endişe ediyormuş.' Cumhurbaşkanı eğer siyasi iktidarın niyetlerinden şüpheye düşmüşse büyük bunalım var demektir. Bunu halletmenin yolu, derhal seçime gitmektir. Çünkü, bunu yapmadığınız taktirde bu ekşimeye devam edecektir. Bundan zarar görürsünüz, netice itibariyle. Bugün için söylemiyorum, ben güncel politikanın üstündeyim, ama eğer bir sıkıntı varsa, köylünüz, esnafınız şikayet
etmeye başlamışsa ve bunlara lazım gelen cevapları yetiştiremiyorsanız, yarın daha kötü sosyal patlamalar olmadan önce (arkadaş ben iyi idare ediyorum seni, bu kanaatte isen düş arkama, bu kanaatte değilsen bildiğine ver) diye siyasi iktidarların kendisini halka arz etmesi lazım.'' Demirel, Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili bir soru üzerine de Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi yönündeki görüşünü yineledi. Demirel, ''2007'de yapılacak seçime kadar Türkiye bu noktaya gelir mi, bilmiyorum. Bu parlamento seçerse, hukuken bir sakıncası yoktur. Yalnız siyasi sistemde gelenek, görenek ve kabullenme gibi elemanlar da önemlidir'' diye konuştu.