BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Demirel'den Erdoğan'a uyarı

Başbakan Erdoğan'ın Kürt Sorunu çıkışını değerlendiren siyasetin duayeni Demirel, tecrübelerinden yola çıkarak kaygı verici gelişmelerin olacğını iddia etti

Abone ol

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel , teröre taviz vermenin daha fazla terör anlamına geleceğini vurguladı. 1993'te Kürt realitesinden söz ettiğini vurgulayan Demirel, ''Türkiye'de bazı insanlar kendilerine Kürt demektedir. Onlar Kürt kökeninden gelmektedir. Onlar vatandaştır. Azınlık değildir. Kürt kökenli Türk vatandaşıdır. Bence doğrusu budur. Değildir deniyorsa, o zaman onu söyleyin'' dedi. Demirel'le Güniz Sokak'taki evinde yaptığımız söyleşinin devamı şöyle:

- Terörle mücadelenin yanına başka hiçbir şey koymamalı, bu başlı başına bir sorundur diyorsunuz, bu konuda bugün bir zaafiyet mi var?

SÜLEYMAN DEMİREL - Ben herkese diyorum ki, devleti yönetenlere ve bütün sorumlulara diyorum, bu yangını söndürün. Şimdi nasıl söndürelim diyor? Sizin gazetede Aytaç Yalman' ın bir yazısı var, Yalman'ın şikâyetleri var. O yazı, çok enteresan. Aytaç Yalman'ın şikâyetleriyle Genelkurmay Başkanı'nın şikâyetleri aynı paralelde. Genelkurmay Başkanı kısıtlamalardan bahsediyor, Yalman ise devletin zaafa uğratıldığından bahsediyor. Yani ona kulak verelim. Avrupa Birliği sevdasına kapılarak devlet zaafa uğradı, diyor. Terör meselesinde taviz verici adımlar atarsanız, bu daha çok terör demektir.

- Taviz terörü arttırır mı diyorsunuz?

DEMİREL - Evet, eğer siyasi çözüm adı altında veya başka adlar altında veya Kürt sorununu çözüyorduk diye birtakım tavizler verilirse, Türkiye birliğinden tavizler verilirse bu takdirde daha çok taviz almak için daha çok terör beklenmelidir. Bu çok yanlıştır. Onun için bunu kesip ayırmak lazım. Şimdi burada ne yapalım diye kimsenin soru sormasına gerek yok. Bu devlet işidir ve devlet karşılaştığı bir mesele karşısında acze düşemez, gereğini yapacaktır. Yalman bakın ne diyor, ulusal birlik ve beraberliğimizi güçlendirelim. Kendi öz gücümüze güvenerek var gücümüzle mücadele etmeliyiz. Başka bir yolumuz yok. Eğer mücadeleden kaçıyorsan, başlangıçta mağlup olursunuz. Mareşal Foş' un bir sözü var, biz hiç kaybetmedik diyor, çünkü kaybetmeyi hiç düşünmedik, diyor.

'Kullanılan kelimelere dikkat'
- Bugünkü tablo anlattığınızla örtüşmüyor. Başbakan mücadele yerine devletin hatalarından söz ediyor...

DEMİREL - Şimdi bu noktada bir iş yapacağım, çok önemli, ben geçmişte dedim ki, bu mücadelenin kökünde, terörle mücadelenin kökünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin topraklarını, halkın sınırlarını korumak sorumluluğu yatar. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti halkın topraklarını, sınırlarını koruyamıyorsa o zaman devlet olma fonksiyonunu yitirir ve bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Öyleyse ne yapın yapın, bu terörün hakkından gelin. Şimdi bu benim mesajım. Biraz geçmişe dönüp biraz geçmişi laf edelim. Ben demişim ki terör hadisesinin Kürt sorunu olarak adlandırıldığına şahit olmaktayım. Hadise bir Türk-Kürt hadisesi haline getirilmek istenirken dikkatli olunmalıdır. Herkes kullandığı kelimeye dikkat etmelidir. Herkes şunu iyi bilsin ki ne devletin bölge halkıyla ne de bölge halkının devletle, Cumhuriyetle, demokrasiyle bir sorunu yoktur.
'Etnik çatışmaya dönüşmemeli'

- Etnik bir sorun olmadığını düşünüyorsunuz...
DEMİREL - Bölge halkı bütün uğradığı zulme rağmen, eşkıya tarafından kendisine yapılan zulme rağmen devletin yanında olmuştur ve bu terör çatışması bir etnik çatışmaya dönmemiştir. Terör çatışması etnik çatışmaya döndüğü yerde bunun çözümünü bulamazsınız. Kaostur. Bizim çırpınmamız aman o istikamete kaymasın. Buradan şuraya gelmek istiyorum: Bu ülkenin ben Kürt'üm diyen vatandaşına, Türkiye Cumhuriyeti olarak, Türk milleti olarak biz şükran borçluyuz. Çünkü bu Cumhuriyeti kurarken, bu ülkeyi düşmandan kurtarırken gösterdiği sadakati Cumhuriyeti korurken, Türkiye birliğini korurken de göstermiştir. Nihayet birliktelik, beraber yaşama ister Kürt kökenli olsun, ister Çerkes kökenli olsun, ister Türk kökenli, herkesin yararına; huzur, sükûn varken, huzur sükûn batacak mı insanlara? Bunun karşısında kargaşa aramaya mı gideceksiniz? Bu doğru mudur? Doğru değilse Türkiye içinden çıkılmaz bir sorunla karşı karşıya demektir. Terör Türkiye'de Kürt sorunu değildir, ayrı bir sorundur ve zaten terörü yapanlar 3-5 bin kişidir, bundan ben Kürt'üm diyen sayın vatandaşlarımın çoğu da rahatsızdır.

- Siz 13 yıl önce Kürt realitesi derken neyi amaçlamıştınız? DEMİREL - Kürt realitesi şu demektir; bu ülkede bazı insanlar kendilerine Kürt demektedirler. Bu insanlar Kürt kökeninden gelmektedirler. Onlar vatandaştırlar, bu ülkenin sahibidirler, azınlık değildirler, Türk vatandaşıdırlar. Bu doğru mu? Bunu ben söylüyorum 5 Temmuz 1993'te. Burada istismar edilecek, yadırganacak veya yanlış yorumlanacak hiçbir şey yok. Türkiye'de terör, devletle vatandaş arasında bir olay değildir. Kimle kimin arasındadır? Teröristle Türk milleti ve Türk devleti arasındadır. Yani Türk milletiyle Türk devleti ile terörist arasındaki meseleyi vatandaşla devlet arasındaki mesele haline getirmemelidir. Bu da eski söylenmiş bir laf: Terörü yapanların demokratikleşme diye bir sorunu yoktur. Terörün arkasında toprak ve bayrak isteği vardır. Türkiye'yi parçalamak ve parçaladıkları kısım üzerinde devlet kurmak, bağımsızlık talepleri vardır. Bunu 29 Aralık 1994'te söylemiştim. Türkiye'de bir Kürt meselesi vardır, bu Türkiye'nin başmeselesidir yolundaki beyanları kabul etmiyorum. Ben söylüyorum; Türkiye'nin terör meselesi vardır, başmesele odur. Bunu terör olayı olmaktan çıkarıp başka şeye götürürseniz terörü azdırırsınız. Sana vermek istediğim en önemli mesaj bu. Israrla söylüyorum ki Türk milleti dediğimiz insanlar iç içe, kardeşçe yaşamaktadırlar. Gelin bunu bozmayın.

İrlanda'daki terör
- Türkiye gibi üniter devlet olup içinde farklı kesimlerden insanları barındıran ülkeler var...

DEMİREL - Amerika'da 30 ırka mensup insan var. Bir de Amerikan milleti var... Şimdi İrlanda'da terör var, IRA terörü, buna adam IRA terörü diyor, İrlanda sorunu demiyor, dikkatinizi çekerim, IRA terörü diyor; Bask terörü diyor, Bask sorunu demiyor. Çünkü ne oluyor, onu demeyişinin sebebi şu; IRA terörünü İrlanda sorunu haline getirirseniz bütün İrlandalıları karşınıza alırsınız. O işin içinde görürsünüz.

Eşit siyasal haklar

- Ulus-devlet kavramını zaafa uğratmamak gerekir...
DEMİREL - İki uluslu bir üniter devlet olmaz. Tek ulusludur. Eşit siyasi haklar vardır herkes için. Eşit fırsatlar vardır ve bu ülkenin insanları ülkenin her köşesinde milletvekilini kendisi seçer, muhtarını kendisi seçer. Bu ülkenin insanları her istediği yerde oturur. İzmir'de de oturur, Bursa'da da oturur, Şırnak'ta da... Eşit ekonomik hakları vardır. Eşit fırsatlar vardır.

- Bu eşitlikler terör örgütünü sanırım pek ilgilendirmiyor...
DEMİREL - Üniter devlet içinde bağımsız bir Kürt devleti mi isteniyor? PKK hareketinin arkasındaki talep bu. 15 sene süren cidalden sonra bunun olamayacağı görülmüş, bu defa üniter devlet içinde bir demokratik ülke ve özgür bir parça, ama iki uluslu. Federasyona gitsin. Evvela federasyon, daha sonra başka şeyler.

- Demokratikleşme kavramı öne çıkarılıyor...
DEMİREL - Şimdi daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku ile ve geçmişte yapılan hataları da düzelterek tek millet, tek bayrak altında bu sorunu çözeceğiz, diyor. Yine geliyorum, sorun nedir ki, bunları nasıl yapacaksınız ki? Ve nasıl sorun çözülmüş olacak? Kürt sorunu, demokratikleşme sorunudur, diyor. Yani ne demek istiyor? Türkiye'de demokrasi yoktur diyorsa kendisini iktidara getiren demokrasi. Demokrasinin eksiklikleri vardır, şunlardır diyorsa o, bu ülkenin bütün vatandaşlarını ilgilendirir, çünkü bütün vatandaşlara eşit haklar vardır, yani ülkenin bir bölümündeki insanlara başka, bir bölümündeki insanlara başka hukuk tanınmamaktadır. Aynı hukuk tanınmaktadır. Ha, uygulamada hatalar varsa uygulamaları düzeltmek de kendisine aittir ve söylüyorum gene, eşitliğe mani olan eğer zorlukları varsa onu düzeltmek de kendisine aittir.
'Erdoğan, hata neyse söylesin'

- Sorduğunuz sorular Başbakan açıklama yapmadığı sürece askıda kalacak gibi görünüyor...
DEMİREL - Herkes kendine göre bir şey farz ediyor. Şimdi geçmişte yapılan hataları yok saymak büyük devlete yakışmaz, diyor. Bunların ne olduğunu söylemesi lazım. Devlet ne hatası yapmış? Çünkü devleti eğer yaptığı mücadelede, yani insanını, toprağını korumak için yaptığı mücadelede devleti suçlu buluyorsanız, o zaman bu mücadeleyi yapmakta sıkıntıya girersiniz. Onun için yanlış anlaşılmamak bakımından, yapılan hatalar nelerdir? Ha, diyebilirsin ki hizmet eksik. O tartışılır. Yani varsa eksik hizmet; onu tamamlamak da, yine sen iktidarsın, adama sorarlar üç senedir ne yaptın diye...

Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Balbay'ın röpörtajı...